YORUM | M. NEDİM HAZAR
Artık “ben şöyle dediydim, böyle yazdıydım” filan demek istemiyorum.
Şurası artık çok berrak:
Bu seçim Erdoğan ve Ergenekon işbirliği ile çalınmış, Kılıçdaroğlu kendi partisi tarafından sırtından bıçaklanmıştır!
Nokta…
Milletin en çok umut bağladığı iki ismi; İmamoğlu ve Yavaş’ı harcama pahasına kendini patlattı Ergenekon tayfası.
Dikkat buyurun, Soner Yalçın, Ruşen Çakır ya da yüzlerce türevinden bahsetmiyorum.
Onların zaten itibarı beş paralık olmuş durumda.
Bu seçimde kalenin içindeki en gizli piyonları Tuncay Özkan, Barış ikilisi, Sözcü ve Cumhuriyet cenahı, Eren Erdem gibi kriptolarını harcamak zorunda kaldılar.
Aslında AKP ve MHP 320 vekil çıkardı ama onlara epey pahalıya mal oldu bu durum.
Muharrem İnce artık kullanılamaz durumda.
Ergenekoncuların çoğu deşifre oldu ve öfke odağına dönüştü.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun oturup doğru teşhis için salim bir kafayla düşünmesi gerekir ve Millet İttifakı bileşenlerinin bu teşhise yardımcı olması gerekirdi.
Ancak bunu yapmayı bırak tam tersi, hala iktidarın oyun planını uygulatıyorlar Kılıçdaroğlu’na.
En önemli yanlış Sinan Oğan.
Hırsızlıkla olmasa, yüzde 2’yi zor bulacak olan Oğan’ı daha en baştan itibaren yüzde 5 gösterdikten sonra hemen o akşam arattırdılar Kılıçdaroğlu’na.
Söyleyeceği neydi sizce?
PKK, FETÖ ve klasik Tayyip-Ergenekon gargaraları…
“Kılıçdaroğlu, Babala TV’ye çıkacak” haberini okuduğum anda, “tamam” dedim, planın ikinci aşamasını da başarıyla devam ettiriyorlar.
Nitekim -maalesef- yanılmadım.
Bakınız, Gelecek Partisi içindeki Tayyip uşaklarından bahsetmiyorum.
Onların zerre miktar kıymet-i harbiyesi yok.
Misal şu çakaloz elemanın yazdıkları:
Davutoğlu’nun kuçukuçularına vakit ayırmanın israf olduğunun bilincindeyim.
Esas meseleye dönelim.
Biraz önce bahsettiğim E&E (Erdoğan&Ergenekon) ittifakı Kılıçdaroğlu’nu yanlış teşhis sonrasında felaket bir tedavi yoluna yönlendiriyorlar.
CHP Liderinin son çektiği videoyu bu açıdan değerlendirmenizi istirham ediyorum.
Muhtemelen ona, “Sinan Oğan taraftarlarının oyunu almak istiyorsak, Balyoz, Ergenekon davalarına sahip çık, Cemaate ve Kürtlere bindir iş tamamdır” stratejisine ikna etmişler.
Ben pek çok aklı başında sandığım kişinin büyük bir öfkeye kapılıp, “Allah belanı versin, oyumuz sana haram olsun” dediğini bizatihi gördüm.
Hatta, “Ona oy vereceğinize hapisteki mağdurlara yardım yollayın” diyenlere denk geldim.
Zaten ikinci aşama dediğim plan bu.
Kürtleri ve dindarları sandıktan uzak tutmak.
Bu kitle asla ama asla Tayyip ve çevresine oy vermez.
Hiçbir samimi Kürt eğer maddi bir çıkarı yoksa, iktidarı desteklemez.
Dindarların zaten CHP’ye oy vermesi çok zor olmuştu.
Şimdi tüm Tayyipçiler, camilerde, cami çay ocaklarında, sanal gruplarda, “Tamam bunlar hırsız olabilir, onlar çalmayacak mı zaten?” dedikten sonra ekliyorlar, “Hırsızlık bireysel suçtur ve günahtır ama CHP kafirdir, oy vermek haramdır, insanı dinden çıkarır” diye paylaşıyorlar.
Süleymancısı da bunu yapıyor, Menzilcisi de Kurtoğlucusu da…
Üstüne bir de sarayın tuzağına düşen Kılıçdaroğlu, çaresizlik içinde son çektiği gibi videolar çekince, hadi gel de Tayyip’i geç!
Biliyorum bu yazı kimsenin umrunda olmayacak muhtemelen.
Biliyorum, bu satırları okuyan sizler bile, “Masal anlatma, bunların da onlardan farkı yok!” diyecek.
Kusura bakmayın ama ben yıllardır bunu söylüyorum zaten.
İyi Parti’nin MHP artığı olduğunu, CHP’nin AKP’den (pek) farkı olmadığını, Davutoğlu ve Babacan’ın birer “Ezik Tayyip” olduğunu defalarca söyledim.
Ancak, Siyasal İslam cehennem demek. Ve Kılıçdaroğlu minicik de olsa, bu cehennemin kapısını bir nebze olsun kapatabilecek, mazlumlara bir solukluk nefes aldırabilecek tek ihtimal.
Daha ne diyeyim bilmiyorum ki!
”Kürtleri ve dindarları sandıktan uzak tutmak. Bu kitle asla ama asla Tayyip ve çevresine oy vermez.
Hiçbir samimi Kürt eğer maddi bir çıkarı yoksa, iktidarı desteklemez. ”
Icli kofteyi fazla mi kaciriyosunuz abi? Kurtlerin en az yarisi Erdogan’i cok sever. Ben isabetsiz ve de mesnetsiz yazilardan cok bunaldim. Chatgpt filan mi kullansaniz acaba?
Kürdüm
2013 E kadar AKP li idim.
İnançlıyım
Ama bugün adaleti kim getirecekse oyum…
Kılıçdaroğlu bu manada bir umuttur..
Oyum Kılıçdaroğlu na..
İçli köfteden değil, sosyal medyada çok fazla takılmaktan dolayı bunlar hep. Sosyal medya, insana gerçeklik algısını kaybettirir. Kendin gibi düşünen hesapları takip edersin, senin fikirlerini destekleyen paylaşımları görür, sen de paylaşırsın. Sonra da işte ‘Hiçbir samimi Kürt eğer maddi çıkarı yoksa iktidarı desteklemez’ falan dersin. He yani iktidarı destekleyen Kürtlerin hiçbiri samimi değil ve maddi çıkarları var. Samimi Kürt, samimi olmayan Kürt ne demek, bu ayrıma girmiyorum bile. Erdoğan gerçeklikten kopmuş diyorsunuz da sizin gerçeklikle ne kadar bağınız kaldı acaba?
Haklısınız. Duygularımıza kapılıp stratejik düşünemiyoruz. Karşı taraf psikolojik harp yöntemlerini çok iyi kullanıyor.
Laikler f.tö diyor, müslümanlar f.tö diyor. Laikler milli orduya kumpas diyor, müslümanlar milli orduya kumpas diyor. Laikler müslümanlarda milli orduya kumpas kurdu diyor. Laikler müslümanlar f.tö ile işbirliği yaptı diyor, müslümanlar laikler f.tö ile işbirliğş yaptığını söylüyor.
Kılıçdaroğlunun f.töden bahsetmesi sonraki konuşmada fetö+müslümanlardan bahsetmesi bence iyi bir gelişme. Bu diğer müslümanları da f.tö çöplüğüne atacağı anlamına geliyor. Müslümanlar ve cemaat terör çukurunda tekrar aynı noktada kavuşacaklar. Çukurda birbirlerine bakacaklar. Artık müslümanlar cemaate f.tö diyemeyecekler çünkü aynı … çukurunda olacaklar.
Kılıçdaroğlunun bundan sonraki her f.tö söylemine olumsuz bakmamalıdır. Çünkü f.tönün eksik kalan parçasını tamamlamak peşindeler. Eğer f.tö kötü birşey ise o zaman laiklerin f.tö işini tamamlamalarına kızmamak gerekiyor. Çünkü hani f.tö kötüydü ya o yüzden. Müslümanın eninde sonunda kendini bulacağı çukur f.tö çukuru olacaktır.
Müslümanlar irtica söyleminden kurtulunca birden bire başkalarını irtica yapmaya kalktılar. Sanki biz irtica değiliz, laikler gibi üstünüz, asıl irtica cemaattir dediler. Görmemişi yalandan insan yerine koyunca insan karakterine yakışır davranışlar beklemek çok doğru değil.
Kılıçdaroğlunun f.tö söyleminden kesinlikle etkilenmemek gerekiyor. Kılıçdaroğlu aynı kılıçdaroğlu, cemaat aynı cemaat, müslümanlar aynı müslüman. Yani cemaat zaten ‘bitirilmiş’, bundan sonra f.tö söylemi diğer müslümanları yok etmeye dönüktür. Müslümanları f.töye daha doğrusu islamcıları, tarikatımsı ve cemaatimsi çürük yapıları temizlemek için f.töye dahil edilmeye çalışılıyor. Çukuru müslümanlara kazdırdılar, soykırımı müslümanlara yaptırdılar. Şimdi diğer müslümanları da bir tekmeyle f.tö çukuruna atacaklar ve tertemiz ellerle kurtarıcı olarak gelecekler.
Süreç seçimden ziyade müslümanları f.töye ilişkilendirme sürecidir. Eğer bunu başarırlarsa ki başaracaklar çünkü müslümanlar hukuk devletini yani kendilerini koruyacak sistemi yıktılar. Sonra hukuk yerine kendileri insanlara kendi hukuklarını kesmeye başladılar. Ayrıca kendileri dışındakiler kutsallar üzerinden düşmanlaştırılmıştır. Yani müslümanları kutsalı koruma kılıfı altında suç işleme makinasına çevirdiler bile. Ben seçime takılmıyorum eğer müslümanların f.tö çukuruna düşmesi hatta gerçek terör eylemleri yapması için Tayyipin tekrar seçilmesi gerekiyorsa ki ben böyle olduğuna inanıyorum, yalandan kaybetmeye hazırdırlar. Amaç seçimin kazanılıp kazanılmaması değil, amaç islamcıları, tarikat ve cemaat bozuntularını teröre ilişkilendirmek. Topraklar ebedi olarak bu çürük yapılardan kurtulacak. Neden çürük yapı? Müslümanı terörist gibi gösterip, zulümleri destekleyen hemde kadın, çocuk, ihtiyarlara yapılan aşağılıkça zulümlere sesini çıkarmamak, teröriste terörist demediler. Bunun yerine masum insanlara terörist dediler. Adeta kendi düşecekleri tuzağa kendi ayaklarıyla ufacık bir karakter göstermeden kendi kendileri yürüyor. O yüzden bana kızmayın.
KILIÇDAROĞLU’nun Klavuzluğunu da Yaptığı TARİHİ MİSYONU
Tam da Cumhuriyetin 100. yılında, mevcut politik ve ekonomik şartların zorladığı bir konsept: [TÜRKİYE 4.0 Versiyonu]
1.0 – Cumhuriyetin kuruluşu,
2.0 – 1950’de çok partili hayata geciş,
3.0 – 1989’da Asker Cumhurbaşkanları döneminin kapanması ve dolayısıyla askeri vesayetin zayıflaması,
4.0 – Kılıçdaroğlu’nun uygulamak istediği yeni versiyon.
Turkiye’yi yeni bir versiyona taşıyacak Tarihi bir tespit yaptı, bir fırsatı yakaladı Kılıçdaroğlu. Yıllardır insanımızı ayrıştırarak; 1-1=0 yaptılar. Fakat Kılıçdaroğlu, insanımızı kaynaştırarak; 1+1=2 yapma yolunu ortaya koydu. Şöyle ki;
Yıllardır, toplumumuzu oluşturan LAİK SOL, SAĞ, MİLLİYETÇİ, MUHAFAZAKAR şeklindeki ana kesimlerin birbirlerine yakınlaşması, birbirlerini sevmesi sistematik olarak engellemeye çalıştılar bazı birliktelikler.
Bu da, değişik partilere mensup olsalar bile, amaçları için gizliden gizliye birlikte hareket eden ve mevcut sistemin kaymağını yiyen yetki ve etki sahibi kişilerce icra edildi yıllardır.
İki farklı kesimi birbirine düşman edip; 1-1=0
yaptılar kendilerine engel olacak insanları.
İşte, kendi menfaatinden önce ülke menfaatini düşünen, yasal zeminde faaliyet gösteren, yolsuzluklardan ve zorbalıktan uzak kesimlerim birlikte oturup kaynaşması ve fikir alışverişinde bulunması neticesinde Turkiye’de çözülmeyecek sorun kalacağını sanmıyorum. Bu insanlar sanırım Dünyadaki bir çok sorunu çözecek bir kalbe ve beyne de sahipler.
Mesela;
– Sol’un özgürlükleri yerleşik yapılardan alma iradesi ve organizasyon başarısı,
-Milliyetçilerin günümüz “Bir Millet Bir Devlet” ( illaki birçok etnik unsuru barındıran) modelinin önemine vurgu yapmaları,
-Muhafazakar kesimin insanın manevi yönüne de yaptığı vurgu,
dengeleyici ve birbirini tamamlayıcı öneme haiz.
İşte bu menfaat odaklı çevreler bu durumu gördüler ve kendilerinin sonu olacağını çok iyi anladılar. Bunu engellemek için yıllardır gizledikleri niyetlerinin açığa çıkmasını göze alarak, Sağ’da Sol’da ve Milliyetçi kesimdeki adamlarıyla birlikte harekete geçtiler, siyasi saldırıya başladılar.
AZ BİR OY ORANINA SAHİP AVRASYACI kesiminin desteğini almak için; Oy Potansiyeli Yüksek olan Sağ, Milliyetci ve Muhafazakar kesimleri küstürmek, yerinde bir metod değil diye düşünüyorum.
Enteresan bir analiz. Katılmıyor değilim, ama kısmi olmuş.
Bu analize göre Sayin Kemal bey aciz durumda, ama bu aciziyeti gidermek için bolca vakiti varken, çözememesi üzgünüm ama saadesine söylemek gerekirse, kabiliyetinden şüphe doğurmaktadır. Bu da iktidara gelmeyi hak etmiyor demektir.
Aslında ben başka bir konuyu da çok merak ediyorum, cevabı olan var mi? Soru şu: Bir sürü muhalefetten milletvekili adaylari kazanmışken, göre göre haki çalınmış ve hiç seslerini çıkarmiyorlar. Neden acaba? Yani her biri kampanya için buyuk miktar para dökmüş durumda, nasıl olur da bu yatırımı korumuyorlar? Her birin bir ekipi var, sulalesi var, partiden soz etmiyorum zaten. Çok ilginç değil mi?