İktidarın ağzıyla muhalefet olur mu?

Yorum | Nurullah Albayrak

AKP zihniyeti, oy elde etme ve iktidarda kalma amacıyla insanları o kadar kriminalize etti ki, artık AKP muhalifi herkes suçlu, herkes terörist, hain, düşman, ajan, işbirlikçi !…  Yapılan bu suçlamalara muhatap olan bazı insanlar da iktidarın oyununa gelir tarzda, diğerleri terörist ama ben değilim savunması yapmaya devam ediyor. Bu zihniyetin suçlamalarını kendisi için iftira kabul edip diğerleri için doğru görmenin AKP zihniyetine hizmet ettiğini ya anlamadılar ya da anlamak istemiyorlar. Oysa iktidarın bu tür suçlamaları yöneltirken kullandığı tek kriter muhalif olunması ve iktidara karşı olunması…

Ne yazık ki iktidarın ucuz ve uçuk söylemlerinden etkilenmiş olan Cumhurbaşkanı adayları da benzer ifadeleri kullanmaya devam ediyor.  Eğer herhangi bir iddianame ya da mahkemeler tarafından verilen mahkumiyet kararı görmediyseniz, -çok aramanıza gerek yok yakınlarınızda vardır- onlara bir göz atın. İnsanlara suçlama yöneltmeden ve  terörle mücadele edeceğiz demeden önce terörist dediğiniz insanların eylemlerinin neler olduğunu görün, sonra terörle nasıl mücadele edileceğini konuşalım.

Alın size görmediğiniz ama görmeniz gerek bir mahkumiyet kararı örneği;

Çocuklarının örgütle iltisaklı okul ve dershanede eğitim gördüğü, örgütün yayın organları arasında bulunan Zaman gazetesine aboneliği olduğu, örgüte müzahir şirkette ortaklığı olduğu, KHK ile kapatılmasına karar verilen dernekte üyeliği olduğu, örgütle iltisaklı vakfın üyesi olduğu, Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonuna yapılan operasyonları protesto ettiği, sosyal medya hesapları üzerinden yapılan operasyonları eleştirdiği, Bank Asya’da hesabının olduğu, Bank Asya’ya ait kredi kartı kullandığı, yapılan aramada NT mağazalarına ait indirim kartı bulunduğu, evinde çok sayıda kitap bulunduğu… gerekçesiyle terör örgütü üyesi suçlamasından mahkumiyetine…

Terörist dediğiniz ve terörle mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz dediğiniz insanlara yöneltilen suçlamalar bunlar. Diğer terörist dediğiniz insanlarda da durum farklı değil. Evinden, yerinden yurdundan edip, annesinin cenazesini almasına fırsat dahi verilmeyen insanlar da bu zihniyetin suçlu dediği insanlar.  Öncelikle bunun görülmesi gerekir.

İkinci olarak ise; terörle ve suçla mücadele etmek istiyorsanız yapmanız gereken öncelikle adil bir yargılamanın tesisi, sonrasında da insanların devletine, hükümetine, polisine, askerine, hakimine, memuruna güvenebildiği bir ortam hazırlanması olmalıdır. İnsanların kendisini özgürce ifade edebildiği, Anayasal hak olan söz ve fiillerinden dolayı yargılanmadığı, farklı görüş ve fikirlerin rahatça konuşulabildiği, iktidarı desteklemenin ve onun yanında olmanın zorunlu olmadığı, hain ilan edilmediği, ötekileştirilmediği, düşmanlaştırılmadığı bir ortam. Bu ortam sağlandığında terörle de suçla da mücadele etmek zorunda kalınmayacağını göreceksiniz. Hedef, terörle mücadele değil insanların beklediği istediği özgürlük ortamının sağlanması olmalı.

Yargıyı iktidarın bekası gören hakim ve savcılarla adalet tecelli etmez

Adil bir yargılama için hepimize düşen sorumluluklar da var elbette. Adaletin tesisi, adil bir yargılamayla; adil yargılama ise öncelikle siyasal, toplumsal, dinsel düşünce ve çatışmaların dışında, her türlü ön yargıdan uzak, sırf adalet çabası içinde olan, vicdanlı, ahlaklı, tutarlı, nezaketli, tarafsız, bağımsız, insan haklarına saygılı ve adil hakimler sayesinde olacaktır.

Yargıyı, iktidarın devamı ve bekası için kullanan, adil olmayı iktidarın taleplerine uygun karar vermek zanneden, bağımsız ve tarafsızlığı iktidara bağımlılık olarak gören, önemli olanın adalet çabası değil iktidarın bekası olduğuna inanan hakim ve savcı sıfatına haiz kişilerle adaletin tecelli etmesi mümkün değildir.

Adaletin tesisi adına bizlere düşen; hakim savcı sıfatına haiz olup da bu ilkelerden uzak hareket ederek  ön yargıyla, intikam duygusuyla, kinle, düşmanlıkla, cihat anlayışıyla, taraftargirlikle hareket eden hakim ve savcıları yetkili makamlara şikayet etmek. Bu kişileri öncelikle uluslararası kurum ve kuruluşlara bildirelim. Başta konuyla doğrudan ilgili olan BM özel raportörü olmak üzere tüm ilgili kurumlara, uygulamaları ve kararlarıyla birlikte iletelim.

Adaleti iktidarın maşası olarak gören ve kullanan bu insanları şikayet etmek adaletin tesisi için elzem. Bu zihniyet sahibi insanlar görevlerinde kaldığı müddetçe bugün bizi yarın başkalarını mağdur etmeye devam edeceklerdir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Cahileye doneminde, bir insan Allah-u ehad dedigi icin, ezâ ve cefaya maruz kaliyordu. kin ve nefretle bilenen cahil ve zalim insanlarin elinde hirpalaniyordu. Bu gunde o zalimlerin talihsiz varisleri, kendileri duseni fazlasizla yapiyor, zalimlikte rustlerini tekrar, tekrar ispat ettiler, ediyorlar ta ki olum melegi gelip catana kadar, yavurlana yuvarlana bir yere gidiyorlar

  2. Mağdurlar, yaşadıkları hukuksuzluğu nasıl ve nereye taşıyacaklarini bilmiyor.

    Komplike olmayacak şekilde yol göstermeniz çok hora geçer.

    Mesela BM özel raportörüne nasıl ulastiracaklar?

    Selamlar

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin