ABD’de güç dengesi değişti

HABER-ANALİZ | ADEM YAVUZ ARSLAN, WASHİNGTON DC Tr724

Tüm dünyanın merakla beklediği ABD ara seçimleri kıran kırana bir yarışa sahne oldu. İlk sonuçlara göre Demokratlar, Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu tekrar ele geçirirken Cumhuriyetçiler Senato’daki üstünlüklerini korudu. Katılım rekoru kırılan seçimde birçok ‘ilk’ de yaşandı.

Peki bu seçimin önemi neydi? Ne oldu, bundan sonra ne olacak?

ABD SEÇİMİNDE NE NEDİR?

ABD seçiminin ne anlama geldiğini kavrayabilmek için önce biraz teknik detay vermekte fayda var.

Zira ABD seçim sistemi Türkiye’den çok farklı.

Gerçi ‘kağıt üzerinde’ Türkiye’de de ‘başkanlık sistemi’ var fakat ABD’de uygulanan başkanlık sistemi ile Türkiye’deki arasında sadece isim benzerliği var.

Amerikan sisteminde her iki yılda bir seçim var.

Salı günü yapılan seçimde Kongre’nin Temsilciler Meclisi (435 koltuk) ve Senato’nun (100 koltuktan 35’i), 36 eyaletin valisi ve yerel yöneticileri belirlendi.

Ayrıca bazı eyaletlerde anayasal referandumlarda yapıldı.

Mevcut durumda, Temsilciler Meclisi’nde 237 Cumhuriyetçi, 193 Demokrat üye görev alıyordu. 5 sandalye de farklı gerekçelerle boştaydı. Senato’daki 100 sandalyeden de 51’i Cumhuriyetçilerin, 49’u da Demokratlarındı.

Dün yapılan seçim normalde ABD’nin ‘iç işi’ sayılabilirdi. Fakat hem tüm dünyada popülist otoriter liderlerin yükselişe geçmesi hem de başkan Trump’ın endişe veren uygulamaları bu seçimi yerel olmaktan çıkardı

GERGİN ATMOSFER

ABD ara seçimlere oldukça gergin bir atmosferde girdi.

Her ne kadar oy pusulasının üzerinde başkan adaylarının adı olmasa da seçimler başkan Trump’ın başkanlığı hakkında bir referanduma dönüştü.

Özellikle Trump’ın geride kalan dönemde gösterdiği performans, radikal söylemleri ve tartışmalı icraatları seçimi daha da kritik hale getirdi.

Öyle ki görevi devrettikten sonra piyasadan çekilen eski başkanlar bile sahaya indi. Mesela Obama meydan meydan dolaşıp Trump karşıtı kampanya yürüttü.

Trump’ın göç ve mülteci karşıtı söylemleri ara seçimin en önemli ateşleyicilerinden oldu. Bireysel silahlanma da aynı şekilde hareketli bir tartışma konusuydu. Bilindiği üzere Trump bireysel silahlanmayı teşvik ederken Demokratlar karşı çıkıyorlar.

Seçim atmosferini zehirleyen en temel sorunlardan birisi ise ABD’de hala varlığını sürdüren ırkçı-dinci eğilimler. Başkan Trump da tabanda giderek artan bu dalgayı iyi kullanarak siyasi kutuplaşmayı körükledi. Başkan olduğu günden bu yana da kendini iktidara taşıyan eğilimleri güçlendirmek için azami gayret gösterdi.

Cumhuriyetçi adayların kampanyalarını ne ekonomi ne de dış politika belirledi. Yükselen kutuplaşma seçim kampanyalarının en popüler konusu oldu. Siyaset sahnesinde yükselen ırkçı ve etnik söylemler kadim tartışmaları da körükledi. Aralarında eski başkanlardan Obama ve işadamı Soros gibi bilinen demokratlara yollanan bombalı paketler, ırkçı gösteriler, Pitsburg’da yaşanan sinagog saldırısı, kiliseye silahlı saldırı ve diğerleri.

Özetle ABD seçimlere çok gergin bir atmosferde girdi.

İLKLERİN VE REKORLARIN SEÇİMİ

Geleneksel olarak ABD seçimlerine katılım düşüktür.

Özellikle de ara seçimlerde bu rakam yüzde 50’in altına düşer. Mesela son üç ara seçimde bu rakam yüzde 40 olarak gerçekleşti. Ancak bu ara seçimde adeta katılım rekoru kırıldı. Resmi olmayan sonuçlara göre katılım yüzde 60’a yaklaştı.

Trump’ın icraatları nedeniyle ‘demokrasinin geleceği tehlikede’ hissine kapılan seçmenler sandığa akin etti. Demokratların başını çektiği bu hareketlenme, Cumhuriyetçileri de harekete geçirdi ve ara seçimlerde katılım rekoru kırıldı.

Ayrıca bu seçimlerde bir çok ilk yaşandı.

Demokrat Partili Müslüman adaylar Rashida Tlaib ve Ilhan Omar seçimleri kazanarak Temsilciler Meclisi’ne girdi. Böylece, Michigan’dan seçilen Tlaib ve Minnesota’dan seçilen Omar ABD Kongresi’nin ilk kadın Müslüman üyeleri oldu.

ABD siyasetinin ünlü isimlerinden Demokrat Nancy Pelosi yeniden seçilmeyi başardı. Pelosi 3 Ocak’tan itibaren ABD Temsilciler Meclisi’nin yeni başkanı olacak.

2018 ara seçimlerine kadınlar damgasını vurdu.

Rekor sayıda kadın siyasetçi kritik yerlerde ipi göğüsledi. Kesin olmayan sonuçlara göre 100’ü aşkın kadın vekil Temsilciler Meclisi’ne girdi. Bu tüm zamanların en yüksek oranı. İlk müslüman, ilk başörtülü kadın vekillerin yanısıra, ilk Kızılderili, ilk spanik kökenli vekillerde meclise girdi. 29 yaşında ki Alexandria Cortez, güçlü rakiplerini geride bırakıp ‘en genç vekil’ olarak meclise girmeye hak kazandı.

Başkan Trump oysayımı sürerken sonuçları ‘büyük başarı’ olarak niteledi. Analizlere göre Temsilciler Meclisi’ni kaybetmesine rağmen Trump’ın başarı olarak görmesi Senato’da ki çoğunluğu koruması ve 2020 seçimlerinde kritik öneme sahip bazı eyaletlerde valilikleri kazanmasına bağlanıyor.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde oy sayımı devam ediyordu.

Ancak sandık başı anketlere ve projeksiyonlara göre en temel sonuç şöyle; Kongre’nin Temsilciler Meclisi ayağı Cumhuriyetçilerden Demokratlara geçti. Senato’da da ise Cumhuriyetçiler üstünlüklerini korudular hatta güç kazandılar.

Valilik seçimlerinde, yerel parlamentolarda da önemli sonuçlar var fakat genel olarak sonuçların mesajı şu;

Seçmen Trump’a balans ayarı yapmış oldu.

Şöyle ki; eğer Trump Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki ağırlığını sürdürseydi hem ABD hem de dünya siyasetinde daha gergin, daha kavgalı günleri görmek kaçınılmaz olurdu.

Seçimlerden Cumhuriyetçiler galip çıksaydı; Trump’ın politikaları ABD halkı tarafından kabul görmüş olacaktı. Bu da küreselleşmeye karşı milliyetçiliği, hatta ırkçı politikaları savunan bir yönetimin dünya siyasetine yön vermesi gibi bir sonucu doğuracaktı. Bir başka ifadeyle Trump’ın takip ettiği, anti küreselci, anti yahudi politikaların onaylanması demekti.

Ancak Temsilciler Meclisi’nde Demokratların üstünlüğü ele alması Trump’ı dizginleyen bir süreç olacak. Başkan Trump artık meclisi tamamen arkasına almış, istediği gibi at oynatan bir lider değil.

Üstelik, Demokratların üstünlüğü sağlanınca, hangi yasanın görüşüleceği, hangi komiteye kimin başkanlık edeceği de Demokratlarca belirlenecek. Özetle halk Trump’ın denetimsiz ve kontrolsüz yönetimine onay vermedi.

Fakat Trump cephesi de bütün bütün kaybetmiş değil.

Senato’da da üstünlüğünü bariz bir şekilde korudu. Hatta Demokratlardan bazı kritik eyaletleri de aldı. Bu sonuç Trump’a kritik bürokratları atama imkanı tanıyor. Özellikle mahkemelere muhafazakar yargıçlar ataması ile bilinen Trump, yeni dönemde bu tercihini rahatlıkla sürdürecek.

Seçimin Trump açısından ‘felaket senaryosu’ olacak sonucu ise hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’da Demokratların üstünlüğü ele geçirmesiydi. Çünkü böyle bir durumda Trump’ın azil süreci başlayabilirdi.

Bu ihtimal bütün bütün ortadan kalkmadı.

Temsilciler Meclisi’nin Demokratlara geçmesi azil sürecini başlatabilir ancak azil için gerekli olan nitelikli çoğunluğu bulması kolay değil.

Sonuç itibariyle; seçmen Trump’a ayar verdi.

Tüm gücün tek elde toplandığı, kontrolsüz,  denetimsiz bir düzene izin vermedi. Trump artık Kongre’nin iki kanadını da ardına almış bir lider değil.

ABD sisteminde en güçlü kurum Kongredir ve kongrenin bir ayağında artık muhalifler güçlü. Bu sonuç ile ABD’de güç dengeleri değişmiş oldu. Artık ABD’yi zorlu ve kavgalı bir iki yıl bekliyor. Trump hem medya hem de Kongre ile mücadele etmek zorunda.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin