HABER-ANALİZ | BÜLENT KORUCU
25 Ekim’de gazetelere sevindirici bir haber servis edildi. Rusya işgali altında bulunan Kırım’da Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcıları Ahtem Çiygöz ve İlmi Ümerov’un serbest bırakıldığı ve Türkiye’ye gönderileceği açıklandı. Haberlerin başlığı “Erdoğan devreye girdi, Kırımlı liderler serbest bırakıldı” şeklindeydi. Hatta Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko, Kırımlı muhaliflerin serbest bırakılmasındaki rolünden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ettiği özenle belirtiliyordu. 35 gün sonra kazın ayağının hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı. Meğer Rusya’nın 2 Kırım Tatarı siyasetçiyi serbest bırakmasından önce, Türkiye Çeçen komutan Vahid Edelgiriev’in öldürülmesi ile ilgili tutuklu bulunan Rus ajanlar Aleksandr Smirnov ile Lurii Anisimov’u Moskova’ya iade etmiş.
TAKASI AYM İPTAL ETTİ, KHK İLE GERİ GELDİ
694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verilen “milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde, cumhurbaşkanının onayı ile başka bir ülkeye iade edilebilir veya başka bir ülkede tutuklu ya da hükümlü bulunanlar ile takas edilebilir” yetkisi kullanılmış. Bu yetki daha önce 17 Nisan 2014’te çıkarılan MİT Kanunuyla Başbakan’a verilmişti. Aynı değişiklikle MİT personelinin yargılanması ve hatta tanık olarak dinlenmesi bile neredeyse imkansız hale getirilmişti. Henüz tam boyunduruk altına girmediği günlerde Anayasa Mahkemesi, 1 Ocak 2016’da kanunun bazı maddelerini iptal etti. AYM’nin veto ettiği maddelerden biri de takas yetkisiydi ve o maddenin kararı oy birliği ile alınmıştı. İptal gerekçeleri çok yerindeydi. Yüksek Mahkeme, uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan kişi hak ve hürriyetlerinin zarar görme ve devletler dışındaki kimi örgütlerle takas ihtimalini iptal için yeterli saymıştı. (http://www.haberturk.com/gundem/haber/1174913-mitin-takas-yetkisini-iptal-eden-aym-yetkinin-sinirlari-belli-degil ) 694 sayılı KHK ile bu yetki tekrar verildi. Böylece Erdoğan’ın “15 Temmuz’dan sonraki olağanüstü hal ile daha önce yapamadığımız bir çok şeyi yapabilir hale geldik” sözü bir alanda daha doğrulanmış oldu.
MUSUL KONSOLOSLUK ÇALIŞANLARINA KARŞILIK 200 IŞİD’Lİ
AYM’nin ihtimal diye bahsettiği durum aslında yaşanmış ve kamuoyunda tepki çekmişti. Musul’da rehin alınan 49 konsolosluk çalışanı ve ailesinin 200 IŞİD mensubu teröristle takas yapıldığı iddia edildi. Dünya medyası bu konuda haberler yayınladı. Mesela IŞİD militanlarından birisi İngiliz Times gazetesine konuştu. 19 yaşındaki İngiltere vatandaşı Shabazz Suleman rehine takasında yer aldığını iddia ederek, değiş tokuşu Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yürüttüğünü anlattı. (http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/01/150115_times_rehine_takasi_isid ) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu konudaki bir soruya, “Velev ki olsa dahi böyle bir takas olmuş olsa bile ben şuna bakarım: Benim 49 vatandaşımızın karşılığı hiçbir şeyle değişmez, hamdolsun ailelerine kavuştu diye düşünürüm. Diplomatik bir pazarlıktan bahsediyorlarsa tabi ki siyasi, diplomatik bir pazarlık kesinlikle söz konusu. Zaten bir diplomasi zaferidir bu” cevabı vermişti.
Erdoğan’ın ilk bakışta haklı gibi görünen tezini çürüten sağlam argümanlar var. Diplomasinin belki de ilk kuralı mütekabiliyet. Yani ölçülülük ve denklik. Savaşta bile dokunulmazlığı olan konsolosluk personeli ile eş ve çocuklarına karşılık bir katiller sürüsü. İade edildiği öne sürülen IŞİD’liler arasında Niğde saldırısı faillerinin olması kabul edilebilir değil. Bir polis, bir jandarma ve bir sivili öldüren üç IŞİD’linin yargılanma şekli zaten skandaldı. Mahkeme sudan bahanelerle defalarca ertelendi, dört defa yargıç değişti. Sanıklar mahkemeden saklandı. Görüntülü sistemle yapılan kargacık burgacık bağlantıda sanıkları tanımak bile mümkün değildi. Verilen mahkumiyet göstermelik olarak kaldı. Diplomatik basiretsizlikle, göz göre göre 49 vatandaşını IŞİD’e rehin verenler, diplomatik zafer şarkıları ile halkı kandırmaya çalışmamalı. En azından mahcubiyet yaşamalı.
PUTİN İLE AST-ÜST GİBİ İLİŞKİ
Rus ajanların takasında da aynı şeyleri söyleyebiliriz. Tek suçu miting yapmak olan seçilmiş parlamenter kimliğine sahip iki siyasetçiye karşılık, katil ve ajan olduğu savıyla yargıladığımız iki kişi… Necip Fazıl gibi söyleyelim: “Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa.” Devletler zaman zaman ajan değiş tokuşu yapıyor. Casusluk faliyeti çerçevesinde birbirlerine verilmiş ‘gözüm üzerinde’ mesajı çerçevesinde yakaladıklarını değiş tokuşla elden çıkarıyorlar. Ama başka suça bulaşmış hele de insan öldürmüş ajanları bırakmak savunulamaz. İşlemin sadece tek tarafını gösterip ‘Erdoğan devreye girdi’ türünden kahramanlık hikayesine dönüştürmek ise olayı bilenler nezdinde ülkeyi komik duruma düşürüyor.
Örneklerde olduğu üzere mütekabiliyet de gözetilmiyorsa kurtla kuzu ilişkisinden pekala söz edebiliriz. O haberin başlığı “Putin devreye girdi, iki Rus katil serbest bırakıldı” olmalıydı. Rus uçağı düşürüldüğünden beri bu eşitsiz ilişki artarak devam ediyor. ABD liderleri görünüşte bile olsa ‘müttefik’ muamelesi yapardı; Putin doğrudan ast-üst diskuru çekiyor. Soçi’de masadan kalkıyoruz ertesi gün Suriye’den bombardıman haberi geliyor. Hoş masadan nasıl kalktığımız da ayrı bir konu ya neyse. Daha şartlarında anlaşmadan S400 füzesi için kapora ödüyoruz; domates satmak için kırk sefer pazarlık yapmak zorunda kalıyoruz.
REZA İÇİN DE TAKAS ZORLANMIŞ
Bu arada ABD’de devam eden Reza Zarrap davası yeni bilgilerin ortaya dökülmesine vesile oluyor. Zarrap, kendisi için de takas yolunun zorlandığını sonuç çıkmayınca itirafçı olmaya karar verdiğini söyledi. Amerikan basını daha önce Zarrab’ın iki avukatı eski New York belediye başkanı Rudolph Giuliani ile eski adalet bakanı Michael Mukasey’in Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüğünü yazmıştı. Erdoğan kamuya açık beyanlarında İzmir’de tutuklu Pastör Andrew Brunson ile ABD’de yaşayan Fethullah Gülen arasında bir değiş tokuş istiyormuş gibi konuşuyordu. Şimdi ortaya çıktı ki asıl derdi Reza Zarrap’ı geri almakmış. ABD yargısının bu takasa onay vermediği anlaşılıyor. ABD’de bir insanın tutabileceği en güçlü avukatlar dahi bunu başaramamış.