Ahmet Şık hapsedilirken, Nedim Şener havuzun gözdesi oldu

YORUM | A.HAMİT BİLİCİ

Türkiye’nin bir numaralı belası derin yapılar, Tayyip Erdoğan’a karşı iken Nedim Şener de karşıydı. O yapılar Erdoğan’la anlaşınca Şener de değişti.

Ahmet Şık hapsedilirken Şener havuzun gözdesi oldu. Öyle ki, Ekim Alptekin & Flynn yapımı AKP propagandası için ta ABD’ye gitti.

Her şey net.

Şener’in bu çizgisi, liberal, sol veya cemaat kökenli demokratların tam zıddıydı.

Bizler, derin yapılar seçilmiş iktidara karşıyken, demokrasinin ve AKPnin yanındaydık;derinlerle anlaşıp tek adamlığa kayınca karşısına geçtik.

Bu yüzden kimimiz hapsi,kimimiz sürgünü boyladık.

Bu da net.

Karanlık yapılar gerçekte Erdoğan’dan nefret eder. Şener de nefret eder.

Peki şu anki ortaklıkları neye dayanıyor? Kürt ve Cemaat düşmanlığına. Bu iki ana konuda derinlerin istediğini yapan ve onlara maske olan Erdoğan ise yolsuzlukları kapatılıp hala Saray’da yaşadığı için mutlu.

Derin yapılar ile Erdoğan ittifakı neticesinde ülkenin şaftı kaydı. Hukuk bitti, demonrasi gitti, ekonomi battı.

Faili meçhuller, Balyoz, Ergenekon,yolsuzluk vb davalar kapatıldı.

Aydınlar, gazeteciler, Selahattin Demirtaş ve onbinlerce Cemaat mensubu hapsedildi, yüzbinlercesi işinden oldu.

Akıl sahibi herkesin görebileceği gibi bu korkunç bir tablo değil mi?

O kadar ki, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Akif Beki gibiler bile yarım ağız da olsa mutsuzluklarını ifade ediyorlar.

Peki yaşananlarda sorun görmeyen, hatta altın çağ diye alkışlayan kim: Perinçek ve Nedim Şener gibiler.

Ahmet Şık, 15 Temmuz’a dair aşağıdaki soruları soruyor.

Demirtaş’ın hapsedilmesini, cemaate yapılan soykırımı sorguluyor. Bu yüzden kendisi hepsediliyor. Ama Nedim Şener bunlarda hiç bir sorun görmüyor. Hatta bu soruları sorduğu için Şık’a “seninle konuşacağım bir şey yok” diyor.

Hukuktan, demokrasiden, ahlaktan nasipsiz, din, vatan, millet gibi tüm değerleri suistimal eden ve gerçekte bir suç ortaklığının sonucu olan idarenin ülkeyi duvara toslatacağı belliydi. Acı olan şu ki, mevcut durum sürdükçe ülkenin daha da batacağına kuşku yok.

Peki çıkış yolu ne?

Çare, demokrasiye dönmek. Ama bunun için kısmen özetledğim ama topluma bir türlü anlatamadığmız mevcut tabloyu doğru okumak şart.

Yoksa 15 Temmuz için Yenikapı’ya koşar, sonra kontrollü darbe dersin.

Vatansever ile haini karıştırırsın.

Muhalefet ediyorum sanırken Erdoğana hizmet edersin.

Gerçeği görmenin ve ona göre tavır almanın bugünkü Türkiye’de ağır bedeli var.

Göz yumup işine bakmanın veya rezalete methiyeler dizmenin de ücreti var. Birine ağaç kökü, diğerine Ejder meyveli smoothie.

Birine Saray’da danışmanlık, diğerine ömür boyu hapis.

Bu da net.

ÖNCEKİ YAZIABD Dışişleri Bakanı Pompeo Kaşıkçı için Türkiye’ye geliyor; Suudiler cinayeti kabul etmeye hazırlanıyor
SONRAKİ YAZITr724 | 16 Ekim Salı Gazeteniz
Abdülhamit Bilici
İlkokula İstanbul’da başlayıp lise eğitimini Erzurum’da tamamlayan Bilici, 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ndeki yüksek lisans eğitimini “Türkmenistan’ın Enerji Yapısı ve Doğalgaz” başlıklı master tezi ile tamamlamıştır. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Bölümü’ndeki Doktora çalışması halen devam etmektedir. Bilici, Fatih Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde de İşletme Yüksek Lisansı (MBA) yapmıştır. Zaman Gazetesi’nde muhabir olarak iş hayatına başlayan Bilici, 1995-1997 yılları arasında Aksiyon Dergisi Editörü, 1998-2001 arsında Zaman Gazetesi Dış Haberler Editörü, 2002-2008 arasında Zaman Gazetesi Genel Yayın Editörü, 2009-20015 yılları arası Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü, 6 Ekim 2015 tarihinden itibaren Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü görevini devralan Bilici, ayrıca Zaman Ve Today’s Zaman gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Ekrem Dumanlının görevinden ayrılmasının ardından Zaman Gazetesi Genel Yayım Yönetmenliğine getirildi. AKP'nin el koyup KHK ile kapattığı Zaman'ın son genel yayın tönetmeni olan Abdülhamit Bilici, şimdi TR724'te köşe yazarlığı yapıyor.

1 Yorum

  1. ”Vatansever ile haini karıştırırsın.”

    Bu ifadeler devlet işleri ile birlikte kullanıldığında hep zavallılar kendini ateşe atıyor, cebbarlar sefa sürüyor.

    Vatansever de hain de hep ağızda sakız, zulümlere kılıf…

    En iyisi vazife, sorumluluk, çalışmak, işini yapmak, hesap vermek ve hesap sormak… Sonuçta şeffaflık üzerine bir yaşamı tercih etmek.

    Vatansever ve hain: Bu kelimeleri kullananlardan kuşkulanıyorum.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin