Eski AİHM yargıçları: OHAL Komisyonu sadece makyaj

Mehmet Dinç, Strazburg

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye’nin sorunlarına kulak tıkayıp, Türkiye halkını anti-demokratik gelişmelerle baş başa bırakırken Avrupa Konseyinde eski AİHM yargıçlarının da katıldığı bir toplantı düzenlendi. Eski AİHM başkanı Jean Paul Costa ve AİHM eski Türkiye yargıcı Rıza Türmen’in de katıldığı toplantıda yeni anaysa, referandum ve OHAL değerlendirildi.

AİHM’de 20 yıl Türkiye yargıcı olarak görev yapan Rıza Türmen, ülkenin demir yumrukla yönetildiğini söyledi. 15 Temmuz’dan sonra OHAL ve KHK’larla artık denetlenemez hale gelen Cumhurbaşkanı’nın yeni anayasa değişikliğiyle tüm güçleri elinde toplayan ‘tek adam’ olacağını ifade etti. Yeni anayasa ile OHAL sürekli hale gelirken, demokrasinin en temel ilkesi güçler ayrılığı ortadan kalkacak.

OHAL dönemlerini bıçak sırtı olarak nitelendiren Türmen, insan hakları ihlalleri kolayca yapılırken, diktatörlük için ara bölgeye dönüşeceğini söyledi. OHAL’in yanlış değerlendirildiğini söyleyen Türmen, uluslararası hukuk normları ve Türk Anayasası’nın 15. maddesinde OHAL’in çerçevesinin çizildiğini belirtti.

KHK’ların meşruiyeti sorgulanır

Türmen, Avrupalı Parlamenterlere hitap ederken şunları söyledi:

“2 bin kurum kapandı, özel okullar, hastaneler, dernekler, gazete-televizyonlar, vakıflar ortadan kaldırıldı. Mal varlıkları kalıcı olarak devletin üzerine geçirildi. 130 bin kamu çalışanı mahkeme kararı olmadan işten atıldı, mal varlıklarına el konuldu ve eski görevlerine dönmesi imkânsız hale getirildi. Doğu ve Güneydoğu’da seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atandı, bu sebeple KHK’ların meşruiyeti sorgulanabilir.”

Ayrıca OHAL kararları alınırken Meclis’e getirilmesi gerektiğini söyleyen Türmen şu anda Meclis’te tartışılmadan kararların alındığını söyledi. Bu, anayasa maddesinin ihlali anlamına geliyor. Şu ana kadar çıkarılan 19 KHK’nın sadece 5 tanesi Meclis tarafından onaylandı.

Yeni komisyon bağımsız değil

Kurulan OHAL komisyonu hükümet tarafından reform olarak nitelendirildi, aynı şekilde Avrupa Konseyi genel sekreteri Thorbjorn Jagland da hukuksuzlukları çözecek bir yapı olarak lanse etti. Fakat AİHM eski başkanı Jean Paul Costa ve AİHM eski Türkiye yargıcı Rıza Türmen, kurulan komisyonun etkili bir çözüm yolu olmadığını ileri sürdüler.

Türmen özellikle komisyona atanan 7 üyenin hükümet tarafından seçilmesinin bağımsızlığına gölge düşürdüğü kanaatinde. Sınırlı sayıdaki mahkeme ve üye ile yüzbinlerce dosyanın etkili şekilde inceleceğine ihtimal vermiyorlar. Artık avukatla görüşme hakkının olması, göz altı süresinin 7 gün artı 7 güne düşürülmesini iyi gelişime fakat AİHS sözleşmesi gereği en geç 4. günün sonunda sanık hakim karşısına çıkarılması gerekli. Bu sebeple yargıçlar hala normlara uygun olmadığı görüşündeler.

Yeni komisyon sadece bir makyaj

europKomisyonun görevi 2 yıl, artı bir yıl uzatılabilir. Mağdurların 60 gün içinde başvurma hakkı var, komisyonun incelemesi için de 60 gün hak tanınmış fakat bağlayıcılığı yok. Dosyayı tamamlayamadığını söyleyerek 2 yıl uzatabilir. Ardından tekrar mahkeme yolu açılabilir ve oradan çıkacak karara göre AİHM’e başvuru yapabilir. Komisyon bu işleyiş modeliyle sorunları etkili ve hızlı bir şekilde çözmek yerine AİHM ve hükümete zaman kazandırmış olacak. Konsey de, AİHM’in yüz binlerce dosya yükünün altından kalkamayacağını bildiği için bu projeye sıcak bakmak durumunda.

AKPM’de konuşan izleme komitesi üyesi Danimarkalı parlamenter Nikolaj Villumsen de yeni komisyon hakkındaki endişelerini dile getirmişti.  Villumsen “Türkiye konusunda ilerleme görünmüyorum, hükümetin atayacağı komisyon üyelerinden nasıl bir sonuç beklenir ki, sadece makyaj yapılıyor, değişen bir şey yok” endişelerini dile getirdi.

OHAL’de referandum yasal değil

Öte yandan Anaysa değişikliği konusunda da eleştirilerini dile getiren Türmen, yeni anayasanın çoğulcu olmadığını, toplumsal mutabakat sağlanmadan sadece bir grup veya görüşün hazırladığını söyledi. Ayrıca OHAL’de yapılacak bir referandumun yasal olmadığını savundu. “Gazeteciler içeride, medya yok, toplanma ve gösteri hakkı yok, muhalefet üyeleri içeride ya da susturulmuş. Bu şekilde yapılacak bir referandumunun yasal olmayacak. AKPM ise Türkiye konusunu görüşmeyerek için görüşünü belirtme fırsatını kaçırdı” ifadelerini kullandı.

Yeni anaysa ile cumhurbaşkanı, demokratik yönetimlerin olmazsa olmazı yasama yürütüme ve yargı güçlerinin tamamını elinde topluyor. Fren denge sitemi tamamen kayboluyor. Hem partinin hem de ülkenin yöneticisi oluyor. Türmen Anayasa’nın 4. maddesinin buna engel olduğunu söylüyor. “Partili Başkan demek yargı ve kamudaki tüm tayinleri kendisi yapacağı anlamına geliyor ki bu tam anlamıyla tek adam rejimidir. Birde polisi var, bunun adı demokrasi değil” ifadelerini kullanıldı.

Jean Paul Costa: Türkiye’nin 2 sorunu, OHAL ve Yeni Anayasa

AİHM eski başkanı Jean Paul Costa Türkiye’nin şu OHAL ve Anayasa değişikliği gibi iki önemli sorununun olduğunu söyledi. “Türkiye’nin DGM günlerini hatırlıyorum, askeri yargıçlar vardı. Son zamanlarda iyileşme sinyali veriyordu uluslararası hukuka saygı konusunda ilerleme göstermişti. Fakat şu anda tam tersine evrildi. Devletler OHAL ilan edebilir, Fransa’da ilan etti ama biraz uzun sürdü, fakat bu dönemde insan haklarına azami dikkat etmeniz gerekli” dedi.

Başkanlık sitemi ile ilgili görüşlerini dile getiren Costa, ABD’de de başkanlık sitemi olduğunu fakat başkanın bu kadar yetkisi olmadığına dikkat çekti. “Parlamentonun çok gücü var, ayrıca yargı özellikle yüksek mahkeme çok güçlü. Türkiye’de maalesef güçler ayrılığı prensibi ortadan kalkmış durumda. Türkiye’de zaten yargı sıkıntılıydı bu şekilde gücü tamamen bitecek” ifadelerini kullandı.

AİHM eski Başkanı Costa, AKPM’ye hitap ederken Avrupalı siyasetçilere de şu uyarılarda bulundu:

“Avrupa Konseyi’nin üye devletlere, insan hakları konusunda kendi vatandaşlarına karşı yükümlülüklerini hatırlatmak gerekir. Aksi takdirde bu durum salgın haline dönüşür ve diğer devletlerde bu tür uygulamalar yaşandığı zaman söz söyleme hakkiniz kalmaz.”

Başkentlerde pazarlıklar yapılıyor

Toplantıda konuşma yapan HDP Milletvekili Mithat Sancar da AKPM’de Türkiye konusunun görüşülmemesini eşleştirdi. Türkiye’de işlenen insan hakları ihlallerine göz yumulduğu söyledi. “Başkentlerde hükümetler arasında pazarlıklar yapılıyor” iddiasında bulundu ve “Türkiye ne verdi bilmiyoruz ama karşılığında ne aldığı ortada. İnsan hakları ve gözünü kapatma tavizi aldı. Bu tavizi daha önce mülteci anlaşmasında da aldı” ifadelerini kullandı.

Sancar, Türkiye’nin bu şekliyle iç çatışma potansiyeli taşıdığını ve bu durumun Avrupa’yı da etkileyeceğine dikkat çekti ve “Avrupa, Türkiye’de demokrasi arzusunda onlar için değil kendi ilkelerini ve değerlerini korumak adına hareket etmeli. Sorumluluklarını yerine getirmeli” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin