Cemaat 15 Temmuz’un neresinde (11) [Ahmet Dönmez]

Mithat Aynacı, Lokman Kırcılı, Gürsel Aktepe ve Zeki Taşkın gibi bazı emniyet müdürlerinin 15 Temmuz gecesi darbecilerle birlikte yakalandığı iddialarını irdelemeye devam ediyoruz. Bugün, yaşanan tuhaflıklar ve soru işaretlerini sıralayacağım.

– Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, TBMM 15 Temmuz Komisyonu’na verdiği ifadede, 17 Aralık’tan sonra 35 bin polisin yerlerinin değiştiğini, 6 bin civarında polis hakkında adli işlem başlatıldığını, 5 bin kadar polisle ilgili soruşturma açıldığını ve emniyet müdürü seviyesinde hiç kimse bırakılmadığını, ya görevden alındığını ya da emekli edildiğini açıkladı. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Cemaat varsa, o gece neden sadece 3-5 müdür dışarı çıktı? Bu tasfiye edilen polisler Hizmet Hareketi’ndense o zaman Cemaat geri kalan on binlerce polisi neden evlerinde tuttu? Genelkurmay’ın resmi açıklamasına göre darbe girişimine katılan asker sayısının er, erbaş ve askeri öğrencilerle beraber 8 bin 600 civarında olduğu düşünülürse, bu 40 bin polis darbeye destek verse başarılı olma şansı ne olurdu?

– O gece emniyetçilere söz konusu WhatsApp mesajlarını kim attı? Bu mesajlar kimlere gitti? Bütün emniyetçilere gitti ise neden 5 civarında polis sahaya çıktı? Diğerleri neden darbeye destek vermedi? Yok, eğer bu mesajlar sadece söz konusu isimlere gitti ise onlar neye göre seçildi ve onları kim seçti?

– WhatsApp mesajlarında geçtiği ifade edilen Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara Emniyeti, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı gibi diğer mekanlara neden giden darbeci polis olmadı?

TRT VE DİGİTÜRK OLAYI İLE BENZEŞİYOR MU?

– Tıpkı TRT ve Digitürk’e götürülen 6 sivil teknisyende olduğu gibi, belli başlı kişiler seçilip onların özellikle darbeye katılımı sağlanarak cemaat bağlantısı mı kurulmaya çalışıldı? Bu müdürler de bir tuzağa mı çekildi?

– Gözaltının hemen ardından Mithat Aynacı’nın intihar ettiği haberleri yansımıştı. Bu haberler nereden çıkmıştı?

– Mithat Aynacı’nın tankın olduğu bölgede ne işi vardı? Darbeye destek vermek gibi bir maksadı yoksa orada ne yapıyordu?

– Tam aksine darbeye destek için geldiyse, o sırada aktif görevde olmayan bir emniyet müdürü, resmi üniformasıyla tek başına oraya gelip darbeyi kolaylaştırmak adına nasıl bir fonksiyon icra edebilir?

– Emniyet içerisinden, polislerin askerlere ateş edeceğini duyduğu için bölgeye intikal ettiği ve yatıştırma amacı taşıdığı iddiası doğru olabilir mi?

– Mülayim kişiliği ile tanınan ve örgüt operasyonlarında ‘müzakereci’ kimliği ile bir çok örgüt elemanını ikna etmesi ile tanınan Mithat Aynacı, o gece de kendince bir misyon yüklenip sokakta darbeciler ile halk arasında müzakerecilik görevine mi soyundu? Çok naif bir yorum olduğunun farkındayım ama Aynacı’yı tanıyanlara göre bu da ihtimal dahilinde. İfadesinde de bunun işaretleri var.

– Aynacı’yı arayan uzman çavuş kimdi? Aradığı saat 20.14. Henüz daha bırakın askerlerin köprüye çıkmasını, Ankara’da MİT Müsteşarı Hakan Fidan bile Genelkurmay’dan ayrılmış değil. İddianamelerde darbenin erkene alındığı iddia edilirken verilen başlangıç saati 20.30. Bu dakika itibariyle Aynacı’ya gelen telefonun manası nedir? Uzman çavuş ile ne konuştular ki Mithat Müdür evinden dışarı çıktı?

– Aynacı o gece İl Jandarma Alay Komutanı ile neden görüştü ve ne konuştu? Yarbay Osman Akkaya’yı neden 6 kez aradı? Ne konuştular? Hepsi de buluşma noktasını ayarlayabilmek için miydi?

– Aynacı ile dönemin 66. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit arasında nasıl bir bağ var? Yiğit, neden Yarbay Akkaya’ya mesaj atıp onun adını ve numarasını verdi? Aralarındaki bu bağlantıyı kim, nasıl kurdu? Daha önce nasıl bir tanışıklıkları vardı? Şu anda firari konumda olan Yiğit, bulunduğu yerden bir açıklama yapmayı tercih eder mi?

10 BİN POLİSİN GÖREVDE OLDUĞU EMNİYET’İ BİRKAÇ TANK VE 1 HELİKOPTERLE Mİ İŞGAL EDECEKLERDİ?

– İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın ifadesine göre o gece İstanbul’da hem geniş çaplı bir IŞİD operasyonu hazırlığı hem de rutin Huzur Operasyonu vardı. Bu nedenle 6 bin polis sadece bu operasyonlar için görevdeydi. Hâlihazırda o gece rutin görevini yapanlarla beraber 10 bine yakın polis vardı. Bir iki tank ve bir helikopterle koskoca Vatan Emniyet Müdürlüğü’nün işgal girişimi sözkonusu olabilir mi? Mantıklı mı? Eğer hakikaten o tanklar Emniyet’i işgal için gidiyorsa bu planı kim yaptı? Yarbay Akkaya ve yılların emniyet müdürü Mithat Aynacı bunu düşünemedi mi?

– Kendisine ateş edildiği için korunma amaçlı tanka girdiği ifadesi yalansa, bir emniyet müdürü tanka niye biner? Daha önceden tank kullanma tecrübesi olmadığı belirtilen Aynacı’nın ZPT aracının içinde ne işi vardı?

– Yok eğer Aynacı’nın ifadesi doğru ise tam tarafları yatıştırmış ve ikna etmişken, halk da alkışlıyorken orada darbecilere ateş edenler kimlerdi? Bir sabotaj mı vardı?

– En önemlisi; Mithat Aynacı tuzağa düştü ise ifadesinde neden bunu ayrıntıları ile anlatmadı? İfadesi işkence altında mı alındı? Bu durumda mahkemede neler söyleyeceği çok önemli.

– Aylardır aranan Lokman Kırcılı ve Gürsel Aktepe, o gece telefonlarına geldiği iddia edilen mesajlar nedeniyle mi dışarı çıktı? Bu iki müdür cemaate yakın isimlerse eğer, bahse konu mesajları atanlar kimler? Cemaat bu olayı araştırdı mı? Eğer Gülen’in dediği gibi Hizmet Hareketi’nden olup da darbeye katılanlar hainse bu mesajları atanlar kimler? O halde bu hainleri tespit edip ifşa etmek çok mu zor? Değilse neden bu yapılmıyor?

– Kırcılı, Aktepe ve Taşkın tam olarak nerede ve nasıl gözaltına alındı?

– Eğer kendi savunmaları doğru ise aylardır aranan iki eski istihbaratçı, o sabah emniyete 2 kilometre mesafede ne yapıyordu?

– Ters açıdan bakacak olursak; polisler, o sabahki keşmekeş içerisinde, kendilerine 2 kilometre ötede bir araba içinde bekeleyen iki eski müdürü nasıl farketti ve nasıl gözaltına aldı? Birileri Kırcılı ve Aktepe’yi o noktaya çekmiş, emniyete de haber mi vermişti? Yani aynı el hem müdürleri oraya çağırıp hem de onları gözaltına alacak polisleri mi harekete geçirmişti?

7 KİŞİ İLE 5 DAKİKADA DERDEST EDİLEN ‘DARBECİLER’

– Sabah’ın haberi doğru ise yani İstihbarat Dairesi’ne geldiler ve orada gözaltına alındılarsa bu kamera görüntüleri neden yayınlanmıyor? Neden kameradan dondurulduğu iddia edilen bir fotoğraf karesi ile yetiniliyor?

– Sabah’ın kamera görüntülerine dayandığını iddia ettiği habere göre Aktepe, Kırcılı ve Taşkın o gece saat 02:09 sularında binaya giriyor. Yayımlanan fotoğrafta da bu 3 isim dışında herhangi bir darbeci asker görünmüyor. Bbu 3 eski müdür tek başlarına mı Emniyet’i işgale kalkıştı?

– Yine aynı haberde, ‘Aktepe ve Kırcılı binanın içinde operasyonu sevk ve idare ederken görüntülendi’ deniyor. O halde bu görüntüler niye yayınlanmıyor?

– Haberde, sabah saat 08.53’te işgalcilere müdahalenin başladığı kaydediliyor. Sadece 3 işgalci müdür, o saate kadar içeride ne yaptı? Darbeci askerler neredeydi? Emniyet o saate kadar 3 kişiye neden müdahale etmedi?

– Aynı habere göre, sabah 08.53’de içeri giren 7-8 kişi hemen Kırcılı ve Aktepe’yi kelepçeliyor. 7-8 kişinin içeri girip kelepçeleyebileceği 2 kişi ile Emniyet işgali mi olur? Darbeye mi kalkışılır? Böyle darbecilik olur mu?

– 08.59’da da 10-12 kişilik bir grubun darbeci 7-8 kişiyi teslim alarak kelepçelediği belirtiliyor. “Böylece darbecilerin işgal girişimi 7 saatte bitirilmiş oldu” deniyor. Toplamda 10-12 kişinin, işgalci 7-8 kişiyi 6 dakika içerisinde kelepçeleyip gözaltına aldığı bir operasyondan söz ediliyor. Herhangi bir uyuşturucu ya da gasp operasyonuna bile bundan çok daha fazla polis katılıyor. Bu kadar küçük ve basit bir operasyon için neden 7 saat beklendi peki?

– Yoksa bütün bu soru işaretleri bu emniyetçilerin dışarıda gözaltına alınıp İstihbarat Dairesi’ne getirildiği görüşünü mü kuvvetlendiriyor? Bu sayede “Paralelci polisler darbeci askerlerle birlikte Emniyet’e gelip eski koltuklarına oturmaya çalıştılar” algısı mı oluşturulmak istendi?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin