İran’dan sonra şimdi de Venezuela altınları

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Venezuela’nın çıkardığı altınların rafine işlemleri Türkiye’de yapılacak. Tarafların anlaştığını Venezuela Madencilik Bakanı Victor Cano’nun beyanatından öğreniyoruz.

Anlaşma ilk bakışta Türkiye için ilave gelir ve artan ticaret hacmi gibi görünebilir.

ABD’nin Venezela’ya matuf müeyyideleri ve tecrit siyaseti dikkate alındığında Türkiye’nin netameli bir mevzu ile karşı karşıya geldiği söylenebilir.

TÜRKİYE’DEN EVVEL İSVİÇRE’DE YAPILIYORDU

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun otoriter uygulamaları sebebiyle ABD bazı müeyyide kararları almıştı.

Bu kararlar içinde Venezuela’nın dışarıda rafine ettirdiği altınları rezerv olarak kullanmasına engel olmak da var. Düne kadar rafine işlemi İsviçre’de yapılıyordu.

Venezuela Merkez Bankası birkaç yıldır ülkenin güneyindeki altın madencilerinden küçük miktarlarda altın satın alıyor ve zayıflayan uluslararası rezervlerini desteklemek için kullanıyordu.

MERKEZ BANKASI TARAF OLDU

Madencilik Bakanı Victor Cano’nun, “Bu, Türkiye ile Venezuela Merkez Bankası arasında varılmış olan bir anlaşma.” şeklindeki beyanatı Türkiye adına Merkez Bankası’nın anlaşmaya imza attığını ima ediyor.

Cano ne kadar büyük bir fırsat yakaladıklarını şu sözlerle aktarıyor: “Bu (işlem) iki müttefik ülke arasında yapılıyor. Çünkü düşünün; eğer altınımızı İsviçre’ye gönderirsek, bize yaptırımlar nedeniyle altınımızın orada kalacağını söyleyebilirler.”

Ne anlıyoruz bu sözlerden! İsviçre kapıyı kapatırken Türkiye “buyur” demiş.

Cano bu işleme katılan Türk şirketlerinin adlarını ve rafine edilen altının miktarını açıklamaktan imtina ediyor. Amma velakin 2018 yılında küçük çaplı altın madencilerinden 9,1 ton altın satın aldıklarını kaydediyor.

Cano, Türkiye’de rafine edilen altının Venezuela’ya iade edildikten sonra merkez bankasının varlık portföyüne dahil edildiğini bildirdi.

TÜRKİYE’DE KİMSENİN HABERİ YOK

Hükûmet ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) mevzu hakkında tek satır malumat vermediği için böylesine netameli bir anlaşma hakkında Türkiye’de kimsenin bilgisi yok.

Dolayısı ile şimdilik herkes Venezuela Madencilik Bakanı’nın anlattığı kadarı ile iktifa edecek.

Ne kadar adil ve şeffaf bir tarz-ı siyaset değil mi?

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı, ABD’nin müeyyidelerini delme pahasına Venezuela kamu maden şirketleriyle küçük maden işletmelerinin çıkardıkları altınları işleme taahhütünde bulunuyor.

Gelin görün ki muhalefet partileri dahil kimsenin haberi yok.

VENEZUELA’NIN TİCARETTE İSMİ YOK

Türkiye ile Güney Amerika ülkesi Venezuela arasındaki yakınlaşmanın coğrafi ya da ticarî sebepleri yok.

İthalat-ihracatın senelik yekûnu 900 milyon dolar bile değil. Türkiye’nin aylık ihracat geliri 30-40 milyon dolar civarında.

Gaziantep’in iç savaşın sürdüğü Suriye’ye yaptığı aylık ihracat kadar bile değil.

AKP lideri ve Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan ile Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro arasındaki yakınlaşma ticari münasebetin çok ötesinde.

KILIÇ-KALKANI İLE “DİRİLİŞ” SEYREDEN MADURO

Maduro’nun “Diriliş Ertuğrul” isimli TRT dizisini seyrederken çekilmiş kılıç-kalkanlı fotoğrafı sosyal medyaya düşmüştü.

Maduro eşi ile birlikte seyrettiği diziyi herkese tavsiye etmişti. Maduro 9 Temmuz’da Saray’da Erdoğan’ın başkanlık şerefine verdiği ve misafirlerine âb-ı hayat içeceği ikram ettiği merasime katılan liderler arasındaydı.

İki liderin Saray’da çekilmiş samimi halleri fotoğraf karelerine aksetmişti.

İRAN ALTINLARININ NETİCESİ ORTADA

Türkiye’yi aile şirketi gibi idare eden Erdoğan, İran ile geçmişte benzer bir ticarete girişmişti.

Reza Zarrab’ın ipi ile koca bir devlet dipsiz kuyuya indirilmişti. Kirli ve karanlık ticaret Türkiye ekonomisine zerre kadar katkı sağlamadığı gibi ABD nezdinde “kara para aklamak” gibi ağır ithamların muhatabı olduk.

Halkbank’ın eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla halen hapiste. Çikinovacı (hayali altın ticaretine verdikleri isim) Zarrab itirafçı oldu ve faturayı Türkiye’nin üzerine bıraktı.

Venezuela Madencilik Bakanı’nın beyanatında “iki müttefik” ibaresi dikkatimi çekti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu seçimden bu yana her fırsatta ABD ve Avrupa Birliği’ne (AB) gül dalı atıyor. Müttefiklik vurgusu yapıyor. Diğer tarafta böyle bir anlaşma imzalanıyor.

PERİNÇEK’İ MUTLU EDEN ANLAŞMA

Bilin bakalım kimi mutlu etmiş bu anlaşma? Tabii ki Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i.

“Türkiye’nin Amerika’nın cephesine dönme ihtimali yok. Tayyip Erdoğan’lar da Venezuela da başka ülkeler de bunun farkında. Bu işbirliği bu yüzden çok önemli.” diyen Perinçek’in bir zil takıp oynamadığı kalmış.

Venezuela’nın 10 ton ya da 20 ton altını Türkiye’nin kendi imalatının yanında bile çok yüksek değil.

Amma velakin beynel-milel (milletler arası) müeyyideler söz konusu olduğunda 1 gram altının bile hesabı soruluyor.

ABD HAZİNE BAKANLIĞI HEYETİ ANKARA’DA

Bugünlerde ABD’nin Hazine Bakanlığı’ndan bürokratlar Ankara’da. Bir bankacıya ziyaretlerin sebeb-i hikmetini sordum.

Telefonda ziyaretin evveliyatının olduğunu söyledi. Geçen gün kendilerine ABD Hazine Bakanlığı’ndan birkaç kişinezaket ziyaretinde bulunmuş. Heyetteki bürokratlar, İran ile yapılan işlemlere kredi verilmemesini nazik bir dille ifade etmiş.

Aynı bankacı Venezuela altınlarının da baş ağrıtabileceğini belirtti.

Tekrar hatırlatalım bu ticaretten Türkiye’nin elde edeceği bir kazanç yok. Attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmez.

KELİN İLACI OLSA…

Kaldı ki Venezuela’da resmî enflasyon yüzde 16 bin. Vatandaş gıda ve ilaç bulamıyor.

Para birimi Bolivar o kadar değer kaybetti ki bazı ressamlar paranın üzerine resim yaparak geçimini temin ediyor. Zira kâğıt ya da tuval daha pahalıya geliyor.

Halk kendi arasında alışverişte barter (takas) yapıyor, para kullanmıyor. İlacın fiyatı eczaneye gidene kadar değiştiği için cebindeki para ilaca kâfi gelmiyor.

Petrol zengini bir devletin halkı hiper enflasyon altında kıvranıyor.

Elektrikler sık sık kesiliyor. Şoförler akaryakıt istasyonlarında saatlerce kuyrukta bekliyor.

Muhalif gazeteciler ya hapse atılıyor ya da öldürülüyor.

CHAVEZ SONRASI VENEZUELA

Maduro’nun Hugo Chavez’in ölümünden sonra başkanlık yetkilerini daha da artırmak için attığı adımlarla Türkiye’de Erdoğan’ın elinde topladığı sınırsız yetkiler arasında ciddi benzerlikler var.

ABD’ye rağmen Venezuela ile imzalanan altın anlaşmasının maddi boyutu teferruattır.

Anlaşmaya iki otoriter zihniyetin yakınlaşması ve tesanüdü olarak bakmak daha doğru olur.

İnsan hakları ihlalleri sebebiyle ABD’nin müeyyidesine maruz kalan Maduro ile yakınlaşan Erdoğan’ın bundan neyi murad ettiğini üç vakte kalmaz öğreniriz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

4 YORUMLAR

  1. “Para birimi Bolivar o kadar değer kaybetti ki bazı ressamlar paranın üzerine resim yaparak geçimini temin ediyor. Zira kâğıt ya da tuval daha pahalıya geliyor.”
    Doktor, bu ne?

  2. Neden sizin her ABD aleyhine gelişmede canınız yanıyor
    Ezilen ülkelerin (İran-Venezüela) yanında olmamız, ABD emperyalizmine karşı duruşumuz neden rahatsız ediyor?

    • Şaka mısın dostum?! Ezilen ülkenin yanında olmak ne demek? Bu şarlatanlığın hâlâ alıcısı var mı?!
      Yüklü miktarda rüşvet almak için devletin itibârı beş paralık ediliyor, koca memleket milyar dolarlık cezâlarla yüz yüze bırakılıyor. Senden çıkmayacak mı bu paralar? Devlet Duyun-u Umûmiyelik hâle getirilip bağımsızlık, egemenlik lafta kalmayacak mı? O zaman mı aklımız başımıza gelecek?!!!

  3. Ezilen ulkeler mi? Bu adi gecen ulkeler, turkiye demokrasi ve hukugun askiya alindigi, en temel(hayat, yasama vs) haklarin rejim tarafindan cignendigi ulke gorunumlu kabile yapilar oldugu icin hicbir makul devlet bu tiranciklarla is yapmak istemiyor. Populizm,din,milliyetcilik ve bir suru palavra ve yalanla ulkelerindeki gayri-hukuki ve insani durumu surdurmek ve kendi guc ve imkanlarini saglama almak istiyorlar.
    Bir insani en iyi gene onun gibi birisi anlarmis. Bir zalimi de en iyi bir zalim anlar olsa gerek..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin