Krize aspirin tedavisi

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

İktisadi krizi inkâr etmekle krizin biteceğini vehmeden hükûmet bir türlü kalıcı tedaviye başlamıyor.

Habis ur bünyeyi sardığı halde reçeteye aspirin yazan hekim kabul etmek istemese de hatalı teşhise bağlı hatalı reçete sebebiyle şifa ihtimali giderek tükeniyor.

HAFİFE ALINCA KRİZ BİTİYOR MU?

Aspirin’den kastım suni kredi büyümesi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın meşhur baş harflerin kısaltmasından müteşekkil kavramları başlı başına krizi hafife almaktır.

Yeni Ekonomik Program’ın (YEP) yerinde yeller esiyor.

En son 3’üncüsü açıklanan reform paketlerinin tamamı fos çıktı.

Albayrak “ileri verimli millî ekonomi (İVME)” ismi verilen 31 milyar TL tutarında kredi paketinden umduğunu bulamadı.

Şimdi de “ekonomi değer kredisi (EDK)” ile küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) 14 milyar TL can suyu verilecekmiş.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran 2018’de mazbatasını aldığı tek adam rejiminin ilk Hazine Bakanı olan Berat Albayrak, krizin kamu bankaları marifeti ile kredi pompalayarak aşılamayacağını anlamamakta ısrar ediyor.

DEVLET BORCUNU ÖDEYEMİYOR

Geçen sene 11 milyar 543 milyon lira olan Hazine nakit açığı 2019’un ilk 5 ayında 66 milyar 741 milyon liraya yükseldi.

Faiz dışı denge ise geçen yıl 16 milyar 379 milyon TL fazla iken, bu sene 22 milyar 198 milyon lira açığa döndü. İkisinin toplamı dikkate alındığında 83 milyar TL açık verildi.

Kasada para kalmadı. Hazine 2019 için planladığı borçlanmanın yüzde 88’ini 5 aya sığdırdı. Kalan aylarda bütçe açığı devam edeceğine göre borçlanma tavanı aşılacak.

Maliye, Katma Değer Vergisi (KDV) iadelerini, İş Kurumu ise işsizlik ödeneğini ağır aksak ödüyor. Teşvikli yatırımlarda da benzer bir kriz var. Vadesi geçmiş KDV alacağı tutarı 200 milyar TL’ye yaklaştı.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ YARI YARIYA KÜÇÜLDÜ

Kamu maliyesi bu vaziyette. Özel sektörde artan maliyetlerin altında eziliyor.

Ne işletmelerde yüzde 25 ila yüzde 35 arasında değişen finansman maliyetine katlanacak takat kaldı ne de iktisadî faaliyette böylesine bir maliyeti göze alma cesareti verecek bir kıpırdanma emaresi var.

Geçen sene 11 milyar 543 milyon lira olan Hazine nakit açığı 2019’un ilk 5 ayında 66 milyar 741 milyon liraya yükseldi.

Bilakis tüketim ve yatırım harcamaları aydan aya azalıyor. Onlarca sektörün dinamosu olarak görülen otomotivde 2019’un ilk 5 ayına ait tablo felaket.

Otomobil ve hafif ticari taşıt satışları mayıs ayında yüzde 55 azaldı. İlk beş ay 152 bin 456 adet taşıt satıldı. Geçen sene 302 bin 311 adet satışa imza atılmıştı. Pazar yüzde 50 küçüldü.

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) teşviğine rağmen pazar yarı yarıya daralıyorsa bunun sebebini derinlerde aramak lazım gelmez mi?

KRİZİN ESAS SEBEBİ BAŞKANLIK SİSTEMİ

Erdoğan tipi başkanlık sistemi ile rutine dönüşen insan hakları ihlalleri, işkence ve kötü muamele sermayeyi ürküttü.

Oysa aynı AKP Türkiye’de her dönemin en bariz meselesi olmuş sermaye açığının panzehirinin hukuk ve demokrasi olduğunu ilk döneminde imza attığı reformlarla ispat etmişti.

AKP iktidara geldiği 2002 senesinden 2010 Anayasa Referandumu’na kadar geçen 8 senede hukuktan ekonomiye eğitimden sağlığa devletin merkezine insanı yerleştirmişti.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” siyasetinin semeresini hem AKP hem de top yekûn vatandaş kat be kat toplamıştı.

Böylesine müspet bir tecrübeye rağmen AKP son üç-dört senedir bambaşka bir tarz-ı siyasetle Türkiye’yi bir kalıba sığdırmak için sınırları zorluyor, anayasa ve kanunlarla teminat altına alınmış hak ve hürriyetleri pervasızca ihlal ediyor.

PARA BULUTLARINDAN TÜRKİYE’YE DAMLA DÜŞMEDİ

Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artışına ara verdiği ocak ayından bu yana bizim gibi gelişmekte olan piyasalar 87 milyar dolar taze kaynak girişine sahne oldu.

Aynı dönemde Türkiye’den 4,7 milyar dolar sıcak para kaçtı. Sermaye gelmediği gibi fırsatını buldukça bavulu toplayıp kaçıyorsa büyüme için lazım gelen kaynak nereden temin edilecek?

Vadesi gelen döviz borçları hangi kaynakla ödenecek? Ekonomi ilave kaynak tesis edemiyorsa artan enflasyon ve kur yüzünden bilançolardaki küçülmenin telafisi ne olacak?

Diğer taraftan Türk Lirası (TL) son üç senedir tutulduğu aşırı zayıflama hastalığı  anoreksinin pençesinde kıvranıyor.

TL’ye yerli yatırımcı dahi itimat etmediği için bankalarda döviz tevdiat hesaplarında 185 milyar dolar birikti. 100 birimlik mevduatın 57’si yabancı parada tutuluyor.

BATIK KREDİLER NE OLACAK?

İVME ya da EDK gibi şatafatlı isimlerle kredi destek paketleri açan Albayrak’ın önünde gayrimenkul ve enerji sektörlerine verilen ve tahsil edilemeyen kredilerin dosyası duruyor.

Sadece enerji şirketlerinin batırdığı kredi 55 milyar TL. İnşaat firmaları ise 18 milyar TL krediyi batırdı.

“Batık kredileri kurulacak fona devretme ve böylece bankaları kanserli kredilerden kurtarma” fikri kulağa hoş gelse de mevcut şartlarda o fonun ihraç edeceği tahvili hangi yabancı yatırımcı alacağı tam bir muamma.

Kredilerin niye battığı ise ayrı bir müzakere faslının konusudur.

Ezcümle daralan ekonomi ve batık kredi (110 milyar ila 220 milyar TL arasında değişen rakamlar) girdabındayız. Dışarıdan bulunacak 80-100 milyar dolar tutarında bir borçla girdaptan bir ihtimal çıkılabilir.

23 HAZİRAN’DA SANDIKTAN ÇIKACAK NETİCE

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi için 23 Haziran’da tekrar kurulacak sandıktan çıkan neticeyi Erdoğan ile müttefiği Devlet Bahçeli’nin nasıl karşılayacağı bile başlı başına siyasî bir risk faktörüdür.

Kaybetmeleri halinde ikilinin sandığa yine tekme atacağına dair kuvvetli emareler var.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) S-400 krizinde müeyyide safhasına geçtiği de aşikâr. ABD’nin muhtemel malî ve askerî müeyyideleri, krizde iyiden iyiye zayıflamış ekonomiyi tamamen çökertecek.

23 Haziran’da İstanbul’da seçimi kim kazanırsa kazansın 24 Haziran’dan itibaren zam yağmuru başlayacak.

24 HAZİRAN’DAN İTİBAREN GELSİN ZAMLAR…

Zira yüzde 15’e tırmanan işsizlik, dünyanın en yüksek 8’inci enflasyonu, batık kredi patlaması ve Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıran bütçe açığı sebebiyle AKP hükûmeti 24 Haziran’dan itibaren zam paketlerini birer birer açacak.

Mali disiplinin lafazanlığını yapan, krizde makam arabası saltanından bile taviz vermeyen AKP iktidarı, vatandaştan yine kemer sıkmasını isteyecek.

Oysa vatandaşın kemerinde sıka sıka delik kalmadı.

Muteber kuruluşlar Türkiye ekonomisi için yüzde 1 ila 2,5 arasında daralma tahmininde bulunuyor.

YAPILANDIRILAN KREDİLER DE BATACAK

En iyi ihtimalle uzun süre sıfıra yakın büyüyen bir ekonomide son dönemde yapılandırılmış kredilerin de tahsilatının aksayacağını, batık kredilerin çığ gibi büyüyeceğini söylememe lüzum var mı?

Bu ve benzeri nice suâlin cevabını emin olun AKP kadroları da bilmiyor.

Hal böyle iken suni kredi paketleri ile aspirin tedavisine devam etmek en hafif tabirle “dalga geçmek” demektir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin