Ne olursa kartlar yeniden dağıtılır?

YORUM | TARIK TOROS

 

Siyaset mühendisi olmaya lüzum yok.

CHP basit bir tercih yaptı.

Ya, HDP, ÖDP, EMEP gibi partilerle sol ittifak kuracaktı.

Ya da, aylar öncesinden buna yeşil ışık yakan Saadet, İYİ Parti gibi sağ partilerle yürüyecekti.

***

İlkini yapmayı düşündü mü bilmiyoruz.

Partide düşünenler ve bunun için bastıranlar vardı.

Lakin partiye egemen olan akıl, buna karşıydı.

CHP, samimi olarak, mevcut ittifaka  HDP’yi önermiş midir, bunu da bilmiyoruz.

Olan şu:

24 Haziran’dan sonra oluşacak parlamento çok partili olacak.

Üçü iktidar blokundan: AKP, MHP ve BBP

Dördü de muhalefet: CHP, İYİ Parti, Saadet ve DP.

Sekizinci parti, barajı aşarsa HDP.

Evet, artık yüzde 10’luk ülke barajı sadece HDP için var.

O arada, HDP yukarıdaki gibi bir sol ittifakı deneyip şansını artırabilir, ancak henüz bu noktada bir işaret yok.

Yine, CHP öncülüğündeki ittifaka DSP, ÖDP gibi partiler de katılabilir belki. Bu, parlamentoda parti sayısını artırmış gibi görünse de, genel başkanlara vekil koltuğu sağlar sadece.

TBMM’de grup kurma noktasında (20 üye demek), Saadet, BBP ve DP’nin pek şansı bulunmuyor.

1 Kasım 2015’te %0.7 oyu olan Saadet bunun için bastıracaktır.

***

Aldığı oyu küçüksemiyorum.

Nereden bakılırsa bakılsın Saadet, CHP öncülüğündeki blokta kilit parti:

-Bu blokun AKP tarafından şeytanlaştırılmasının önünde mühim bir bariyerdir.

-Küskün AKP’lilerin bu ittifaka kaymasını temin edecektir.

-Bu noktada Temel Karamollaoğlu’nun iddiasız cumhurbaşkanlığı adaylığı dahi, AKP’den koparacağı birkaç yüz bin oy açısından kritiktir.

***

İktidar cephesi çıkardığı ittifak yasası, aldığı baskın seçim kararıyla iki kere zora düştü:

-İYİ Parti, CHP desteğiyle TBMM’de grup kurarak seçimlerden dışlanamadı.

-CHP, kurduğu alternatif sağ ittifakla hesapları bozdu.

-Kişinin partisinden istifa etmeden başka parti listesinden aday olma imkânı bile, iktidara değil muhalefete yaradı.

***

İktidar cephesi o kadar telaşlandı ki, Erdoğan cumhurbaşkanı seçilse dahi parlamento aritmetiğinin çantada keklik olmadığı ortaya çıktı ve “seçimler yenilenir” demeye başladılar.

Esasen, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa, Erdoğan’ın işi yine kolay değil.

Ayrıca seçmen 24 Haziran’da Erdoğan’a şöyle bir mesaj verebilir:

-7 Haziran 2015 seçiminden sonra ne yaptığını gördüm.

-Tekrar cumhurbaşkanı seçilebilirsin.

-İcraatını dengeleyecek ve denetleyecek parçalı bir parlamento oluşturdum.

-“Tek adam” olabilirsin, bu mümkün. Fakat partin “tek parti” olmayacak.

***

Türkiye seçmeni bir toplum olamasa da, seçimlerdeki kararlarıyla hep şaşırtmıştır.

Kimi zaman, muktedire hayret verici biçimde destek vermiştir.

Kimi zaman da kulağından çekmiştir.

2002’de olduğu gibi, tüm iktidar bileşenlerini “dinlenmeye” aldığı da olmuştur.

***

Hile meselesine gelince.

Bu var, reddedilemez biçimde var.

Sadece, yüzde yüz baskın bir unsur değil.

Öyle olsa iktidar telaşlanmaz, “nasılsa seçimi alıyoruz, kaygıya gerek yok” derdi.

Yüzlerden okunan bu değil.

Hile, ancak birkaç puanlık farklılıklarda devreye giriyor.

Milyonlarca oy farkıyla yaşanan mağlubiyetleri kapatmaya yetmiyor, henüz.

***

-Devlet olanakları ile kampanyaya,

-Dağıtılan onca seçim rüşvetine,

-Son derece etkin olan TV kanalları itibariyle yüzde yüze yakın medya kuşatmasıyla,

-Ve nihayetinde sandıkta hile yöntemleri ile bir yere kadar.

***

Dikkat ediyor musunuz:

Son katılan Doğun grubu unsurları ile birlikte medya, artık açıktan ve aleni olarak Erdoğan’a çalışıyor.

Devşirilen “muhalefet” partilerinin liderleri dahi “Erdoğan’ı bir şekilde seçtirmemeye yönelik çalışma yürütülüyor” diye demeç veriyor.

Burada oturup bu ve benzeri tiplere demokrasi dersi verecek hal yok.

***

Siyaset mühendisi olmak gerekmiyor.

24 Haziran’da AKP’nin 300’ün altına indiği…

Veya Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kaldığı her koşulda, kartlar yeniden dağıtılır.

Değilse geçmiş olsun.

***

Muhalefet kutuplaşmayla malûl.

Liderleri başta, şu konuda bile kendilerini ikna edemediler:

-Sıfır baraj ittifakı, AKP ve MHP’nin yaptığı gibi mutlak bir ittifak değil.

-Seçimden önce yürüyen, seçimden sonra da her alanda devam edecek bir işbirliği değil bu.

-Yüzde 10 barajı gibi anti demokratik bir bariyeri birlikte aşma stratejisi sadece.

-Aksi olsa, cumhurbaşkanlığına tek aday gösterilirdi.

-Şu an her parti kendi cumhurbaşkanı adayı ile yarışa katılmış durumda.

-Ve 25 Haziran sabahı, herkes kendi yoluna gidecek.

***

Sıfır baraj ittifakı, “fikirlerini savunmasam da senin parlamentoda olmanı istiyorum” mukavelesiydi, olmadı.

***

Diyorlar ki, “diplomasız”.

Nice diplomalıya pabucunu ters giydiriyorsa…

Diplomaya yaraşan ferasetle yürümek esastır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin