ABD’nin Türkiye Büyükelçi adayından demokrasi, insan hakları ve S-400 mesajı

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği görevine aday gösterilen David Satterfield

Başkan Donald Trump’ın ABD’nin Ankara Büyükelçiliği görevine aday gösterdiği David Satterfield, adaylığının onay süreci kapsamında Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda ifade verdi ve senatörlerin sorularını cevapladı. Oturumda önce yazılı ifadesini okuyan Satterfield, Türkiye ile ilişkilerin büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunun altını çizdi.

VOA Türkçe’nin haberine göre, David Satterfield, büyükelçilik görevinin onaylanması halinde en önemli önceliğinin Türkiye’de yaşayan Amerikan vatandaşlarının güvenliğini sağlamak olacağını vurguladı. Senato Dış İlişkiler Komisyonu üyelerine rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakılması için gösterdikleri çabadan dolayı teşekkür etti.

Serkan Gölge dahil, ABD vatandaşları serbest kalıncaya kadar…

NASA fizik mühendisi Serkan Gölge dahil bütün ABD vatandaşları ve diplomatik misyon çalışanları özgür kalıncaya ve aileleriyle birlikte evlerinde kalıncaya kadar çabalayacağını anlatan Satterfield, şöyle devam etti:

“Genel olarak, Amerika Türkiye’de demokrasi ve bireysel özgürlüklere saygı alanındaki durumdan endişeli. Görevimin onaylanması halinde, Türkiye’nin NATO müttefiki statüsünün gereklerini tam olarak yerine getirmesine, Türkiye’ye içerde ve dışarda insan hakları taahhütlerine saygı göstermesi konusunda meydan okumak için çalışacağım.”

Senato Dışişleri Komisyonu’ndaki oturumun soru cevap bölümünde Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemi ve F-35 projesi yeniden gündeme geldi.
David Satterfield’a, “Türkleri sadece bizimle değil NATO ile de uyumlu hareket etmenin onların çıkarına olduğunu anlamalarını nasıl sağlayacaksınız?” diye soruldu.

S-400 almak, kısa ve uzun vadede akıllıca değil

Satterfield, soruyu şöyle cevapladı: “Sayın Senatör, biz, Başkan, Başkan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı Vekili Shanahan da sizlerin yaptığı gibi Türk hükümetine en üst düzeylerde hem kamuoyu önünde hem de özel görüşmelerde, S-400 alımının gerçekleşmesi halinde F-35 programına katılmasının mümkün olmayacağının mesajını en net ifadelerle iletiyoruz.

S-400 alırlarsa Patriot alamayacaklarını söyledik. Türkler S-400’leri alırlarsa bu kısa ya da uzun vadede akıllıca bir adım olmayacak. S-400 alımının ne gibi sonuçlarının ve Patriot gibi son derece cazip, ne gibi alternatiflerin olduğunu her düzeyde anlatmak için elimizdeki her imkanı kullanacağız.”

Soru-cevap bölümünde söz alan Demokrat Partili New Jersey Senatörü Bob Menendez de S-400’ler konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben bir uyarıda bulundu ve şunları söyledi:

Menendez: Umarım Erdoğan blöf yapmadığımızı anlar

“Umarım Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika’nın blöf yapmadığını net bir şekilde anlar. Ben CAATSA’nın (Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası) yazılmasına yardımcı oldum. Buradaki soru Türkiye’nin yaptırımla karşılaşıp karşılaşmayacağı değil, karşılaşacak olması. Ve eğer karşılaşırsa, ki görmek istediğim şey bu değil, Türkiye ekonomisi çok büyük bir darbe almış olacak.

Yaptırımlar uluslararası piyasaları sallayacak, doğrudan yabancı yatırımcıları ürkütecek, Türkiye’nin havacılık, uzay ve savunma sanayisini felce uğratacak. Bu yüzden siz de onaylıyorsanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu anlaşmanın risklerini ve olası sonuçlarını anladığından emin olma konusunda size güvenebilmeyi bekliyorum.”

Seçimi manipüle etmesi halinde Erdoğan’a ne cevap verilmeli?

Senato’daki oturumda 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler de gündeme geldi. Senatör Jeanne Shaheen, “Türkiye önemli bir müttefik oldu ama demokrasi açısından geri gidişin söz konusu olduğu bir müttefik. Sizinle ofisimde daha önce konuştuğumuz gibi en fazla sayıda tutuklu gazetecinin olduğu ülke. Yerel seçimler yapıldı, sonuçlara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinden itiraz var. Erdoğan’a İstanbul seçim sonuçlarını manipüle etmesine izin verilmesi ve seçimin baştan yapılması durumunda Amerika’nın yanıtı ne olmalı?” diye soruldu.

Şeffaf sürece tüm taraflar saygı göstermeli

Satterfield, “Varsayımsal olarak yorum yapmayacağım ama bizim mevcut pozisyonumuzun şu anda ne olduğu ve bundan sonra ne olacağını söyleyeyim. Adil, özgür ve şeffaf seçim süreci her demokrasinin temel unsurudur. Türkiye bir demokrasi. Bu şeffaf sürece tüm tarafların tam olarak saygı göstermesini bekliyoruz ki sandığa gidenlerin iradesi sonuçlarda kabul görsün. Önümüzdeki günlerde süreci çok yakından izlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin