AKPM Türkiye’yi tekrar ‘denetim sürecine’ alabilir [Mehmet Dinç, Strazburg’tan yazdı]

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin gerilemesinden dolayı Türkiye’yi tekrar (monitoring) denetim sürecine alabilir. 15 Temmuz’dan beri insan hakları, hukuk, yargı, ifade özgürlükleri ortadan kaldıran Türkiye, son olarak AGİT raporuna göre  referandumla birlikte demokrasiyi sıfırladı. AKPM’nin alacağı karar AB üyelik sürecini dolaylı olarak etkileyecektir ve böylece müzakereler sona erebilir.

Türkiye, belki resmi değil ancak filli olarak tek adam rejimine dönüştü. AKPM 3 oturumdur (yaklaşık 9 aydır) mühlet veriyor. Türkiye’de demokrasi ve temel insan hakları konularında değişiklik olmadığı hatta kötüye gidiş gözlemlediği için Salı günü genel kurulda Türkiye’yi denetim sürecine almayı oylayacak. Kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyinde demokrasi liginde dibe vururken, yıllardır üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği de müzakereleri durdurmayı planlıyor. Eğer Avrupa ile bağlar koparsa, Türkiye yönetimi biçimi de dahil olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden pek farkı kalmayacak. Temel insan hakları, özgürlükler,  konusunda yönlendirecek ve standartları yükseltmek için raporlar hazırlayacak bir kurumun kalmaması anlamına geliyor.

AKPM’nin kararı Avrupa Parlamentosunu yönlendirecek

Salı günü genel kurul salonunda İngebjørg Godskesen ve Marianne Mikko’nun hazırladığı, “Türkiye’de demokratik kurumların işleyişi” raporu görüşülüp oyalamaya sunulacak. Yargının bağımsızlığı, medya özürlüğü, OHAL ve KHK’ların işleyişi gibi konuların tartışıldığı daha önceki oturumların izlenimi raporun kabul edileceği yönünde. Avrupa Konseyi’nin alacağı karar Avrupa Parlamentosu için de belirleyici nitelikte olacak. Örneğin 2004 yılında AB ile resmen müzakerelerin başlaması, Avrupa Konseyinde Türkiye’nin denetim sürecinden çıkması neticesinde olmuştu.

AKPM‘nin mühleti suiistimal edildi

akpm türkiye spotAİHM’e yığılan on binlerce dosyanın altından kalkamayacağını anlayan Konsey ve Türkiye, OHAL komisyonu çözümünü buldu. Belki de sadece zaman kazanıldı. Bu sayede Ocak’ta görüşülmesi konuşlan “denetim süreci” konusu Nisan ayına ertelendi. Süreç 3 ay uzadı fakat değişen bir şey olmadı. 15 Temmuz’dan sonra AKPM sonbahar ve kış oturumlarını gerçekleştirdi. Konsey bu oturumlarda açık şekilde Türkiye’nin tekrar demokrasi çizgisine dönmesi için mühlet verdi. Fakat Erdoğan ve AKP hükümeti bu süreyi demokrasi çizgisine dönmenin yerine, gücü tek elde toplamak ve halk üzerindeki baskıyı daha da artırmak için kullandı. 8 Mart’ta Paris’te toplanan AKPM denetim komisyonu Türkiye’nin tekrar siyasi denetim sürecine alınması yönündeki raporu oy çokluğu ile kabul etmişti. Salı günü tartışmanın ardından yapılacak oylama ile Türkiye denetim sürecine düşeceğine kesin gözü ile bakılıyor. Ayrıca AGİT’in, referandum sonrası açıkladığı “referandum adaletsiz ve şaibeli” ön raporu da genel kurulun karar vermesinde etkili olacaktır.

Venedik komisyonu son uyarıyı yapmıştı

Venedik komisyonu ise referandum öncesi 10-11 Mart tarihlerinde yaptığı son toplantıda Türkiye’nin kötü gidişine son çağrıyı yapmış ve 10 maddelik acil eylem planı sunmuştu. Adil yargılama, OHAL in kaldırılması, OHAL komisyonun hızlı işlemesi (henüz kurulmadı bile), avukatlara erişim yasağının kaldırılması, milletvekillerinin ve gazeteciler serbest bırakılması gibi isteklerin neredeyse hiç birisi yerine getirilmedi. OHAL’de referandum olmaz uyarılarına rağmen,  referandum OHAL ortamında yapıldı ver hemen ardından 3 ay daha uzatıldı.

AKP alkışladığı kurumları şimdi itibarsızlaştırıyor

Türkiye’de popülist siyaset “Avrupa’da herkes Türkiye’nin kuyusunu kazıyor” havasını estiriyor. AKP hükümeti kirli siyasi iktidarının devamı için 5 yıl önce alkışladığı Avrupa kurumlarını bugün halkın nazarında itibarsızlaştırıyor. Avrupa’dan hazırlanan raporlar son bir kaç yıldır “sen kimsin ya” o raporu iade ediyoruz” tepkileriyle görmezden geliniyor. Ne var ki aynı kurumlar 2004-2010 arası Türkiye’nin demokratikleşme, insan hakları, özgürlükler, ve yargı sistemi gibi konularda yaptığı reformlardan dolayı raporlar hazırlamış ve AKP hükümetinden alkış almıştı.

İlk gerileme 80 askeri darbesiyle, ikinci gerileme AKP sivil darbesiyle oluyor

Benzer durum daha önce 1980 darbesinde yaşanmıştı. Avrupa Konseyi 80 darbesinin ardından Türkiye’de demokrasinin işlemediği gerekçesiyle üyeyi askıya almıştı. 37 yıl sonra sivil hükümetin demokrasiye yaptığı darbe neticesinde demokratik kurumlar işlemez hale geldi ve Türkiye denetim sürecine düşmek üzere.

Denetim sürecine alınırsa ne olur?

Türkiye 13 yıl sonra denetim sürecine alınırsa Azerbaycan, Ermenistan, Sırbistan, Gürcistan gibi demokratik kurumlarında ciddi sorunlar bulunan ülkeler konumuna düşecek. Bu aynı zamanda Avrupa Konseyine “grand payeur” en fazla para ödeyen fakat denetim sürecine düşmüş tek ülke olacak. Aynı zamanda denetim sürecinden çıktıktan sonra tekrar denetim sürecine alınan ilk Avrupa ülkesi olacak.

AB müzakerelere nokta koyabilir

AB dışişleri bakanları toplantısında Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin durdurulması gündeme geldi. Alman Die Welt gazetesinin haberine göre “AB Dışişleri Bakanları, konuyu önümüzdeki hafta (28-29 Nisan) Malta’da yapacakları toplantıda gündemlerine alacak ve AB Komisyonu’na, Ankara’nın müzakere kurallarını ihlal edip etmediğini ve bu doğrultuda görüşmelerin askıya alınıp alınmaması gerektiğini araştırmasını isteyecek.” Üye devletlerden 16’sinin onayı ile müzakereler durdurulabilir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin