Cep delik, cepken delik

Bütçede 9 aylık açık 56,7 milyar TL

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın iki cümlesinden biri “En kötü geride kaldı.” şeklinde.

Böyle bir cümlenin hakikatte doğru olup olmadığı mevzuya nereden baktığınıza bağlı.

Durup dururken ABD ile bilek güreşine tutuşan ve akabinde zelil bir vaziyette salonu terk edenler ödenen bedeli unutturma telaşında.

BRUNSON KRİZİN BAHANESİ OLDU

Bir hatırlatma: Pastör Andrew Brunson’ı iki senedir rehin tutan Erdoğan rejimi ekonomideki bozulmanın hızlandığını görünce krizi şuurlu bir şekilde tırmandırdı.

Bin küsur odalı Saray, ABD Başkanı Donald Trump’ın okyanus ötesinden attığı birkaç tweeti kur ve faizlerdeki fahiş artışın bahanesine dönüştürdü.

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek taktiği. Dolar 5,80 TL’ye geriledi diye sevinmemizi bekleyecek kadar da ciddiler.

ERDOĞAN YEMİN ETTİĞİNDE 4,53 TL!

Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı yemini ettiği 9 Temmuz 2018’de 4,53 TL olan dolar, ne oldu da ağustosta 6,83 TL’ye kadar yükseldi?

Dünyanın kıskandığı Türkiye ekonomisi, ABD’nin iki tweetine mi bakıyordu? O kadar mıydı ederi? “Düştü” denilen seviye bile dolar kurunun yüzde 28 arttığını ispat ediyor.

3 ayda yüzde 30’a yakın devalüasyona hangi ekonomi, hangi reel sektör mukavemet edebilir?

Bu suâle cevap vermeden “En kötü geride kaldı.” demek en hafif tabirle esnafın, çiftçinin, asgarî ücretlinin maişet derdi ile alay etmektir.

YENİ SARSINTI İHTİMALİ DEVAM EDİYOR

Ekonomide ağustos sarsıntı geride kalsa bile yeni sarsıntıların olmayacağının teminatı yok. Nitekim erbab-ı ticaret iflaslar, konkordato talepleri ve tahsilat sıkıntılarının ortasında ölüm-kalım mücadelesi veriyor.

Kredi Garanti Fonu’ndan (KGF) geçen sene kullandırılan 240 milyar TL kredinin en az yüzde 20’si bugün itibarıyla batık. İktidar “seçim ayarlı” siyasette hayli tecrübe kazandı.

Şimdi de KGF kredilerinin 36 aya kadar tehir edilmesine imkân tanındı. Bankalara da arka kapıdan başka destekler verilecek. Halının altına süpür gitsin.

BELEDİYE SEÇİMİNE KADAR UNUTTURMA GAYRETİ

31 Mart 2019 Pazar günü mahallî idareler seçimlerine kadar kuyruğu dik tutmaya çalışacaklar. 26 Haziran’da partili cumhurbaşkanlığı seçiminden evvel de öyle yapmadılar mı?

Oysa ekonomide hatalarla yüzleşmek ne kadar gecikirse krizin büyüklüğü aynı oranda artıyor.

Aylardır ikaz ediyoruz: Bankalar üzerinden ucuz kredileri inşaat sektörüne, tüketim harcamalarına aktararak piyasayı suni canlandırma teşebbüsünün ekonomiye maliyeti ağır olacak.

Faiz ve kur kontrolden çıkacak. Enflasyon yükselecek.

Maalesef hâdiseler, “Türkiye büyüyor, ne krizi! Bunlar manipülasyon. Kriz mriz yok!” diyen Erdoğan’ı tekzip etti.

İNKÂR VE UNUTTURMA SİYASETİ

Ekonominin hemen her kaleminde alt üst olan verilerin içinden kendi işlerine gelen kısımları cımbızla çekmeleri “inkâr” ve “unutturma” siyasetinin bir parçası.

Hükûmetin seçimi kaybetme pahasına işin özüne eğilmesi icap ederdi. Rakamlarla oynayarak, bürokratların yerini değiştirerek bütün mahalleyi saran yangını söndürülmüyor.

Su tabancası ile yangın söndüreceğini zanneden Erdoğan ve damadı Berat bütçenin delik deşik halinden hiç bahsetmiyor.

EYLÜLDE BÜTÇE AÇIĞI 6 MİLYAR TL

Eylül sonu itibarıyla merkezî idarenin bütçesi 56,7 milyar TL açık verdi. Sadece eylülde 6 milyar TL gelirden daha fazla gider tahakkuk etti.

Geçen sene 9 ayda 31,6 milyar TL açık veren hükûmet, aynı rakamı 2018’de 56,7 milyar TL’ye çıkardı. Başkanlık geldi böyle oldu. Bütçedeki kara delik yüzde 44,2 büyüdü.

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2001 krizini müteakip mali disiplin için şart koştuğu Faiz Dışı Denge’de “fazla verme” kuralı da ağır-aksak.

İki sene evvel senede 20 milyar TL faiz dışı fazla veriliyordu. Rakam bu senenin ilk 9 ayında sadece 3,7 milyar TL. Kemer sıkmak, tasarruf vs hepsi kâğıt üzerinde kalıyor.

ANA PARA ÖDEMESİ YAPILAMAZ

Bu şekilde kamu borçlarında ana para ödemesi nasıl yapılacak? Haliyle ana para eksilmediği ve faizler de yükseldiği için bütçede faiz en fazla pay alan bakanlık olacak.

2019 bütçesinde 114 milyar TL faize gidecek. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir senelik tahsisatından daha fazla bir tutarı faize ödeyecek.

2020’de faiz giderleri 140 milyar TL’ye çıkacak. Faizler mevcut seviyelerde kalırsa tabiî…

ÖTV VE KDV GELİRLERİN DÜŞTÜ, ÇÜNKÜ…

Bütçe verilerine göre eylülde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) yüzde 15,9 ve dahilde alınan Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 10,3 azaldı.

Seçime kadar akaryakıt zamlarına ÖTV üzerinden sünger çekmenin öteki ismi olan geçice ÖTV indirimi bütçenin vergi gelirlerine “azalma” olarak aksediyor.

Bunun haricinde krizi teyit eden bir veri ile karşı karşıyayız. Tüketim harcamaları sert fren yapmış. Ekim ve kasım bütçesinde o fren izleri daha bariz hale gelecek.

Nakit sıkıntısı o kadar müşahhas ki Maliye Bakanlığı’nın verilerinde ayan beyan görünüyor.  Ocak-eylül döneminde dahilde alınan KDV’de 112 milyar TL tahakkuk etmiş.

Tahsilat ise 46 milyar lira. Devletin kasasına girmesi icap eden 66 milyar TL tahsil edilemedi. 179 milyar lira tutarında para cezasının da sadece 7 milyar TL’si toplanabildi. Bütçe açığı da düz hesap 57 milyar TL.

İŞSİZLİK YÜZDE 11’E YÜKSELDİ

İşsizlik temmuzda yeniden yüzde 11’e yükseldi. Ağustos ve eylül verileri temmuzu da aratacak.

Kim demiş “en kötü geride kaldı” diye! Bütçe açığı muhtemelen sene sonunda 85 milyar TL’yi bulacak.

“Cep delik, cepken delik/Kol delik, mintan delik/Yen delik, kaftan delik/Kevgir misin be kardeşlik!” şiirini Orhan Veli sanki AKP’nin bugünleri için kaleme almış.

Erdem Alkın’ın 1992’de çıkardığı albüme ismini veren “Kevgir” şarkısını bugünlerde youtube’dan bol bol dinliyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin