Yolculuk hazırlığı başladığına göre…

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Rusya S-400 hava savunma sisteminde ilk bataryayı askerî kargo uçaklarına yükledi. Birkaç güne kalmaz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kargoyu teslim aldığına dair fotoğraflar internete düşer.

Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Atlantik Anlaşması Teşkilatı’nın (NATO) haricinde Avrupa Birliği S-400’ün teslim alınmasına şiddetle itiraz etmişti. Türkiye’ye müeyyide sopası dahi gösterilmişti.

İNANMAK İSTEMİYORLAR

Halihazırda Batı ittifakında sessizlik hâkim olsa da Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “müeyyide” ihtarını kale almadığına hâlâ inanmak istemiyorlar.

Türkiye’nin yarım asırdan fazla süredir üyesi olduğu NATO’nun tavsiye ve telkinlerine rağmen Rusya’dan hava savunma sistemi satın alması her iki cenah namına kırılma noktası.

Saraybosna’ya hareketinden evvel beyanat veren Erdoğan’ın “Yolculuk hazırlığı başladı.” sözünün altını çizdim.

Herkes için yolculuğun başladığı bir döneme girildiği ancak bu kadar berrak hülâsa edilebilirdi.

Erdoğan, S-400’ün sevkiyatını kast etse de Türkiye’nin merkezinde yer aldığı devletler arası münasebetlerde kimin hancı kimin yolcu olduğunu yakında ibretle müşahede edeceğiz.

KEŞKE MESELE MEMLEKETİN MÜDAFAASI OLSA!

Mesele keşke Türkiye’nin havadan gelebilecek taarruza karşı kendini müdafaa etmesinden ibaret olsaydı.

Her vergi mükellefi böyle bir argümanın arkasına saklanan Erdoğan’a, “2002’den beri aklınız neredeydi?” deme hakkına sahip. Neticede hatalı kararların faturası ay bitmeden vatandaşın evine geliyor.

Geçen sene ağustos ayında pastör Andrew Brunson’ın tahliye edilip edilmemesi faslında Amerika ile didiştiğimiz için mevcut krizin fitili ateşlenmedi mi?

Kendi ifadeleri ile 18 senedir Türkiye’yi hava taarruzuna mukavemet edemeyecek şekilde tutan ve millî güvenliği hedef alan bir tehdit karşısında adım atmayan iktidar evvela ihanet değilse bile bu gafletinin hesabını vermeli.

KRİZ GİRDABINDA DEBELENİP DURURUZ

İlaveten S-400 krizinde Batı’dan herhangi bir müeyyide gelmese bile devletlerin tarife dışı engelleri ve mesafeli yaklaşımlarının seneler içinde sebep olacağı ağır maliyet ne olacak?

Mevcut iktisadî krizi bir şekilde atlattığımızı kabul edelim. Batıdan sermaye desteği almadan ne büyümeyi ne de istihdamı finanse edebiliriz. Mütemadiyen kriz girdabında debelenip dururuz.

Para muslukları kapanınca ne kadar çaresiz kaldığımızı yaşayarak öğretiyorlar.

Hâl böyle iken Erdoğan, Türkiye’yi başka bir eksene savuruyor. Financial Times gazetesinin işaret ettiği gibi “ateşle oynuyor”. Rusya’nın müttefikliği Doğu Akdeniz’e kadar…

Türkiye’nin müktesebatı, devletin DNA’sı ve halkın hissiyatı bir araya geldiğinde Rusya ile domates satıp doğalgaz ithal etmenin ötesinde mesafe kat edemeyeceğimizi anlıyoruz.

FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK

Mevcut sessizliği “Erdoğan’ın Amerika’ya mukabil kazandığı zafer” diye tevil edenler her halükârda “Evet efendim, sepet efendim!” diyenlerin ta kendileridir. Erdoğan nerede ise onlar orada.

Onların mevcudiyeti ile Erdoğan’ın lutfettiği iktidar nimetleri arasında birebir illiyet var. Erdoğan muslukları kıstığı anda ortada kalacak kadar kabiliyet ve tecrübeden mahrum asalakların 82 milyona yüklediği fatura er ya da geç hepsinden tahsil edilecek.

Çaya, şekere, benzine, motorine, elektriğe, temerrüt faizine derken yurt dışı çıkış harcına kadar zam zam üstüne zam yapan Erdoğan’ın çok da umurunda değiller. Bugünlerde derdi başından aşkın.

Erdoğan’ın kamuda sendikalı işçiye yüzde yüzde 5+yüzde 4 maaş zammı teklif etmesi tam bir aristokrat vurdumduymazlığıdır. Memur ve emeklinin maaşına da senelik yüzde 10 zam yapılmıştı.

SARAY’DA KRİZ YOK!


Enflasyonun törpülenmiş hali bile yüzde 16! Hükûmetin maaş zammı ise yüzde 10’da kaldı. Nalıncı keseri Erdoğan’ın elinde.

Kasayı boşaltırken “itibardan tasarruf olmaz” diyen Erdoğan ve damadı Berat, halktan almaya gelince aslan kesildi. Bu tablo krizin Saray’da ne kadar hissedildiğine dair hayli fikir veriyor.

Mevcut sessizlik sizi aldatmasın. Erdoğan, Ali Babacan’ın AKP’den istifa etmesi ile kayanın yerinden koptuğunun farkında.

Amerikan sisteminde Kongre’nin ayrı bir yetki alanı olduğunu bilenler S-400 krizinde Başkan Donald Trump’ın müeyyidelere karşı çıkma ihtimalinin olmadığının farkında.

Erdoğan’ın verdiği taviz ne kadar büyük olursa olsun Trump en fazla müeyyideleri birkaç hafta tehir ettirebilir, o kadar.

Aksine kendisini inandıranlar için filmin sonu maalesef hazin bitecek.

Senarist, yönetmen, yapımcı ve baş rollerdeki isimlere ile mahdut kalsa keşke o hazin son.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin