Devletin mülteciye bakışı ya da iki yanlış bir doğru etmiyor

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Suriyeli mülteciler meselesi iki yanlışın karşılıklı tartışmasından başka bir şey değil. Dolayısıyla da iki yanlış bir doğru etmiyor. Milyonlarca mülteciyi bir anda şehirlere gelişi güzel gönderen, ne harcadığı, ne yaptığı, nasıl kontrol ettiği belli olmayan hükümetin de, başkasının acısından bize ne diye hop oturup hop kalkan CHP’nin de tutumu yanlış.

Bundan yedi sene önce suhulet ve sabırla çözülmesi gereken Suriye’deki iç sıkıntıları gereksiz yere harlamak, muhaliflerin bir an önce silaha sarılmasını teşvik ederek, oradaki bir kıvılcımın büyük bir yangına dönmesine zemin hazırlayarak, hükümet zaten baştan beri bütün problemlerin en büyük sorumluluğu taşıyor.

Her şeyden önce milyonlarca insanın evinden, yurdundan, alışkanlıklarından, imkanlarından ayrılması  ve başka ülkelerde, hiç bilmedikleri şartlarda yaşamak zorunda bırakılmaları başlı başına büyük bir dram. Çatışmalarda ölenlerin, yeni geldikleri ülkede olumsuz şartlar nedeniyle hayatını kaybedenler, aileleri paramparça olanlar, eğitimleri yarım kalanlar vs. Nereden bakarsanız bakın ortada büyük bir insanlık dramı var.

Gelen mültecileri rast gele şehirlere gönderip ülkedeki bütün şehirlerin demografik yapısını temelden bozmak da ayrı bir cehalet politikası. Teşbihte hata olmaz şöyle düşünün iki oda bir salon evde yaşayan dört kişilik bir aile düşünün, başka bir şehirden dört kişilik bir akraba bir aile de gelip o eve yerleşiyor. Bir gün iki gün üç gün değil sürekli olarak orada yaşamaya başlıyor. Zaten önceki dört kişi o eve zor sığıyor. Başka bir aile gelip yerleşince o evde yaşamanın ne kadar güçleşeceğini düşünebiliyor musunuz?

Haftalarca, aylarca, yıllarca çok yakın akrabada dahi olsalar bu şekilde yaşayabilirler mi?

Aynen böyle; daha önce 100 bin kişinin yaşadığı bir şehre 120 bin kişilik mülteci yerleştiriyorsunuz, bir anda iki kat büyümeyi şehrin alt yapısı, üst yapısı, demografisi, alışkanlıkları, gelenekleri hazmedebilir mi?

Yüzlerce yılda ortaya çıkan kent alışkanlıklarını, şehir özelliklerini, bir anda gelen göç dalgalarıyla alt üst etmek hangi akla hizmettir. Hazmedilmeyen göç, hazmedilmeyen yemek gibidir mutlaka vücudu zehirler. Bunun Suriyeli’likle, Araplıkla, Türklükle, Çerkezlikle ya da başka bir aidiyetle alakası yok. Bunun, insan ve kent tabiatıyla alakası var.

Suriyeli mülteciler AKP için siyasi ve ekonomik bir malzeme olmaktan öteye hiç gitmedi. Suriyeli Mülteciler Recep T. Erdoğan için çok iyi bir madendi. Avrupa ülkelerine bakın açarım kapıları gönderirim üzerinize ha diyerek onların hizaya gelmesini sağladı. Kimsenin bilmediği ve denetleyemediği bir şekilde bütçeden kendi ifadesiyle 30 milyar dolar harcandı. Bunun ne kadarı mültecilere ne kadarı başka yere gidiyor olduğunu da bilmemiz mümkün değil. Suriyeli mülteciler meselesi her zaman gri bir alan olarak kaldı. Ne yapıldığı, ne edildiği, ne işler çevrildiği kamuoyu için bir bilinmez oldu. AKP bu gri alanı yerinden yurdundan edilmiş Müslüman kardeşlerimiz hamasetiyle ört bas etti ve etmeye de devam ediyor.

Suriyeli mülteciler konusun çok bilinmeyenli bir gri alan olarak kalmaya devam ediyor bu gri alan Recebizmin beslenme alanı aynı zamanda. Silahlı milislerin eğitilmesinden, petrol ticaretine, devlet bütçesinden belirsiz para harcanmasına kadar pek çok mesele ‘Suriye krizi ve mültecileri’, perdesiyle örtbas ediliyor.

CHP’nin ‘Suriyeli mülteciler’ konusundaki bakışı ise çok düz ve net. Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışındaki her şeyden bize ne, politikasını buraya da uyarlıyorlar. Zorluk, sıkıntı, dert, tasa başkasının sıkıntıları, bu nedenle bizi ilgilendirmiyor, bizden uzak dursunlar. Mülteciyi bir insan olarak düşündüklerini hiç zannetmiyorum. Teşbihim çok ağır olabilir belki ama hani çekirge sürülerine bir canlı olarak kimse bakmaz ya. Onlara daha çok her şeye zarar veren bir afet olarak bakılır. CHP yönetim ve tabanının mültecilere, aynı böyle baktığını düşünüyorum. Onlar ürünlerimize zarar veren, soframızdakine musallat olmuş bir çekirge sürüsü. Devlet bunları bizden uzak tutsun.

Mesela CHP’den ya da İYİ Parti’den; dünyanın hiçbir coğrafyasında mültecilerin kentlerin demografik yapısını bu şekilde alt üst etmelerine izin verilmez gibi bir eleştiri hiç duymadım. Mültecilere, daha önceki kendi hayat koşullarına uygun şartlar oluşturup, orada yaşamalarını sağlamamız gerekir gibi bir öneri getirdiğini de duyan olmadı.

Yani CHP ve İYİ Parti’nin mülteciler konusunda akılda kalacak hiçbir önerisi yok benim aklımda. Tek bir politikaları var bunlardan bize ne!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin