SEVİNÇ ÖZARSLAN | TR724 ÖZEL
Vefatıyla her kesimden insanı üzen 15 yaşındaki Sümeyra Gelir’in babası Abdullah Gelir, kızının annesi tutuklandıktan sonra epilepsi hastası olduğunu, bir yıldır tedavi gördüğünü, her hafta da psikoloğa gittiğini söyledi.
“GECELERİ HEP AĞLARDI”
Kendisi çalıştığı için çocuklarını Ramazan Bayramı’nı geçirmek üzere kayınvalidesinin Adapazarı’ndaki evine götürdüğünü belirten Gelir, “Bolu’da kalıp sıkılmasınlar diye çocukları arife günü oraya götürdüm. Sağolsunlar, anneanneleri, teyzeleri çok ilgileniyorlar. Sümeyra zaten kuzenleriyle zaman geçirmek istiyordu. Hem de Annesi Sakarya Ferizli Cezaevinde kaldığı için oradan görüşe gitmeleri kolay olur diye. Sümeyra çok mutlu olduğu bir anda vefat etti. Bayramda köydeydi. Kuzeninin düğününe gitti. Ertesi gün kuzenleriyle vakit geçirdi. Annesini ziyaret etti, geldi ama bilinçaltı dediğimiz şey çok farklı. Sümeyra biraz içinde yaşayan, dışına yansıtmayan bir çocuktu. Size gülerdi ama hüznünü içinde yaşardı. Geceleri ağlardı. Beni de üzmemek için kardeşlerine sahip çıkardı. Onları okula getirir-götürürdü. Yemeklerini yedirirdi. Ben işteyken her şeyleriyle kızım ilgilenirdi.” dedi.
“NE YAPSAM ANNENİN BOŞLUĞUNU DOLDURAMAM”
Kızına geçen yıl şubat ayonda epilepsi teşhisi konduğu belirten Abdullah Gelir şunları anlattı:
“Sümeyra’ya annesi tutuklandıktan sonra teşhis konuldu. Hem epilepsi tedavisi görüyordu, hem psikolojik destek alıyordu. Malum bizim hayatımız stresli olduğu için Sümeyra’yı biz ne kadar gözlem altında tutsakta insanın iç dünyası bambaşka olabilir.
“ERGENLİĞİNİ ANNEDEN AYRI GEÇİRDİ”
İçinde ne yaşadığını ne bilebilirim ne de başka bir kimse ama çok şey yaşadığını hissedebiliyorsunuz. Kızım bütün ergenliğini anneden ayrı geçirdi. Tek başına ergenliği atlattı. Hiç kimse annenin yerini tutmaz, ben babayım, ne yapsam annenin boşluğunu dolduramam. Ona rağmen çok olgun davranmaya çalıştı.
“OTOPSİ YAPILMASINI İSTEMEDİM”
Ben Bolu’dan Adapazarı’na gittiğimde Sümeyra’yı hastaneye götürmüşlerdi ama yatağına baktığım zaman aynı epilepsi krizinin izleri vardı. Benimki tahmin ama doktorlara anlattığım zaman Epilepsi nöbeti olduğuna kanaat getirdik. Otopsi istemediğimi söyledim. Benim için şüpheli bir ölüm değil. Orası annesinin evi, şüpheli olacak bir durum yok. 5 kuzen bir aradaydılar. Sümeyra’nın kalp ile ilgili bir sıkıntısı yoktu ama kalbi zaten küçücük, o da dayanmamış olabilir. Stresten epilepsi nöbeti de olabilir. Ölüm hak, Allah’ın takdiri ama sebepler dairesinde kızım üzüntüden vefat etti.
“İNSAN CANLISI BİR ÇOCUKTU AMA GÖNLÜNDEKİ HASRET BÜYÜKTÜ”
Sümeyra insan canlısı bir çocuktu. Seveni çoktu, pozitif çocuktu. Sümeyra’yı çok seven komşularımızdan abileri, ablaları vardı. Sevgiden yana kızımın bir sorunu yoktu ama gönlündeki hasret büyüktü.
Hakkımızda arama olduğunu öğrenince biz kendimiz gidip ifade verdik. İlk duruşmamız yapıldığından beri çok umutsuzum. 80 yaşındaki teyzelere, kanser hastalarına merhamet edilmedi.
“DİĞER ÇOCUKLARLA ŞU ANDA HALALARI İLGİLENİYOR”
Eşimin cezası 4 yıl önce onaylandı ama iki yıl önce tutuklandı. Eşim o zaman köydeki evde kalıyordu ama ne Bolu’daki evimize ne köydeki evimize tutuklaması olduğu halde gelen giden olmadı. İki sene önce köydeki evimize gelip aldılar. En küçük oğlumuz o zaman 3,5 yaşındaydı. Şu an 6 yaşında, bugün okula gitti, 12 yaşındaki oğlum halasında. Çocuklarla şimdi halaları ilgileniyor.
“CENAZENİN BAŞINDAN SONUNA KADAR EŞİMİN KALMASINA İZİN VERDİLER”
Birçok cenazede izin verilmediğini biliyorum ama eşim cenazenin başından sonuna kadar kalmasına izin verdiler. Getirenler anlayışlı davrandılar. Annenin çocuklarıyla sarılmasına mümkün mertebe izin verdiler.
“BEN BERAAT ETTİM, EŞİM TUTUKLANDI”
Ben 2014’e kadar NT’de, kurumlarda çalıştım ama 2014’ten sonra hep başka işler yaptım. Şimdi de hamburgercide çalışıyorum. Eşim Bolu FEM Dershanesi’ndeydi. Benim hakkımda da öğrencilik yıllarımla ilgili bir dava açıldı, beraat ettim ama eşime ceza verildi ve tutuklandı.”
NE OLMUŞTU?
Bolu’da Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 6 yıl 10 ay 15 günhapis cezası verilen ve 27 ay önce tutuklanan KHK’lı biyoloji öğretmeni Melek Gelir’in üç çoğundan biri olan büyük kızı Sümeyra Gelir, annesiyle görüş yaptıktan 1 gün sonra 3 Nisan’da anneannesinin Adapazarı’ndaki evinde yatağında ölü bulundu.
Melek Gelir’e verilen cezaya gerekçe olarak Bolu Özel İnci Fırat Eğitim Merkezi kadrosunda öğretmen olarak görev yapması, mesajlaşma programı Bylock kullanması, Polat Eğitim Basın Yayın Gıda Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş’de SGK kaydının olması, Asya Katılım Bankasında hesabının bulunması, ASYABES isimli Asya Bank’a ait bireysel emeklilik sisteminden prim ödemesi ile ilgili mesaj geldiğinin tespit edilmesi hususlar gösterildi.
Epilepsi krizi geçiren 15 yaşındaki Sümeyra annesi tutuklu olduğu için 6 ve 12 yaşındaki kardeşleriyle ilgilenmek zorunda kaldı. Melek Gelir, 5 ay görüşe gelemeyen çocuklarına yakın olabilmek için Bolu’ya nakil istedi ama dilekçeleri reddedildi.
Bayram görüşünden sonra hayatını kaybeden Sümeyra Gelir’ın vefatı her kesimden insanı çok etkiledi. Sanatçılar Yeşim Salkım, Deniz Akkaya, Laçin Ceylan, siyasetçiler Ömer Faruk Gergerlioğlu, Sema Silgin Ün, Aykut Erdoğdu, İdris Şahin, Lütfü Türkkan, Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Mustafa Yeneroğlu, yazar Nihal Bengisu Karaca ve Halk TV gibi medya kurumları, sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar ve haberlerle Sümeyra ve onun gibi çocuklara yapılan haksızlığı dile getirdi.
Ahh bu psikologlar; duyguları önce hastalık kategorisine soktular. Sonrada onu para ve ilaçla iyleştirme kahramanlığına soyundular. Sektör oluşturdular. Duygunun azı normal fazlası için hastalık dediler. Mesela korku az ise normal dediler fazlaysa hastalıkmış. Duygu hastalanır mı? Korku azda olsa duygudur, fazlada olsa duygudur. Derecesi ve şiddeti bünyeyi korumakla alakalıdır.Tehlike küçükse azdır, tehlike büyükse fazladır. Duyguya mikropmu bulaşıyor, hücresel yapısı varda bozuluyormu. Hangi labaratuar tahliliyle hastalık olduğu tespit ediliyor. Arkadaşlar duygular hastalanmaz sadece değişme özellikleri vardır. Korkarız korkumuz geçer. Neşeleniriz. Duygular psikoloji oluşturur. Bunada algılarımız anlam kazandırıyor. Siz bir fareyi yılan olarak algılarsanız fare yılan olur etkiside o kadar artar. Sobanın başında çok uzun kalırsanız soba sizi terletir ve bunaltır hatta paçanızı ve elbisenizi yakar. Belli bir mesafede durursanız sizi ısıtır. Duygularda böyledir. Bir duyguyla yara kaşır gibi uğraşmayınız. Bu kızımızı o psiklolg kaç seans gitmiş neden bu üzüntülerini düzeltememiş. Çünkü psikolog bu kızımızı duygu hastasıı olarak görüyor. Seans paralıysa bir sonra randevunun müşterisi olarak bakıyorlar. Üzüntüler hastalık değilki. İnsan olarak en doğal tabii duygularımız. Duygularımızın hepsi azıyla çoğuyla bizi korumak için Allah’ın verdiği birer nimettir. Duygular hasta olmaz, hasta olmaz, hasta olmaz.