Ezeli rakiplerinin ümidi oldular

HABER-YORUM | EFE YİĞİT

Şenol Güneş ve Rıza Çalımbay, Türk futbolunun iki başarılı ismi. Şenol Güneş, kariyerinin ilk 3 yılını Akçaabat Sebatspor’da geçirdikten sonra 15 yıl Trabzonspor kalesini koruyup, şampiyonluklar yaşadı. Rıza Çalımbay, futbola gözünü Beşiktaş’ta açtı, Beşiktaş’ta bıraktı. Kaptanlık yaptı, şampiyonluk turları attı. Kader Şenol Güneş ile Rıza Çalımbay’ın yollarını farklı yönlere çizdi. Şimdi ikisi de yetiştikleri değil rakip oldukları takımın başarısı için ter döküyor.

ŞAMPİYONLUĞA HASRET KALMIŞTI

Beşiktaş, 2008-09 sezonunda Mustafa Denizli yönetiminde şampiyonluğa ulaştıktan sonra uzun bir sessizliğe büründü. Yıldırım Demirören’in 8 yıllık başkanlık döneminde sadece bir şampiyonluk alınabilirken, kulüp hesapsız harcamalardan dolayı iflasın eşiğine gelmişti. Yıldırım Demirören 2012’de görevi bıraktığında geride bir enkaz vardı. Fikret Orman, ‘feda’ deyip oyuncuların yıllık ücretlerinde indirim yapmasını isterken, bir taraftan da kulübe gelir getirecek sponsorluklar peşinde koştu. İnönü Stadı’nı yıkıp yenisini inşa etmeye başlayan Fikret Orman, Carlos Carvahal, Samet Aybaba ve Slaven Bilic’le aradığı şampiyonluğa ulaşamadı.

İLK KEZ İSTANBUL’DA

Şenol Güneş ile Beşiktaş’ın yolu Temmuz 2015’te kesişecekti. Şenol Güneş, Trabzonspor ve milli takımda rüştünü ispat etmiş, Türkiye’nin en iyi teknik adamlarından biriydi ama nedense bir türlü İstanbul’un 3 büyüklerinin radarına girmemişti. Bunda şüphesiz Şenol Hoca’nın kalitesinden ziyade, Trabzonspor menşeili olmasının rolü büyüktü. Ne de olsa bir zamanlar İstanbul’un 3 büyüklerine kök söktüren bir takımın kalecisi ve kaptanıydı. Futbolun yazılı olmayan bu kuralından dolayı Şenol Güneş’in yolu ilk kez İstanbul kulüplerinden birine düşüyordu.

Beşiktaş, Şenol Güneş’le 2+1 yıllık sözleşme imzalarken Başkan Fikret Orman’ın ağzından şu cümleler çıkmıştı: ‘Şenol Hoca konusunu kendi aramızda çok istişare ettik. Şenol Güneş, dürüst, namuslu, çalışkan, çok önemli meziyetleri olan bir spor adamı. Şenol Güneş çok dürüst, çalışkan bir isimdir. İlk göreve geldiğimizde de aklımızdaydı ama bugüne nasipmiş. Kendisine çok güveniyoruz.’ Güneş ise ‘Büyük bir kulübe geldiğimi biliyorum. Beklentilerin farkındayım ve cevap vermek istiyorum’ demişti.

İLK SEZONUNDA KABİLİYETİNİ GÖSTERDİ

Ama kafalarda soru işaretleri de yok değildi. İlk olarak Beşiktaş’ın stadı yapım aşamasında olduğundan maçlarını İstanbul’un değişik semtlerinde göçebe olarak oynuyordu. Hele Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki maçları taraftarlar için tam bir sürgündü. Ve tabi ki doku uyuşmazlığı endişesi vardı. Şenol Güneş tecrübesi, karakteri ve bilgisiyle kısa sürede sorun olması beklenen tüm konuların üstesinden geldi. Kulübün şartlarını dikkate alarak, nokta atışı transfer yaptı. Bonservisi yüksek oyuncuları kiralama yöntemiyle kadroya dahil etti. Bunun meyvesini daha ilk sezonda alıp 7 yıl aradan sonra takımı şampiyonluğa taşıdı.

Güneş, ikinci yıl da aynı başarıyı tekrarladı. İkinci yılında Avrupa’da Beşiktaş’ın adını duyurmaya başladı. Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkamadı ama yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam edip, çeyrek finale kadar yükseldi. Bu sezon ligde işler iyi gitmese de Avrupa’da kelimenin tam anlamıyla tarih yazdı. Şampiyonlar Ligi’nde grup maçlarının bitmesine bir hafta kala liderliğini garantiledi. İlk kez bir Türk takımı gruptan lider çıkıp, adını ikinci tura Şenol Güneş ile yazdırdı. Trabzonspor için futbolcu olarak ter döktü, teknik adamlıkta başarıyı bir zamanlar rakip olduğu Beşiktaş’la tattı.

BEŞİKTAŞ’TA HOCALIK YARAMADI

Rıza Çalımbay, futbol kariyerine, başladığı takım olan Beşiktaş’ta son verdi. 7 yaşında adımını attığı kulübüne 33 yaşında kramponlarını çıkarıp veda etti. Beşiktaş ile 6 lig şampiyonluğu olmak üzere toplam 21 kupa sevinci yaşadı. Kramponlarını çıkardıktan sonra eşofmanlarını giyip takım çalıştırmaya başladı. Yolu 2005’te yeniden ‘kalbinin takımı’ Beşiktaş ile buluştu. Bu kez teknik adam olarak geldi ama sadece 9 hafta görevde kaldı. İstifa edip giderken, Beşiktaş kapısının kendisine kapandığının farkındaydı. Nitekim aradan geçen yıllar boyunca Rıza Hoca’nın adı Beşiktaş’ın muhtemel hocaları arasında hiç anılmayacaktı. Anadolu’da çeşitli kulüpleri çalıştırdı, kadro gücüne göre küçümsenmeyecek başarılı sonuçlara imza attı.

TRABZON’DA ENKAZ DEVRALDI

Türk futbolunun suskun devi Trabzonspor, şampiyonluğa en son 2011-12 sezonunda yaklaştı. Daha sonra şike iddialarıyla gündeme gelen sezonda Fenerbahçe’ye averajla şampiyonluğu kaptırdı. 1995-96 sezonunda da şampiyonluğu yine averajla Fenerbahçe’ye kaptırırken, şampiyonluğa en çok yaklaştıkları her iki sezonda takımın dümeninde Şenol Güneş vardı. Son yıllarda yeniden çıkış arayan Trabzonspor, büyük umutlarla göreve getirdiği Ersun Yanal’dan yana devasa hayal kırıklığı yaşadı.

8 haftada alınan 9 puandan daha acı veren sahasında 3-0 öne geçtiği maçta Alanyaspor’a 4-3 ve sonrasında Akhisar’a 6-1 yenilmesiydi. Rıza Çalımbay, işte bu şartlarda bir Trabzonspor’u devraldı. İlk maçında Malatyaspor’a deplasmanda 1-0 yenildi ama sonraki 4 haftada 10 puan toplayıp hem kendi güven kazandı hem de camiaya umut aşıladı.

Çalımbay ile önce ruhsal, sonra da fiziksel olarak güçlenen Karadeniz Fırtınası, lider Galatasaray’ı 2-1, Osmanlıspor’u 3-2 ve ligin flaş ekiplerinden Sivasspor’u deplasmanda 2-1 mağlup etti. Sivas galibiyeti aynı zamanda, Trabzonspor’un 218 gün sonra ilk dış saha galibiyetiydi. Rıza Hoca, oyuncularına “Bundan sonra yeni felsefemiz maç maç bakarak düşünmek” derken, yıkılan ümitleri yeniden yeşertti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin