6 kıta 24 mısrada dönemin özeti

YORUM | TARIK TOROS

 

Demokrasinin budur rejimi

Vatan milletindir kim kovar kimi

Sıkma savcıları, kovma hâkimi

Şekavet yok, adalet var bu yolda

 

***

Aşık Veysel, 77 yaşında vefat ettiğinde…

Daha 4 aylık bile değildim.

Şimdi 45 yaşındayım.

Herkes “Uzun ince bir yoldayım” türküsüyle tanır ama…

Döneminin bilge insanıdır.

 

***

Topkapı’da, Kayseri’de, Uşak’ta

Kimin hakkı vardır bu sefil halkta

Parmaklar oynuyor türlü nifakta

Selamet yok, felaket var bu yolda

 

***

6 kıtalık bu şiiri, Demokrat Parti’nin baskıcı son döneminde kaleme almıştır.

Başbakan Adnan Menderes’tir.

Darbe kapıdadır.

 

***

Radyo denilen Milletin malı

Neşriyatlar tarafsızca olmalı

Hakimiyet milletindir bilmeli

Esaret yok, hep millet var bu yolda

 

***
Dönemin en etkili aracı TRT radyosu, iktidar propagandası için kullanılmaktadır.

“Vatan Cephesi” diye bir şey icat edilmiş…

Katılan herkesin adı radyo aracılığıyla tüm yurda ilan edilmektedir.

Katılım adeta zorunludur.

Bazısı da katılmadığı halde akşam radyoda ismini duyar, itiraz etmek nafiledir.

 

***

Manasız mantıksız “Vatan Cephesi”

Vatan milletindir bu neyin nesi

Maksat Menderes’in seçim dalgası

Menderes yok, memleket var bu yolda

 

***

Aşık Veysel, saygın, sözü dinlenen bir ozandır.

Dönemin Sivas Valisi köyüne kadar gelir ve Demokrat Parti’ye oy vermelerini ister.

Aşık Veysel reddeder tabi.

Sonra da bunu yazar:

“Demokrasinin budur rejimi.”

Duru Türkçe’siyle bir Türkiye sorununa dikkat çekmektedir esasen.

Her daim olan, yaşanacak, belki de her 10 senede bir nüksedecek soruna.

 

***

Milletsiz bir devlet yoktur olamaz

Eğri bakan aradığın bulamaz

Hiçbir parti ebediyen kalamaz

Şikayet yok, nihayet var bu yolda

 

***

Menderes, darbeden 40 gün önce Tahkikat Komisyonu’nu kurdurmuştu.

Komisyon, muhalefet partilerinin faaliyetini engelledi, gazeteleri kapattı, 19 Mayıs törenlerini bile yasakladı.

Bir sivil darbeydi.

Şöyle bitiyor, meşhur altı kıtalık şiir:

 

***

Veysel söyler ama duyulmaz sesi

Doğru söyleyene diyorlar “asi” 

Böyle değil idi şu demokrasi

“Tahkikat” yok, hürriyet var bu yolda.

 

***

Senin, benim, onun, ötekinin binlerce satırlık yazıyla anlatamadığını…

60 sene önce 24 mısra ile anlatmış.

Doğru konuştuğu için hain ilan edilmiş.

Hürriyet dediği için yüz verilmemiş.

Tarafsız basın demiş, tard edilmiş.

Kovma hâkimi demiş, kovulmuş.

Söylemiş ama sesi duyulmamış.

Senin, benim, onun gibi.

Ama tarihe kayıt düşmüş.

Konuşmuş, yazmış, bağlamasını bırakmamış.

“Dostlar beni hatırlasın” demiş.

Hiç unutulmamış.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Tarık bey, kaleminize sağlık. Lakin bir hususa dikkat çekmek istiyorum;

    Bu zalim süreç başlamadan önce Menderes konusu cemaat tarafından ele alındığında hep tek taraflı analizler yapılıyor ve darbeciler eleştiriliyordu, Menderes ise mazlum ve kusursuz gösteriliyordu. Menderes ezanın yeniden arapça okunmasını sağladığı, ülkeye demokrasi getirmeye çalıştığı, vesayet rejimine karşı milletin yanında olduğu için egemen güçlerin onu devirip öldürdüğü anlatılıyordu… Ne zaman ki AKP ile ters düşüldü, birden Menderes döneminde Bediüzzaman’a yapılan yasaklamalardan, baskıcı zihniyetten, yandaş rantçılıktan, Vatan Cephesi’nden falan bahsedilmeye başlandı! Erdoğan iyi iken Menderes de iyiydi, Erdoğan kötü olunca Menderes de kötü oldu sanki!

    Müjdat Gezen, Erdoğan’ın sonu Menderes gibi olacak dediği dönemde eleştiren cemaat yazarları, şimdi Erdoğan’ın tıpkı Menderes gibi bir sona gittiğini – gitmesi gerektiğini savunuyor gibi….

    Yanlış anlaşılmasın diye kanaatimi belirteyim; Erdoğan’ın sonu nasıl biterse bitsin yatacak yeri yok artık! Ahireti de cehennemdir kesin. Bunca ah alan biri iflah olmaz!

    Lakin, cemaat yazarlarının (cemaate yakın gazetelerde yazan aydınların) Menderes dönemine yaklaşımındaki değişimin tuhaflığına dikkat çekmek için yazdım bu yorumu..

    Erdoğan’la aranız iyiyken de Menderes dönemini eleştiren bir yazınız var mıydı? Ya da cemaate yakın gazetelerde bu tarz bir yazı yazıldı mı 2013 öncesi?

  2. Mahir beyin yazdığı yorumun aynısını düşünüyordum yazıyı okurken
    Eskiden sürekli Adnan Menderes’e bi kutsiyet atfetme vardı
    Ama şimdi…
    Adnan Menderesin fütursuzca İstanbul’daki Mimar Sinan’ın eserlerini yıkıp
    İstanbul’un bugünlere gelmesindeki en büyük canavarlardan biri olduğunu öğrenmek te 2013 sonrasına denk geliyor
    Yazık çok yazık
    Kendi tarihimi kime güvenerek okuyup öğrenceğimi bilmiyorum
    Birinin siyah dediğine diğer tarihçi beyaz diyo
    Kiminin melekleştirdiğini başka birileri şeytanlaştırıyor
    Biz toplum olarak herşeyi istediğimiz gibi yontup yorumlarsak daha ülke olarak çok yol kat etmemiz gerekiyor çok

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin