Dava adamı, soğan ve Çırağan

YORUM | VEYSEL AYHAN

Erdoğan önceki gün Önder İmam Hatipliler Derneği Genel Kurulu’nda konuştu:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 13.3 milyon TL destek olduğu dernek. İstanbul halkı haberi olmadan AKP’ye bağlı bu ideolojik derneği finanse etmiş.

Tercümesi halkın cebinden “bağış” hırsızlanmış.

Konumuz bu gayri meşru iş değil.

Erdoğan şöyle diyor:

“İmam Hatipler 1,3 milyon öğrenci potansiyeline sahip, İmam Hatipli olmak dava adamı olmak demektir.”

İçi boşalan bir başka sözcük de bu oldu: “Dava”

DAVA, MÜSLÜMANLIK MI?

“Dava” ne peki?
İnsanlık mı?
AKP ve insanlık kelimesini yanyana yazmak komik olur.
Adalet, barış desek saçmalamış oluruz.
Kalkınma desek, 80’lere döndük.
Peki “dava” ne? Müslümanlık mı?
MAK Danışmanlık Şirketi Başkanı Mehmet Ali Kulat, Turgut Özal döneminde yapılan bir araştırmayı TV’de anlatıyor. O dönemde insanlara, “Aniden bir yere gitmek zorunda kalırsanız, çocuğunuzu aşağıdaki meslek gruplarından hangisine teslim edersiniz?” sorusu soruluyor. Sorunun cevabı birinci sırada imamlar çıkıyor.  İnsanlar çocuklarını İmam, müezzin ya da Kur’an kursu hocası olan komşusuna teslim etmeyi düşünüyor.

Mehmet Ali Kulat şöyle devam ediyor: “Aynı araştırmayı şimdi yaptık. Aynı soruyu halka sorduk. İlk 10’da dinle anılan kimse yok. Neden biliyor musunuz? Toplumda dine, dindara güveni minimize ettik! Geldiğimiz nokta bu!”

İmam Hatiplerde namaz kılma oranının yüzde 10’a düştüğünden bahsediliyor. Yani “dava adamları” namaz kılmıyor. “Bakanlar kurulunda namaz kılan var mı” gibi bir soru özel hayata girer. Sormak bize düşmez.

Ama “dava” Müslümanlık olsa hiç olmazsa yüzde bir, binde bir gelişme olurdu.

17 yıllık AKP iktidarında “Müslümanlık”a sempati kazandıran herhangi bir hareket, söz, fiil gördünüz mü?

Tüm parti yöneticilerini düşünebilirsiniz. Tek bir tebessüm ettiren, samimiyet içeren, sıcaklık taşıyan söz hatta jest yok!

“Müslümanlık” deyince mangalda kül bırakmayan “Akit” ve benzerleri gazeteler sayesinde tek bir kişi “Aa Müslümanlık ne kadar güzelmiş!” “Bakın ne kadar âdil insanlarmış” “Çok hakperest bir iktidar!”…

Böyle tek bir cümle kuran olmuş mudur?

Tabii ki hayır.

O zaman “Dava” ne?

“Neyin davası?”

Geçen aktarmıştım. “Solcusu, komünisti, ateisti nöbet bekliyor Müslümanlar oy çalmasın diye.”

“Biz ateistiz” diyenler bunların yanında daha “müslüman” duruyor.

BÜYÜK DAVA ADAMLARI!

Erdoğan ve AKP’liler “Dava” diye neyi telkin ettiler çevrelerine?

Mesela oğlu Bilal’e “Dava” şuurunu şu cümlelerle veriyordu:

İhale alan iş adamı aylık rüşvet veya komisyonunu geciktirince Bilal’e “Dava”sından taviz vermemesini tavsiye ediyordu:

“Başkaları getiriyor da o niye getiremiyor, laf mı yani. Hiç. Bunlar ne zannediyor bu işi ya? Ama şimdi düşüyorlar, kucağımıza düşecekler merak etme”

Bilal de “Tamam baba” sözleriyle zihnen aydınlanıyordu.

17 yıllık iktidar muazzam “Dava” adamları ortaya çıkardı!

Damat Berat, “Dava” şuurunu ve iktisat bilimini yolsuzluk evraklarını yok etmek için kayınpederinin emriyle kâğıt imha makinesi ararken kazandı. Amazon’da alışveriş yaparak ilerletti. Şimdi doları sarsmakla meşgul!

“Dava” kadını da var. En büyüğü şüphesiz Emine Hanım. Trilyonluk hastane ortaklıkları var. New York’a gittiğinde gecesi 25 bin dolarlık The Peninsula Suite’te kalıyor.

Brüksel’de mağaza kapatıyor. 50 bin dolarlık çanta ile gezip görgü ve şuurunu artırıyor. “Maskülün”lü “innovasyon”lu konuşmalarla bu şuuru halka cömertçe sunuyor.

Bir başka “Dava” kadını havuz yazarı Hilal Kaplan. “Dava” arkadaşlarıyla birlikte sihirli bir “dava” formülü üretmiş:

Önce tehdit ediyor, iftira atıyorsun, sonra bir anda o firmanın ortağı oluyorsun.

Ve üç gün sonra Boğaz’da bir yalın oluyor.

“Dava” kadını deyince “Avrupa Fatih”i eski bakan Fatma Betül Sayan unutmak olmaz. Tüm akrabalarını üst düzey bürokrat yaparak “dava” bilincini yedi sülalesine yaydı.

Dünya kamuoyuna sunduğumuz “dava” adamı ise Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu. Tüm zamanların en çok yalanlanan dışişleri bakanı olarak “dava”sına büyük hizmetler etti. Rüşvet ve tehditlerle okul kapatarak, okul gasp ederek Moğolları geçti. Tüm hariciyeyi dil bilmeyen AKP’nin “dava” trollerine teslim etti.

“Dava” adamlığıyla dünyada ses getiren bir başka isim Binali Yıldırım.

Muazam bir “dava” birikimi:

Dünyanın değişik ülkelerinde konuşlanmış 17 şirket, 28 gemi ve 2 süper yat.

Bir de oğlu Erkan, Singapur’a kumara gidip hızlıca “dava” adamı olsun diye Akın İpek’in şirketinden hırsızlanmış bir adet Gulfstream G450 tipi uçak.

AKP cephesi böyle yetenekli “dava” adamlarıyla dolu.

Her gün koca birer gazete sayfasını “dava” yalanlarıyla doldurmayı başaran “dava” yayın yönetmenleri,

Kan banyosu peşinde Sedat Peker’ler,

Polis teşkilatını mafya’ya çeviren Süleyman Soylu,

Yargıyı siyasetin köpeği yapan Abdulhamit Gül

Makaracı Eğemen, millet’in anasına küfreden Mehmet Cengiz…

Tüm bunlar önceki gece “dava”nın çilesini çekmek için Çırağan’daydı.

“DAVA” KUTLAMASI

Erdoğan böyle binlerce kendi klonu “dava” adamı üretti.

Ama halk bu şuuru tam olarak kazanamadı.

Onlar hala BİM önündeki çöplükten soğan çuvallarını eşeliyor, ille de patates alacağız diye birbiriyle kavga ediyor.

Erdoğan’ın ağlatarak şuurlandırdığı “seküler” Demirören ailesi ile “dindar” Kalyoncu ailesi ise şifreyi çözüp tam “dava” adamı oldular.

“Dava” adamı olur da “dava menü”sü olmaz mı?

Önceki akşam Kur’an okunarak yenen ve “dava” kadını Funda Arar konseriyle dans edilerek içilen bu menünün şöyle bir kerameti var:

Halk 200 gramlık siyah çayı içtikçe, varlık kuyruğunda bekledikçe aşağıdaki menü otomatik olarak zenginleşiyor.

MİLLİ VE YERLİ MENÜ!

Avokado salatalı burrata peyniri, dört peynirli Ravioli… Dana yanağı, Bal kabaklı polenta, Çilolata ve vişne “fondant”, tutku meyveli sorbe…

“Dava” adamı olursanız menü bu. Yoksa tek seçenek çürük soğan.

İşte “dava”nın özü ve formülü bu!

Erdoğan’a, kendine benzettiği binler, yüz binler yetmiyor.

Hedefi 1,3 milyon İmam Hatipli’nin bilinçlenip böyle “dava” adamı olması.

Gel de “İmam Hatip’leri kapatalım, Diyanet teşkilatını feshedelim” diyen Bülent Keneş’e hak verme.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Bülent beye biz de hak veriyoruzda bize kim hak verecek diyecektim, “Allah bize yeter” dilime dolandı birden. Evet Allah bize yeter.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin