AYDOĞAN VATANDAŞ | YORUM
Zohran Mamdani, eski Vali Andrew M. Cuomo’yu ve Cumhuriyetçi aday Curtis Sliwa’yı geride bırakarak New York City’nin 111. belediye başkanı seçildi. Kendini “Demokratik Sosyalist” olarak tanımlayan Mamdani, kampanyasını “yaşanabilirlik” temasına odaklayarak özellikle genç ve ilk kez oy kullanan seçmenlerde güçlü bir karşılık buldu ve 2 milyonun üzerinde oyla 1969’dan bu yana görülmemiş tarihi bir katılım oranına yol açtı.
Mamdani’nin zaferi, gençliği ve deneyimsizliği konusundaki sert eleştirilere rağmen, kazanması durumunda New York’un fonlarını kesmekle tehdit eden Başkan Donald Trump’ın açıklamalarının gölgesinde gerçekleşti. Mamdani’nin Amerikan siyasetinde neyi temsil ettiğini anlamak, Trump’ın ve genel olarak Amerikan siyasetinin yakın gelecekteki yönelimlerini anlamak açısından önemli. Trump, Mamdani’yi “komünist” olarak tanımlarken; Mamdani, Martin Luther King’e atıf yaparak kendisini “demokratik sosyalist” olarak tanımlıyor.
Orta yaş ve üzeri Amerikalı gruplarda “komünist” kelimesi Soğuk Savaş döneminin zihinsel tortuları nedeniyle kuşkusuz olumsuz çağrışımlar içeriyor. Ancak genç kuşaklar ve göçmen seçmenlerde bu kavramın bir karşılığı yok. Mamdani, Trump’ın temsil ettiği her şeyin adeta anti-tezi olarak ortaya çıkmış durumda. Trump ne kadar zenginden yana ve agresif bir kapitalistse, Mamdani o kadar eşitlikçi gelir dağılımı, sosyal devlet ve adaletten yana.
Trump ne kadar göçmenlere karşıysa, Mamdani o kadar göçmenlerin hak ve hukukunu savunmaktan yana. Trump, muhafazakâr Hristiyan sağ siyasetin popülist bir temsilcisi; Mamdani ise Şii gelenekten gelen seküler bir Müslüman ve söyleminde dine hiçbir atıf yapmayan bir figür. Bu bakımdan, Amerikan Anayasası’nın “devletin tüm din ve inançlara eşit mesafede olması” ilkesine daha uyumlu bir isim.
Trump’ın Mamdani’nin seçilmesinden ve yükselişinden rahatsız olduğunu sanmıyorum. Amerikan siyaseti renklenecek. Trump ve Amerikan sağı, Mamdani’nin seçilmesini “Amerikan değerleri elden gidiyor, Müslümanlar ülkeyi ele geçiriyor.” söylemiyle tabanını konsolide etmek için kullanacaktır. Nitekim Amerikan sağı, İngiltere’de Müslümanların siyasette görünür olmasını bile kendi seçmen tabanı üzerinde bir korku söylemine dönüştürmüştü.
Şaka değil, Trump üçüncü kez seçilmenin yollarını da arıyor. Anayasa’ya göre bu imkânsız. Ancak olağanüstü koşullar belirirse, Amerikan Anayasası’nın başkanlık süresini iki dönemle sınırlayan hükmünü değiştirmeye çalışabilirler mi? Amerikan Anayasası’nın başkanlık süresini belirleyen hükmünün değiştirilmesi ancak Kongre’nin her iki kanadında üçte iki çoğunluk ve eyalet yasama organlarının dörtte üçü tarafından onayla mümkündür. Bu kadar büyük bir siyasi mutabakat imkânsıza yakındır.
“Ülke elden gidiyor!” söylemi ve olası küresel krizler bunu tetikleyebilir mi? Şu an öngörmek zor.
Mamdani’nin yükselişi, nereden bakılırsa bakılsın üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi gereken bir olgu. New York bir göçmenler şehri; nüfusun yüzde 38’i göçmen. Şehir, aynı zamanda Yahudi nüfusunun en yoğun olduğu dünya metropollerinden biri. New York Post’un haberine göre Yahudi seçmenlerin yüzde 30’u Mamdani’yi, yüzde 63’ü ise Cuomo’yu desteklemiş. New York’ta yaklaşık 960 bin Yahudi yaşıyor; çevre ilçelerle birlikte bu sayı 1,37 milyonu buluyor. Kayıtlı seçmenlerin yaklaşık yüzde 14’ü Yahudilerden oluşurken, bu nüfusun çoğunluğu (%63) Demokrat Parti’ye, yaklaşık %15’i ise Cumhuriyetçi Parti’ye kayıtlı.
New York’un Müslüman nüfusu ise 750 ila 800 bin arasında tahmin ediliyor; bu da şehir nüfusunun yaklaşık yüzde 8-9’una karşılık geliyor. Müslüman seçmen sayısı için belirgin bir veri bulunmasa da, Mamdani’nin bu seçmenlerin büyük kısmının oyunu aldığı tahmin edilebilir.
Mamdani’nin siyahi seçmenler arasında her yaş grubunda eşit başarı elde etmediği görülüyor. Yaşlı siyah seçmenler daha geleneksel adayları desteklerken, Mamdani özellikle 50 yaş altı siyah seçmenlerden güçlü destek almış görünüyor.
Diğer taraftan Mamdani’nin sosyal medya aktivizmini unutmamak gerekir. Instagram’da 1 milyondan fazla, TikTok ve X’te ise yüz binlerce takipçisi bulunuyor. 33 yaşındaki Mamdani, yaş olarak özellikle TikTok ve Instagram kuşağıyla doğrudan temas kurabilmiş durumda.
Yani Mamdani aslında Amerikan siyasetindeki kutuplasmayı belirginleştiren bir figür haline geldi: Trump, eski Amerika’yı yani beyaz, dindar, mülkiyetçi ve korkuya dayalı değerler sistemini temsil ederken, Mamdani, öteki Amerika’yı, çok kültürlü, dijital, adalet merkezli ve sınıfsal duyarlılığa açık bir kuşağı temsil ediyor.
Özetle, Mamdani Amerikan siyasetini önemli ölçüde şekillendirecek; ancak aynı zamanda ülkedeki kutuplaşmanın da daha da derinleşeceğini öngörmek kehanet sayılmaz.
