Yıldırım Demirören varsa başarı yok!

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Türkiye UEFA Uluslar Ligi’nde sahasında İsveç’e yenilerek grupta sonuncu oldu. Bunun bedeli ise bir alt lige düşmek oldu. Uluslar B Ligi yerine artık C Ligi’nde mücadele edeceğiz. Bu durum göstere göstere değil. Suçlu olarak parmağın işaret ettiği isim Mircea Lucescu oldu. Sorumlu listesi çıkarsak Lucescu son sıralarda yer alır.

Beşiktaş’ı iflasın eşiğine getiren Yıldırım Demirören’in Şubat 2012’de Türkiye Futbol Federasyonu olmasıyla futbolumuz içinde kara günleri kapkara günlere bırakıyordu. Hani sosyal medyada dolaşan bir replik var ya, ‘Kötü günler geride kaldı. Daha kötü günler geliyor’ diye işte Yıldırım Demirören’in futbolun yönetimine geçmeside tamda bu idi. Yıldırım Demirören kötü bir idareciydi. Futbol bilgisi sınırlıydı. Yöneticilik başarıları yoktu.

Şubat 2012’de futbolun dümenine geçen Yıldırım Demirören’le 7 yıl geride kalmak üzere. Elde edilen tek başarı Euro 2016’ya katılmak oldu. Son dakikada Şelçuk İnan’ın golüyle İzlanda’yı yendik ama diğer ülkelerinde katkılarıyla adımızı direk finallere yazdırdık. Demirören, Euro 2016’ya katılmayı oyuncu başına 500 bin Euro primle öğrenirken, kaş yaparken göz çıkardığının farkında bile olmuyordu. Fatih Terim’inde marifetiyle prim dağıtmada yaşanan eşitsizlik, sorunsuz giden Euro 2016 kampını problem yumağı haline getiriyordu. Gruplarda alınan başarısız sonuçlardan sonra Türkiye evine dönerken, Demirören başarısızlığın faturasını teknik direktör Fatih Terim’e çıkarmak yerine bazı oyuncuların basın önüne atılmasına ve bilahare kadro dışı bırakılmasına göz yumuyordu.

Arda Turan’ın milli takım uçağında gazeteci Bilal Meşe’yi yumruklaması Yıldırım Demirören’in gözünün önünde oluyordu. Hatta yumrukların ve sin kaflı küfürlerin adresinin Demirören ve Terim olduğu herkesin hemfikir olduğu konuydu. Arda Turan milli takımı bırakırken, Demirören af dilenmek için oyuncunun ayağına yeni teknik patron Mircea Lucescu’yu gönderiyordu.

Yıldırım Demirören’in, futbol gibi bir derdi yok. Onun tek derdi kendine o koltuğu teslim edenlere bağlılığını göstermek. Nitekim bunun bir göstergesi olarak Türkiye’nin en büyük medya grubunu satın alıp, Saray’ın emrine verdi. Türk futbolunu itinayla komaya sokan adam olarak, solunum cihazına bağlı Türk basınında fişini çekme görevini üstüne aldı.

Göreve geldikten sonra iki Dünya Kupası’nı ıskalayan Demirören’in normal şartlarda görevinden çoktan istifa etmesi gerekirdi. Koltuğunda gönül rahatlığıyla oturmaya devam ediyor. Basının önemli bir kısmı kendi kontrolünde olduğu için dikensiz gül bahçesinde futbolu yönetmeye devam ediyor.

Yıldırım Demirören’in sorumluluğu yanında Lucescu’nun esamesi okunmaz. Ligin kalitesinin düştüğü, yurt dışında top koşturan oyuncuların formsuz olduğu bir ortamda Lucescu’dan sihirli değnek beklememek gerekir. Lucescu yapılacak yabancı hoca tercihlerinde en iyilerden biriydi. Ancak yaşının ilerlemiş olması bir handikap oldu. Yine 2004’ten itibaren 11 yıl çalıştırdığı Shakhtar Donets’i getirdiği nokta ortada. Ukrayna liginde Dinamo Kiev’in gölgesinde bir takım olan Shakhtar, Lucescu döneminde önce Kiev hegomanyasını yıktı. Sonra lig şampiyonluklarının üzerine Avrupa başarısını ekledi. Son UEFA Kupası’nı kazanan takım oldu. Şampiyonlar Ligi’ne abone olan bir takım oluşturdu. Sadece sportif başarılarla yetinmedi. Parlattığı oyunculardan kulübün kasasına milyonlarca Euro girdi.

Türkiye’de Galatasaray ve Beşiktaş’ı şampiyonluğu taşıyan Lucescu, futbolumuzu yakından tanıyan biriydi. Ama Türkiye’de görev yaptığı dönemin çok gerisinde bir futbolumuz vardı. Büyük takımların eleme turunu geçemediği bir ülkeyiz. Galatasaray’ın isimsiz İsveç takımı Östersund’a elenmesi, Fenerbahçe’nin Vardar engeline takılması sıradan bir durum değil, futbolumuzun içinde bulunduğu gerçeği gösteren bir fotoğraftı.

Yine başa döneceğiz. Muhtemelen Lucescu’nun bileti kesilecek. Yeni hoca ile temiz bir sayfa açacağız. Yine bildik iddialı demeçler verilecek. Bir kaç kötü sonuç sonrası yeniden hoca tartışmaları başlıyacak. Bu kısır döngü böyle devam edecek. İlk düğmeyi yanlış iliklediğimiz için yanlışlıkları devam edecek. Balık malum baştan kokar. Sorunun kaynağını doğru yerde aramak gerek!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin