Trump’a maket uçak bile hediye edemezler!

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Eğer Havuz medyasını takip ediyorsanız papaz kıyafetli ve elimde haç olan fotoğrafımı görmüşsünüzdür.

Erdoğan ailesinin yönetimindeki Sabah ve Takvim gazetelerine göre Hıristiyan olmuşum.

Hatta papazlık yapıyormuşum!

Havuzcuların yalan söyleme ve hayali senaryolar yazma konusundaki maharetlerini bildiğimden çok şaşırmadım diyebilirim.

Nede olsa 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalından bu yana 7/24 böyleler.

Daha önce de hayatım boyunca hiç gitmediğim Kanada’da beni İran ajanları ile buluşturmuşlardı !

CIA ajanlığı filan olmazsa olmazdı zaten.

Hep söylüyorum; AKP rejiminin müzesini yapıp tüm bu haberleri orada sergilemek gibi bir projem var. Gelecek nesiller ‘Allah peygamber, din iman Kur’an’ diyen siyasilerin yaptıkları iğrençlikleri mutlaka görmeli.

Peki nerden çıktı bu papazlık meselesi?

Uzun yıllardır ABD’de yaşayan eğitimci bir dostum Türk ve Amerikalı aydınlarla söyleşiler yapıyordu. Benden de tecrübelerimi, gözlemlerimi aktarmamı istedi.

Bende anlattım.

Videoyu kişisel sayfasına yükledi. Yani gizli kapaklı bir şey değil. Orada 4 yıl önce ABD’ye taşındığımı, ABD’yi anlamak için tarih okuduğumu, belgeseller izlediğimi anlattım.

Bir bölümde ABD’de kiliselerin çok etkili olduğunu anlatıp, bulunduğum bölgedeki bir kilisede yapılan ‘Ortadoğu ve İslam’ konulu uzun bir workshop’a katıldığımı, çok istifade ettiğimi söyledim.

İşte o video Havuz medyasına “FETÖ’nün çakma papazı” olarak çıktı. Tabi ki ustaca montajlanmış, önü arkası kesilmiş, bağlamından kopartılmış bir şekilde.

Videoyu hazırlayan ise ‘Kabataş Yalancısı’ olarak bilinen Hilal Kaplan ve ekibi.

O video tüm havuz televizyonlarında döndü. Hatta Ankara Belediyesi’nden kovulan Melih Gökçek o montaj video üzerinden Saray’a yaranmaya bile çalıştı.

Başka hiç bir şey bilmeseniz bile bu örnek Erdoğan rejimi ve emrindeki medyanın karakterini göstermeye yeter. Düşünsenize, Youtube’da herkesin ulaşımına açık bir videodan montaj yapıp propaganda yapıyorlar.

Bu kadar basit bir olayda bile bunu yapanlar 15 Temmuz’da hangi montajları, yalanları üretmiştir bir düşünün.

 

Hani TC-CAN uçağı satılmıştı!

Yazının konusu Havuz ve 15 Temmuz yalanları olmadığı için meseleye virgül koyup sadete geleyim.

Malum olduğu üzere gündem Katar’dan alınan ‘uçan saray’. Ankara, İstanbul ve Muğla’ya saraylar yaptıran, Malazgirt’e yaptıracak olan Erdoğan, ekstradan bir de ‘uçan saray’ aldı.

Gerçi Erdoğan uçağın hediye olduğunu iddia ediyor.

Normal şartlarda böyle bir olay ortalığı birbirine katar, hükümet düşürür, isyan başlatır fakat Türkiye artık normal bir ülke değil.

Diğer skandallar gibi konuşulup geçti.

Erdoğan halka ‘ekonomik cihat’ diyerek ‘yastık altındaki dolarları, altınları çıkartın’ çağrısı yaparken 500 milyon dolarlık uçak alıyormuş.

Bu arada Erdoğan bu açıklamaları THY tarafından satıldığı açıklanan TC-CAN uçağında yaptı.

Resmi açıklamaya göre uçak satılmıştı ama hala Erdoğan’ın kullanımında. Yani halka yalan söylüyorlar. Fakat Türkiye’de gazete ve gazeteci bırakmadıkları için kimse sorgulayamıyor.

Bir an için Erdoğan’ın doğru söylediğini yani uçağın hediye olduğunu varsayalım. Peki bir siyasetçi, başka bir ülkenin liderinden 500 milyon dolarlık ‘hediye’ kabul edebilir mi?

Medeni ülkelerde bu işler nasıl oluyor?

Havuz’un montajlayıp çarpıttığı video da anlattığım şey buydu. ABD’de bu işler nasıl oluyor, siyaset ve medya ilişkisi nasıl diye okumalar yapıyorum.

Özetleyerek ‘gerçek bir başkanlık sisteminde’ siyasetçi, rüşvet-hediye düzenlemelerinin nasıl olduğunu anlatayım.

Kestirmeden söyleyeyim hiçbir medeni ülkede 500 milyon dolarlık hediye olmaz. Hediye deseniz de kimse inanmaz.

Mesela ABD’de siyasetçilerin, bürokratların pahalı hediye kabul etmesi yasak. Pahalı derken rakamı yüksek düşünmeyin.

50 dolarlık bir hediye almak bile yasak. Yayınlanmış çok detaylı bir liste var. (Buraya https://www.ethics.senate.gov/public/index.cfm/gifts)

Sözgelimi ABD siyasetinin parlak isimlerinden eski Virginia Valisi Bob McDonnel ve eşi ‘rüşvet almak’tan suçlu bulundu.

İddianameye konu olan ‘rüşvet’ler ise bir giyim mağazasından 17 bin dolarlık harcama, üzerinde ‘Virginia’nın 71.valisi’ yazılı bir Rolex ve golf kulübü üyeliği gibi şeyler. Bir işadamı vali McDonnell’in oğlunun okul, kızının da düğün masraflarını karşılamış.

Türkiye standartlarına göre lafı bile olmayacak şeyler. Bu dava nedeniyle gelecekte ‘ABD başkanı olabilecek isimler’ arasında gösterilen McDonnell’in siyasi hayatı bitti.

Peki hangisi doğru?

Milyonlarca dolar rüşveti ‘vatan millet sakarya’ diyerek cebe indirmek, yakalanınca da ‘bana darbe yapıyorlar’ diye polisi hakimi savcıyı tutuklamak mı yoksa 50 bin dolarlık bir saati hediye kabul ettiği için başkan adayı bir valiyi tutuklamak mı?

ABD yasaları bu durumlar için ne diyor?

ABD yasaları rüşvet ve iltimas konularında çok ağır. Siyasiler pahalı hediye kabul edemezler. Kongre’nin etik komisyonları bu konuları çok yakından takip ediyor.

Bırakın rüşveti, siyasetçilerin konumunu kullanarak çıkar elde etmesi bile yasalarla engelleniyor.

Mesela iktidardaki partinin ve kamu görevlilerinin ellerindeki kamu gücünü kullanarak seçimleri etkilemeye çalışmalarını engellemek amacıyla çıkartılmış Hatch Yasası var.

Bırakın bildiğimiz anlamda rüşveti, adam kayırmayı, bu yasa ile iktidar partisisi üyelerinin kamu araçlarını kullanmasını bile yasaklıyor. Bu yasa ile Başkan ve yardımcısı hariç tüm siyasiler, bürokratlar ve Beyaz Saray yetkilileri herhangi bir politik faaliyette kamu imkanlarını kullanamıyorlar.

Bakanlar seçim öncesi bir siyasi programa katılırsa makam araçlarını, ‘bakan’ ünvanını kullanamıyorlar. Hatta Adalet Bakanı görevi süresince hiç bir siyasi parti etkinliğine katılamıyor.

Yasalar ayrıca ‘seçim rüşvetleri’nin de önünü kesiyor. Partizan kadrolaşmak büyük bir suç.

Çok sıkı denetimler var

Özeti ve özü şu; demokrasilerin en önemli özelliği özgür ve adil seçimlerdir. Bırakın gazetecileri tutuklama, medyaya el koyma, rakim siyasi adayları hapse atmayı, iktidar partisinin kamu imkanlarını lehine kullanması bile ağır suç sayılıyor.

Kanun koyucular devlet imkanlarının adaletsiz kullanımının önüne geçmek için hiç bir boşluk bırakmamışlar.

Bir başka ifadeyle medeni ülkelerde bırakın yüz milyonlarca dolarlık rüşvet almayı, iktidar partisinin kamu gücünü kullanarak kendi lehine adaletsizlik yapması bile yasalarla engelleniyor ve büyük suç.

ABD’de ki yasalara göre Başkan Trump, Erdoğan’ın aldığı uçağın maketini bile hediye olarak kabul edemez.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin