ABD’de nefret suçu işleyip, videoya çektiren AKP’li trolün kendini kurtarma girişimi: Cemaatçiler beni tehdit ediyor!

AKP yandaşı olan Vakkas Doğantekin ABD’nin Los  Angeles şehrinde düzenlenen Türk Günü’nde Hizmet Hareketi’ne yakın bir kişiye ‘nefret söylemi söylemi içerikli tehdit cümleleri kullandı. Aynı zamanda Los Angeles’te faaliyet gösteren Türk derneği TURCA’nın başkanı da olan Doğantekin, Hizmet Hareketi üyesine, “Yahudi Köpekleri, teröristler, şerefsiz vatan hainleri” diye nefret söylemi içeren cümleler sarf etti. Doğantekin bunla da yetinmeyin ileri de PR için kullanmak için bu anları kamereya çektirdi. Daha sonra twitter hesabından bu görüntüleri paylaştı ve tehditlerine devam etti: “Türkiye’ye terörist ülke diyen ama Türkiye şapkasıyla para kazanmaya utanmayan F…’cüye haddini bildirdim.” ifadelerini kullandı.

Kısa sürede bu görüntüler sosyal medyada tepki çekti. ABD kanunlarına göre suç olan bu ifadeler başta FBI olmak üzeren sosyal medya üzerinde ilgili yerlere iletildi. Yaptığı işin ne kadar kötü birşey olduğunu sonradan anlayan AKP’li trol ise bu sefer aynı twitter hesabından tehdit edildiğini ifade ederek, yardım istedi. İngilizce olarak ilgili güvenlik makamlarına twet atan Doğantekin, Türkçe olarak da trollerden destek talebinde bulundu. “Arkadaşlar lütfen son İngilizce mesajıma rt desteği verir misiniz? ABD’deki F…’cüler tarafından tehdit ediliyorum.” dedi.

İşte o video;

 

İŞTE O TWİTLER;

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. İtikadın Dereceleri ve Neticeleri

    Bir dine, bir davaya, bir yola, bir metoda inanmanın dereceleri ve o derecelerin her birinin de lazımı, neticesi vardır.

    İnanmanın en alt basamağı hayal derecesidir.

    Hayal derecesinde inanan birisi, dili ile inandığını söylese bile, birilerinin hayatına gaye yaptığı şeyi, hayal kadar uzak bir safsata olarak görür.

    Dıştan takdir eder, içten güler geçer. O inanılan şeyler, onun için olmaz şeylerdir. O yolda yürüyenlerin halleri, sadece rolden ibaret asılsız tavırlar, hatta asıl niyeti gizleyen perdelerdir. Gerçek olmasına ihtimal dahi veremez.

    İnanmanın ikinci basamağı tasavvurdur. Bu basamaktaki adam, o inancı zihninde az buçuk şekillendirse de, tam olarak bir yere oturtamaz. Kabul etmemiş, lüzumuna inanmamıştır. Nasipsizdir.

    Üçüncü basamak düşünme, akletme basamağıdır. Makuliyetini, olabilirliğini düşünse de, hayatının zaruretleri, gerekleri arasına almamış, ondan taraf olmamıştır. Muhalif birisi ile karşılaştığında ortada durmayı, bitaraf kalmayı tercih eder. Daha inanmanın tadını tatmamıştır.

    Dördüncü basamak, tasdik basamağıdır. Asıl iman ve kabul bu basamakta başlar. Bu basamaktaki adam, hem aklen anlamış, hem kalben kabul etmiş, doğruluğuna, lüzumuna inanmış, inancını olması gerektiği makama, olması gerektiği şekilde koymuştur. Tarafsız değildir.

    Beşinci basamak, izan basamağıdır. İzan basamağına ulaşan, aklen duyduğunu kalben hissetmeye, yaşamaya başlamış, tadını almış, yaşayan bir dava haline gelmiştir. Yaşantısı davasına uygundur.

    Altıncı basamak, iltizam basamağıdır. Bu basamaktaki adam için dini, davası her şeyden önce, her şeyden üstündür. Mutluluğu davasından, üzüntüsü davasındandır. Davasına, davası ile anılacak kadar bağlıdır.

    Yedinci basamak, itikad basamağıdır. Bu basamaktaki adam, aksine ihtimal veremeyecek kadar davasında sağlamdır. Sarsılmaz bir inanca sahiptir. Dinini, davasını yaşamaması diye bir şey, hiçbir şart ve durumda bahis mevzuu olamaz. Güneşten bir parça kopar, ondan bir parça kopmaz. Zorluklar, onun yaşama azmini, şevkini, sevgisini, sevincini artırır. Ümitsizlere ümit, yorgunlara şevk kaynağı olur. Olumsuz şartları, sevdasını, aşkını, vefasını, itikadını ortaya çıkaran tatlı rüzgarlar ve hatta fırsatlar gibi görür. Hayatının en lezzetli anlarını, dinini, davasını yaşadığı anlar bilir. Zevki, “Allahuekber!” deyip doğrulmak, başını secdeye koymak, dini için adım atmak, davası için fedakarlık yapmak, bütün hayırların ve güzelliklerin Allah’tan ve Allah’a ait olduğunu bilmektir. Lezzet alır inandığını yaşamaktan…

    Bu basamakları nazar-ı itibara alan, safsata diye bakanın da, nasipsizin de, tarafsızın da veya salabet sahibi adamın da nerede durduğunu bildiği için, insanların hadiseler karşısında aldığı tavırları şaşkınla karşılamaz.

    Bilir ki o tavır, adamın kalbindeki kabulün, durduğu basamağın gereği ve neticesidir.

  2. O aşağılık adamların sataşmalarını izledim. Akşama kadar a haber ve türevlerini izlemekten beyni süngere dönmüş, hırsızı halife zanneden, idrak ve izandan yoksun tipler.

    Sataşmaların mağduru arkadaşın sabrı ve vakur tavrı takdire şayan. Ben olsam o kadar sabırlı olamazdım diye düşünüyorum. Hele de elimde o uzun maraş dondurması levyesi varken. İyi ki ben değilmişim. Bu insanları bu yüzden çok seviyorum. Tavırlarıyla bana ders veriyorlar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin