Hakim Karakuş ölmedi, aramızda yaşıyor

HABER-YORUM | MEHMET YILDIZ

15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla yargılanan gazeteciler Mehmet Altan, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül, hakkında “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi.

***

Hakim Karakuş’un hikayesini daha önce burada yazmıştım. Yeri geldi bir daha hatırlayalım:

Hırsızın biri Hakim Karakuş’a gelir ve hırsızlık için girdiği evin sahibinden şikâyetçi olur. “Kadı Efendi, ben bu adamın evine hırsızlık için penceresinden girmiştim. Evin penceresine çok boya çalındığı için iyice kayganlaşan pencereden atlayıp kaçacakken düştüm ve kolum kırıldı!” der.

Kadı, ev sahibini çağırıp sorguya çeker; o da “Efendim, suç benim değil, boyacının… Ben pencereyi boyattım ama boyacı fazla boya kullanmış!” diyerek, işin içinden sıyrılır.

Bu defa boyacı derdest edilip getirilir ve sorgulanır. Adamcağız herhangi bir mazeret bulamayınca, Karakuş onun idamına karar verir. Görevliler zavallı boyacıyı alıp idam sehpasına götürürler; ne var ki, boyacının boyu uzun olduğu için idam sehpası çok kısa kalır ve idam bir türlü gerçekleştirilemez. Durumu Hakim Karakuş’a haber verirler. O da, “Gidin kısa boylu bir boyacı bulun ve onu asın!” der.

***

Dün bu hikâyenin binlerce versiyonundan biri daha yaşandı. Hayatı boyunca darbe ve darbecilerle mücadele etmiş gazeteciler darbecilik suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldılar.

15 Temmuz’dan sonra o menfur darbe girişimiyle ilgisi olsun olmasın tuttuğunu hapse atan Saray yargısı, aradan aylar geçtikten sonra tutukladıkları kişilerle ilgili ortada bir delil olmadığını görünce kara kara düşünmeye başladı. Kolay olan haksız yere cezaevine tıktığı herkesi salıvermekti. Ama o zor olanı tercih ederek suç uydurma yolunu tercih etti.

Dün bu örneklerden biri daha yaşandı. Nihayet karara bağlanan davanın iddianamesi aslında üç ayrı kısımdan oluşuyordu: Birinci kısım, Can Erzincan adlı Televizyon kanalında program yapan Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın program esnasında yaptıkları konuşmalar. İkinci Kısım, darbe girişiminin olduğu saatlerde Youtube üzerinden yapılan bir yayın. Üçüncü kısım Zaman Gazetesi’nin abone kampanyası için hazırlanan 1 dakikalık bir reklam filmi.

Bu üç konu üzerine yoğunlaşan savcı Can Tuncay, adı geçen 17 kişinin bütün hayatını didikleyerek elde ettiği ne var ne yoksa iddianamenin içine boca etmiş.

Özellikle Ahmet Altan’ın yargılama esnasında yaptığı savunmalar hukuk tarihine altın harflerle şimdiden yazıldı. 3 müebbetle yargılanan birinin savunmasına dahi tahammül edemeyen mahkeme başkanı, mikrofonu kapamakla tehdit edince “Bunları söylemek için mikrofona ihtiyacım yok” diyen Ahmet Altan savunmasını bitirdi. Ahmaklığın Adaleti başlıklı bu tarihi savunmayı mutlaka okumalısınız.

***

Ne savunma yaparsanız yapın kulağı savunma yapandan çok Saray’dan gelecek talimatta olan hakimlerin sizi duyması mümkün değil elbette. Geçmişte benzer davalarda bizzat yaşadım bu durumu. Sanıkların savunma yapmaya başlamasıyla anlatılanların haklılığı karşısında küçüldükçe küçülen mahkeme heyetinin çaresizliğine ne kadar üzülmüştüm. Eminim onlara kalsa savunmanın tamamlanmasını bile beklemeden ‘Tamam kardeşim, uzatma; hepinizi tahliye ediyorum’ diyecekler. Ama günün sonunda son sözü söyleyen hakimler değil de Saray olduğunu çok iyi bilen sanıklar ve yakınları o uğursuz sözü işitecek ve bir kere daha kahrolacaklardı: Tutukluluğun devamına…

Gelelim Subliminal mesaj verdiği iddia edilen reklam filmi konusuna. İddiaya göre, Zaman’ın eski yöneticileri Ekrem Dumanlı, Faruk Kardıç, Ali Çolak, Fevzi Yazıcı, Mehmet Kamış ve Yakup Şimşek, söz konusu reklam filmiyle darbeci askerlere talimat iletmişler!

Tanıkların ve tutuklu sanıkların anlatımından anlaşılan, reklam filmini bir ajans tarafından hazırlanıp Zaman Gazetesi yönetimine sunulduğu şeklinde. Yukarıda adı geçen isimlerin katıldığı bir toplantıda sunum yapan reklam ajansının sahibi, yargılama esnasında dostlarının gözünün içine baka baka yalan söyleyerek filmin kendisiyle hiç ilgisinin olmadığını iddia etti. O dönemde yapılan yazışmalar ve yapılan ödemeler Zaman gazetesi arşivlerinde olduğu için kayyımların elinde olan bu bilgilerin istenmesi talebi mahkeme tarafından sürekli reddedildi. Eğer o belgeler ve yazışmalar getirilseydi, büyük komplo teorisi bir fiskede çökecekti. Bu da mahkemenin işine gelen bir şey değil. O zaman kimi nasıl mahkum edebilirdi ki!

***

Darbe girişimine katılan hiçbir asker bu davanın sanığı değildi.

Reklam filmini hazırlayan ajansın sahibi beraat etti. Duruşma günü hakimlerle aynı kapıdan mahkeme salonuna giren avukatı ne yapıp edip (!) müvekkilini ipten aldı.

Reklamın yayınlanması kararını veren yöneticiler yurtdışında olduğu için dosyaları ayrıldı.

Eğer yargılayacaksan önce darbecileri yargıla. Darbeciler ‘evet biz bu filmi seyrettik ve etkilendik’ diyorsa çağır bu reklam filmini hazırlayanı, ona sor. O da derse ki, ‘Zaman yönetimi beni çağırdı, içinde darbe çağrışımı olan bir reklam filmi siparişi verdi’ derse al o zaman yöneticileri yargıla.

Elde kim kaldı?

Reklam filminin sunumunun yapıldığı toplantıya katılan görsel yönetmen ve bu filmin hazırlanması esnasında iletişim görevi olan bir yönetici. Mahkeme ne yapsın? Madem sorumlularını bulup yargılayamadık o zaman eldekileri yargılayıp müebbet hapsi verelim gitsin demiş.

Tıpkı idama mahkûm ettiği uzun boylu boyacının, idam sehpası kısa kaldığı için idam edilememesi zerine Hakim Karakuş’un “Gidin kısa boylu bir boyacı bulun ve onu asın!” demesi gibi.

Son sözümüz de yandaş basına…

Mahkeme kararını açıklayacağı zaman tutuklu yakınlarını duruşma salonunda dışarıya çıkardı. Sadece sanık avukatlarıyla az sayıda gazeteci, TRT ve Anadolu Ajansı içeride kaldı. Mahkeme kapısında içeriden gelecek güzel bir haber bekleyen sanık yakınları, sevinç içinde dışarı fırlayan TRT muhabirinin hepsine müebbet diye bağırmasını yaşadıkları sürece unutmayacaklar.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin