Hayaller ‘hukuk devleti’, gerçekler ‘haydut devleti’

YORUM | NURULLAH ALBAYRAK

AKP iktidarı uzunca bir süredir hukuk devleti olmaktan uzaklaşarak içerde ve dışarda ‘haydut devlet’ tanımına uyan yasadışı faaliyetler içerisine girmektedir. 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminden bu yana, Gülen Hareketine mensup kişileri, bazı militer ya da paramiliter gruplar eliyle kaçırarak, illegal şekilde Türkiye’ye getirdiği bilinmektedir. Bizzat iktidar tarafından yurtdışında organize edilen bu kaçırma faaliyetleri alt alta sıralandığında karşımızda bir hukuk devleti değil haydut devleti olduğu anlaşılmaktadır.

YURT DIŞINDAN ADAM KAÇIRMA VAKALARI

Mayıs 2017 tarihinde; biri akademisyen, diğerleri işadamı, üç Türk vatandaşı Malezya’da beş silahlı kişi tarafından kaçırılmış, bir süre Malezya’da tutulmuşlar ve daha sonra da Türk Devletine ait özel bir uçakla zorla Türkiye’ye getirilmişlerdir.

Pakistan’da uzun yıllar öğretmenlik yapmış Kaçmaz çifti ile iki çocukları, 27 Eylül 2017 tarihinde Pakistan polislerince, gece saat 2’de, hiçbir mahkeme kararı olmadan evlerinden alınıp adresi bilinmeyen bir yerde 17 gün tutulmuş, daha sonra da MİT’e ait bir uçağa bindirilerek illegal şekilde Türkiye’ye getirilmişlerdir.

30 Eylül 2017 gecesi ise, Zabit Kişi ve Enver Kılıç isimli öğretmen iki Türk vatandaşı Kazakistan Almatı Havaalanında Kırgızistan uçağına binmek üzere iken kaçırılarak MİT’e ait bir uçağa zorla bindirilip illegal şekilde Türkiye’ye getirilmişlerdir.

19 Şubat 2018 tarihinde iki Türk vatandaşı Azerbaycan’da önce tutuklanmış sonra mahkeme tarafından serbest bırakılmış ve mahkeme çıkışında kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılarak Türkiye getirilmişlerdir.

15 Mart 2018 tarihinde İsviçre Savcılığı tarafından, ülkede görevli Türk diplomatların İsviçre ve Türk vatandaşı olan bir işadamını kaçırma girişiminde bulundukları iddiasının soruşturulduğu açıklanmıştır.

Son olarak ise 29 Mart 2018 tarihinde, Avrupa Birliği değerlerine bağlı olduğunu ifade eden Kosova’da; Türk Hükümetinin İstihbarat ve Büyükelçilik teşkilatı tarafından Gülen Hareketi mensubu olarak nitelendirilen 5’i öğretmen 1’i doktor 6 Türk vatandaşı yasadışı bir şekilde Türkiye’ye kaçırılmıştır.

İÇ VE ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI

Uluslararası boyutta gerçekleşen tüm bu eylemler hem Türkiye’nin iç hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye’ye kaçırılarak götürülmek istenen bu kişiler Türkiye yasalarına göre suç işlemiş ve hukuken aranan kişiler ise; bu kişilerin Türkiye’ye iade edilmesi için uluslararası adli yardımlaşma ve suçluların iadesi anlaşmaları çerçevesinde iadeleri istenmelidir. Bunun dışında yapılacak her türlü girişim ve  operasyonlar yasadışı olup kişilerin zorla kaçırılması eylemi olarak kabul edilecektir.

Türk Ceza Kanununun hazırlayıcısı Prof. Dr. İzzet Özgenç tarafından Kosova’da gerçekleştirilen hukuk dışı eylemle ilgili sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada,yasadışı bir şekilde başka bir ülkeden kaçırılarak getirilen kişilerin Türkiye’de herhangi bir suç nedeniyle soruşturulamayacağı’, belirtilmiştir. Hukuken yurtdışından kaçırılan insanlarla ilgili soruşturma ya da yargılama yapılamayacaksa, hiç kimse kaçırma eyleminin yargılanma amacıyla yapıldığını iddia edemez.

Yurtdışında ikamet eden Türkiye’de yaşanan süreçle hiçbir ilgisi olmayan öğretmenlerin, doktorların, ev hanımlarının Türkiye’ye kaçırılması için istihbaratın ve büyükelçilik teşkilatı mensuplarının hukuk ilkelerini yok sayarak hareket etmeleri yapılanın hukuki olduğunu değil bu hukuksuzluğun içerisine girenlerin haydut devletinin ‘haydutları’ olduğunu göstermektedir.

Kosova’da yaşanan olayın hemen ardından Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada; her zaman ki anlayış ve tonlamayla, ‘neresi olursa olsun, onları paketleyip buraya getireceğiz’ diyerek yasadışı bu faaliyetleri kabul etmekle yetinmeyip, aynı hukuksuzluğun devam edeceğini de söylemiştir. Bu ifade AKP kitlesi için alkışlanacak nitelikte olsa da yurtdışında ‘haydut devleti’ olunduğunun kabulü için önemli bir karine olacaktır.

BİZE DÜŞEN…

Yaşananlara bakıldığında iktidar, hukuk devleti olma vasfını çoktan kaybettiği için, muhatap ülkelerle ilişkilerini sınıflandırmaya tabi tutarak; parayla iş yapabildikleriyle para, illegal faaliyet yürütebildiği ülkelerde illegaliteyle hareket etmektedir. Bunları yapamayacağını bildiği ülkelerde ise İnterpol gibi kurumları aracı kılmaya çalışarak kırmızı bülten ve iade gibi hukuki argümanları hukuk dışı yöntemlerle kullanmaya çalışarak illegal faaliyetlerini yürütmek istemektedir.

Haydut devlete karşı bize düşen ise tüm bu yasadışı faaliyetlere karşı hukuki mücadeleyi sonuna kadar takip etmek ve  öncelikle de ‘haydutluk’ yapılmasına izin veren ve yapanlarla ilgili hukuk nezdinde gereğinin yapılmasını sağlamaktır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin