Onay ve talimat Erdoğan’dan, imza Babacan’dan… [VİDEO]

ADEM YAVUZ ARSLAN | NEW YORK Tr724

New York Güney Bölge mahkemesinde devam eden davanın bugünkü (30 Kasım 2017) sabah oturumunda Reza Zarrab’ın tanıklığı devam ediyor.

Duruşmaya takım elbise ile gelen Zarrab kıyafetlerin hâkimin talimatı doğrultusunda kendisine verildiğini anlattı.

Savcılık, kıyafetindeki değişikliğin tahliyesiyle ilişkili olup olmadığını sordu. Zarrab, hala FBI gözetiminde yaşadığı cevabını verdi. Bu arada ilk kez cezaevinde tehdit aldığı için FBI tarafından başka bir yere aktarıldığını açıkladı

SÜLEYMAN ASLAN RÜŞVET ÇARKINA NASIL DÂHİL OLDU?

Zarrab sabah oturumunda kurduğu sisteme dair detaylar vermeye devam etti. Özellikle dönemin Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan ile olan toplantıları, Aslan’ın kendisinden rüşvet istemesine dair detayları açıkladı.

Savcılık sabah oturumunda çok sayıda telefon tapesi ve e-mail yazışmasını ekrana getirdi. Buradaki konuşmaların ne anlama geldiğini sordu.

Süleyman Aslan, Zarrab’a çok risk aldığını, geleceğini garanti altına almak istediğini söylemiş. Savcı bunun ne anlama geldiğini sorduğunda “Benden rüşvet istiyordu” dedi.

Ancak Süleyman Aslan’a rüşveti hemen vermemiş. Zafer Çağlayan’la istişare ettikten sonra rüşvet vermeye karar vermiş. Ayrıca Zarrab mahkemeye, Aslan’a ödenen 2 milyon Euro rüşvetin dekontunu da gösterdi.

Savcı ve hâkimin çapraz sorguya aldığı Zarrab, “Süleyman Aslan’a rüşvet vermek için Zafer Çağlayan’ın onayını almam gerekti. Süleyman Aslan bana aldığı risk nedeniyle çok rahatsız olduğunu söyledi. Bir şekilde geleceğini garanti altına almak istedi” diye konuştu.

ÇAĞLAYAN’A ÖDENEN RÜŞVETİN BELGELERİ

Savcılık ekrana başka dekontlar da getirdi. Burada da Zafer Çağlayan’a ödenen rüşvetlerin dökümü vardı. Ekranda yer alan ‘saatçi Yusuf’ ibaresinin ne olduğun, ‘saat meselesinin ne olduğunu’ sorduğunda Zarrab ‘bu hangi saat hatırlamıyorum ama çok sayıda saat vardı’ açıklamasını yaptı.

19 Mart 2012 ile 19 Mart 2013 tarihleri arasında Çağlayan’a ödenen paraların dökümünü gösteren Zarrab, böylece toplam 31 milyon 789 bin 500 bin dolarlık rüşveti belgeledi. 2 milyon doların ise yanlışlıkla Süleyman Aslan yerine Çağlayan’a gittiği için geri alındığını söyledi.

ERDOĞAN VE BABACAN’IN ADI KAYITLARA GEÇTİ

Telefon tapelerinde ilk kez dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakan Ali Babacan’dan bahsedildi. Zarrab, Vakıfbank ve Ziraat Bankası’nın da İran ticaretinde yer almak istediğini, Erdoğan’ın bunun için onay ve talimat verdiğini, Ali Babacan’ın da ilgili imzaları attığını anlattı.

Zarrab, Halkbank üzerinden kurdukları sistemi ihraç etmek için çalıştıklarını, bunun için Hindistanlılar ve Çinlilerle toplantılar yaptıklarını anlattı. Zarrab , Çin’de paravan şirketler kurduklarını bunlar üzerinden bir ay kadar işlem yaptıklarını ancak Çinlilerin olayı fark etmesinden sonra şirketlerin faaliyetinin durdurulduğunu anlattı.

Zarrab, attığı her adımı Zafer Çağlayan ile istişare ettiğini kaydetti. Bu arada savcı ‘Halkbank’ta başka kimseye rüşvet verdin mi?’ diye sordu. Zarrab ise Çağlayan ve Aslan’a rüşvet verdiği için başkasına rüşvet verme ihtiyacı hissetmediğini belirtti.

‘HAKAN ATİLLA BENDEN RÜŞVET İSTEMEDİ’

Savcı sormadan Zarrab, “Hakan Atilla benden rüşvet istemedi. Ona rüşvet vermedim” dedi.

Zarrab, İranlıların Zarrab a alternatif sistemler kurmak istediğini fakat Süleyman Aslan ve Zafer Çağlayan’ın “mevcut sistem var onunla çalışın’ diyerek Zarrab’ı işaret ettiğini anlattı.

Zarrab, Arap Türk Bankası ile çalışmalarını da anlattı. Böylece Arap Türk Bankası da Aktif Bank ve Halk Bank’tan sonra sistemde aktif olarak yer alan bir banka olarak kayıtlara girdi.

Trajikomik bir anekdot olarak da şunu kaydetti: Reza Zarrab, İstanbul’da iken araçlarının emniyet şeridini kullanması için dönemin İstanbul trafik şube müdürünü arayıp bu konuda yardımcı olmasını istemiş.

BAŞKA BANKALAR DA SİSTEME DÂHİL OLMAK İSTEMİŞ

Zarrab, Hindistan’da bulunan İran parasını Türkiye’ye oradan da İran borçlarını ödemeye nasıl kanalize etmeye çalıştıklarını detaylı bir şekilde anlattı. Zarrab, Hindistan’dan Halk Bank’a gelecek olan İran parasının, daha sonra Arap Türk Bankası’na (A&T) aktarılıp oradan da nasıl kendi hesabına geçirilmesini planladıklarını paylaştı.

Zarrab, Çağlayan’ın da ortak olarak kârdan yüzde 50 pay aldığını, onun olmadığı hiçbir iş yapmadığını itiraf etti. ‘Bazen banka ekstrelerimizi alıp kontrol ediyordu’ dedi. Ayrıca Ziraat Vakıf Bank’ın da o dönem Halk Bankası gibi İran ticaretine çalışmak istediğini ifşa etti. Ayrıca Halk Bank’tan Levent Balkan da, Zarrab’ın şemasında yerini aldı.

ÖĞLEDEN SONRA MUAMMER GÜLER İFŞASI

Tarihi davanın dün öğleden sonraki bölümünde savcının sorularını cevaplamaya devam eden Zarrab, Halkbank-Dubai ve İran üzerinden kurduğu sistemi Çin’e taşımaya çalıştığını bunun için de dönemi İçişleri Bakanı Muammer Güler’den referans mektubu aldığını, mektup karşılığında Güler’in oğlu Barış Güler’e 100 000 dolar rüşvet verdiğini anlattı. Zarrab bu rüşvet ödemesine dair detayları mahkeme ile paylaştı. Bu esnada savcı Muammer Güler’in fotoğraf gösterip teşhis etmesini istedi. Zarrab kendisine gösterilen fotoğrafa bakıp “Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler” dedi.

İfadesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilk kez değinen Zarrab, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da ambargoyu delmek için İran’la çalışmasına Erdoğan’ın onay verdiğini, dönemin Hazineden sorumlu bakanı Ali Babacan’ın da gerekli düzenlemelere imza attığın anlattı.

Savcılık söz konusu detaya dair telefon tapelerini ekrana yansıtıp Zarrab’dan bu tapelerde neler konuşulduğunu anlatmasını istedi. Zarrab’da dönemin Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ile sık sık toplantılar yaptığını etti.

Zarrab, Erdoğan’a dair detayları bizzat Aslan’dan öğrendiğini söyleyerek “Zafer Çağlayan, Başbakan’ın Ziraat ve Vakıfbank’ın İran’la çalışması için onay verdiğini söyledi… Zafer Çağlayan’la görüşmüştüm. Ziraat ve Vakıfbank da başladığı takdirde beni o bankalara yönlendirecekti. Hesaplar açılacaktı. Aynı şekilde çalışacaktık” dedi.

Savcı bir başka tape daha ekrana getirip “Burada ne demek istediniz?” diye sordu. Tapede Abdullah Happani ile konuşan Zarrab ise “Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine Bakanı Ali Babacan’ın Ziraat ve Vakıfbank’ın İran işlemlerine aracılık etmek için talimat verdiklerini söylüyorum” diye konuştu.

Zarrab, Ziraat ve Vakıfbank’ın da bu işleme başlaması durumunda Halk Bankası’nda uyguladıkları sistemi aynen burada devam edeceklerini, kendi şirketleri üzerinden para aklayacaklarını anlattı. Bu esnada Zarrab, Süleyman Aslan’ın bilgisayarını açıp İranlıların Halkbank’ta olan bakiyesine baktığını ve kendisine ‘3 Milyar Euro var’ dediğini anlattı.

Zarrab duruşmada Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a verdiği rüşvetin detaylarını anlattı. Süleyman Aslan’ın kendisine “çok risk aldığını, geleceğinin tehdit altında olduğunu ve garanti altına almak istediğini” söylediğini anlattı. Savcı bu diyalogun nedenini sorduğunda Zarrab, Aslan’ın rüşvet istediğini bu konuşmayı da bunun için yaptığını söyledi.

Savcı Zarrab’a “Halkbank’ta başka kimseye rüşvet verdin mi?” diye sordu.

Zarrab bunun üzerine ‘Zaten Zafer Çağlayan’a rüşvet veriyordum. Süleyman Aslan’a da rüşvet veriyordum. Başka birisine neden verecektim ?’ dedi. Savcı sormadan Zarrab ‘Hakan Atilla’ya hiç rüşvet vermedim, zaten istemedi’ dedi. Zarrab’ın Hakan Atilla lehine açıklamada bulunması dikkat çekti.

Çarşamba günkü duruşmada Çağlayan’a 45-50 milyon euro civarında rüşvet verdiğini anlatan Zarrab bununla ilgili bazı belgeleri mahkemeye sundu. Zarrab çok sayıda kişiye rüşvet verdiği için bazen rüşvet ödemelerinde yanlışlıklar yaptıklarını da anlattı.

HASSAS KONULARI WHATSAPP’TAN YAZIŞTIK

Zarrab, 2013 yılı başlarında Süleyman Aslan’ın kendisine altın konusunda ambargonun değişeceğini anlattığını ifade etti. Zarrab, Aslan’la “hassas, stratejik ve özel konuları” Whatsapp’ten yazıştıklarını da sözlerine ekledi. Zarrab, Aslan’ın ambargonun delinmesi için kendisine gıda ve ilaç sektörüne girmesini önerdiğini anlattı.

TELEFON TAPELERİ DİNLETİLDİ

Öte yandan duruşmanın dün öğleden sonraki bölümünde ilk kez telefon tapeleri mahkeme salonunda dinletildi. Duruşmanın tutuklu sanığı Hakan Atilla ile Zarrab arasında geçen telefon konuşmasında Atilla ile gıda ticareti üzerine konuştukları görüldü.

Bir başka telefon tapesinde ise Süleyman Aslan ile Zarrab’ın görüştüğü Aslan’ın Zarrab’a hitaben “Hakan Atilla’nın önerdiği sistemde bir sorununuz var mı ?” dediği görülüyor. Zarrab, Aslan’ın kendisinin yanında iken Hakan Atilla’yı arayarak “Bu gıda işini yapacaksınız” dediğini aktardı. Duruşmaların bugünkü bölümünde Zarrab savcının sorularını cevaplandırmaya devam edecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin