Faiz lobisi ile gizli toplantı

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan çok çarpıcı bir iddiayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı.

Paylan çeşitli kaynaklardan elde ettiği bilgilere istinaden Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın Türkiye’de portföy yatırımı (sıcak para) bulunan yabancı banka ve fonların temsilcilerine bazı taahhütlerde bulunduğunu söyledi.

İddia o ki Bakan Ağbal’ın 29 Mart 2018 perşembe günü sabah saatlerinde fon yöneticileri ile yaptığı toplantı gazetecilerden saklandı.

Trafo açılışına bile onlarca kamera ile gidenler faiz lobisi ile bir araya gelince gizli toplantı tertip etmesi şayan-ı dikkattir.

‘GELECEK HAFTA DÖVİZİ DÜŞÜRECEK ADIMLAR ATACAĞIZ’

Kahvaltılı toplantı yapıldığı esnada dolar 4 TL seviyesini geçmişti.

Bono, tahvil ve hisse senedi yatırımları için döviz bozduran yatırımcıları teskin etmek ve TL’de kalmalarını sağlamak maksadıyla Bakan Ağbal, “Gelecek hafta dövizi düşürecek adımlar atacağız.” taahhüdünde bulundu.

Bir başka ifadeyle Ağbal sıcak para lobisine dil dökmüş. Bir el etek öpmemişler.

Döviz cenahında öğle saatlerinde müşahede edilen kısmi gevşemede (dolar 3,94 TL’ye indi) bu gizli toplantının ve Ağbal’ın verdiği sözlerin tesiri olduğu konuşuluyor.

Bankacılar iddiaya dudak büküp geçse de manzara iddiaların teyiti mahiyetinde.

Vahim iddiaya dair Maliye Bakanlığı’ndan şu ana dek tek satır beyanat gelmedi.

HÜKÛMET DOLARIN 4 TL ÜZERİNDE KALMASINDAN ENDİŞELİ

Dolar kurunu düşürecek haber akışı olmadığı halde ABD Doları’nın ‘psikolojik eşik’ diye nitelenen 4 TL’den geri dönmesinde Ağbal’ın verdiği söze istinaden toplantı sonrası döviz satan yabancıların payı olabilir mi?

Şunun şurasında seçime ne kaldı? 4 TL üzerinde dolar iktidarın işine gelmez. Doları düşürmenin en kestirme yolu da faiz artışıdır.

Bizzat bakanın ağzından teminat alan yatırımcılar, ‘Nasıl olsa dolar/TL paritesi düşecek yüksekten satalım’ kararı verdiyse burada haksız kazançtan maniplasyona kadar bir dizi cürüm işlenmiş demektir.

ERDOĞAN’A MI İNANALIM, MALİYE BAKANI AĞBAL’A MI?

Bilvesile Ağbal merakımızı mazur görsün. Kendisinin sıcak paraya verdiği söz eşittir üç vakte kalmaz faizler artacak. Kanunlarımızda suç olan bir fiili bakan sıfatıyla işlemiş olduğunun farkındadır herhalde.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz lobisini yerle bir edeceğiz’ beyanı ile Ağbal’ın sıcak parayı kaçırmamak için daha fazla faiz taahhüdünde bulunmasını nasıl telif edeceğiz?

Erdoğan hafta sonu İstanbul Pendik’te, “Ekonomide her kötülüğün anası faizdir. Faiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapar. Bunun lobisi neresidir? Finans kuruluşlarıdır. Açık söylüyorum devletin bankaları da bu işin içindedir.” ifadelerini kullanmıştı.

Dövizi düşürmek için kapalı kapılar ardında büyük fonlara ‘ballı faiz’ sözü veren Maliye Bakanı Naci Ağbal’a mı, ‘faiz lobisi bütün kötülüklerin anasıdır’ nakaratını her mitingde tekrarlayan Erdoğan’a mı inanalım?

VATANDAŞ İKİ GÜN KONUŞUR, ÜÇÜNCÜ GÜN UNUTUR

Türkiye’de Erdoğan’dan habersiz kuş uçmadığına göre Ağbal böylesine ağır bir yükün altına tek başına girmiş olamaz. İyi polis-kötü polis rollerinin hakkını veriyorlar.

Erdoğan halkın enflasyon ve faiz altında inleyen halkı anlık hamasetle teskin ediyor, diğer tarafta faiz lobisine milyarlarca dolar akıtmaya (15 senede 170 milyar dolar faize gitti) devam ediyorlar.

İkiyüzlü siyasetin Türkiye’deki karşılığı malum!

Bülent Arınç’ın meşhur ifadesi ile vatandaş iki gün konuşur, üçüncü gün unutur!

Hazine iki senelik borç bulabilmek için yüzde 14’ten fazla faiz ödüyor. Daha bugün Fransız Societe General yöneticisi Jason Daw, “Yatırımcıların gelişen piyasa paraları ve faizlerine ilişkin görüşleri hâlâ olumlu, ancak eskisi kadar olumlu değil.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan piyasalara dair bu tespitin devamında yatırımcının bakışı berrak şekilde aktarıldı.

Dünyanın önde gelen yatırımcıları Türkiye’de yüksek ve kalıcı enflasyon, jeosiyasî riskler ve iç siyasete matuf artan riskleri göz önünde bulundurmaya başladı.

Bunun içindir ki yatırımcılar arasında Türkiye’ye dair kötümser bir yaklaşım mevcut.

REFORM YAPAMAYACAKLARINA GÖRE FAİZİ ARTIRACAKLAR

Enflasyon, kur ve faizde ‘kırk katır mı, kırk satır mı?’ çaresizliğinden çıkış yolu hal-i hazırda görünmüyor. Faizi indirse kur fırlıyor. Döviz pahalı hale gelince akaryakıttan elektriğe doğalgazdan kırmızı ete zam yağıyor.

Her sene 50 milyar dolar cari açık veren bir memleketin ihtiyaç duyduğu dövizi doğrudan yatırımlarla temin edebilmek için varını yoğunu siyasî ve iktisadî reformlara teksif etmesi lazım gelirdi.

AKP bunun yerine tek adam rejiminin taşlarını döşemeye odaklandı ve yatırım iklimini bozmayı tercih etti.

Yerli-yabancı fark etmiyor, fırsatını bulan işadamı bavulu toplayıp Türkiye’den çıkıyor.

SEÇİME KADAR -ECEK, -ACAK, AKABİNDE UNUTULUP GİDECEK

Faiz ya da kurdaki artış dünden bugüne devreden hataların neticesidir.

Maliye Bakanı Ağbal’ın yaptığı gibi sıcak para lobilerine masa altından ballı ikramlarda bulunmak iktidara, Saray’a biraz vakit kazanmaktan başka bir fayda sağlamaz.

Popülizm yapa yapa kamunun borçlanma faizi yüzde 7’den yüzde 14’e gelmedi mi?

Merkez Bankası’nın dahiyane icadı ile faizi artırmadan nasıl artırdıklarının filmi yakında vizyona girer.

‘Faizler inecek, enflasyon ve işsizlik düşecek’ derler, seçmen de son bir umut diye çürük ipe sarılır yine.

Adamlar yol yapmakta ustalık dönemini yaşıyor ne de olsa…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin