Özgür Özel’den Yusuf Tekin’e ‘meczup’ benzetmesi: “Başörtüsü ayıbı 100 yıl geride kaldı”

CHP lideri Özgür Özel, 1 Mayıs’ta ’emekçilerle’ aynı meydanda olacaklarını açıkladı. Özel, “1 Mayıs’ta emekçiler hangi meydanda ise o meydanda onlarla kucaklaşacağız.” dedi. Özgür Özel ayrıca haftaya salı günü grup toplantısı yapmayacaklarını, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın yargılandığı mahkeme salonunda olacaklarını anlattı. CHP lideri’nin gündeminde “CHP iktidara geldiğinde başörtülü öğrencilerin yeniden okullara alınmama riski var!” diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de vardı. Özel, ‘meczup’ dediği Yusuf Tekin’e sert tepki gösterdi: “Buradan, Keçiören’den bütün Türkiye’ye söylüyorum; Türkiye’de geçmişte, başörtülü kardeşimizin eğitim hakkına konulan engel de, torununun düğününe gitmek için orduevi kapısından döndürülen anacığıma bu ayıp da bir yüzyıl geride kalmıştır. Bunların hepsinin teminatı benim, Mesut Başkan, Mansur Başkan, Ekrem Başkan, bütün Cumhuriyet Halk Partili’lerdir.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “23 Nisan Haftasında 23 Yeni Açılış” kapsamında Ankara Keçirören Belediyesi’nin düzenlediği törende konuştu. Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Cumhuriyet Halk Partisi 31 Mart seçimlerini kazandığı akşam ‘Bu seçiminin kaybedeni yok’ dedi. Herkese güvence verdi. Ama birileri hazmetmedi, hazmedemedi, saldırmaya başladı. Şimdi hem hukuken büyük haksızlıklarla hem de sürekli yalanlarla muhatabız. Bugün, Milli Eğitim Bakanı denilen adama (Yusuf Tekin’e) soruyorlar, ‘Türkiye’de okullara bundan sonra başörtülü öğrencilerin alınmaması söz konusu olur mu’ diye. ‘Evet, böyle bir tehlike var’ diyor.

Burada Parti Meclisi’nde başörtülü pırıl pırıl üyeleri olan, MYK’sında, gölge kabinesinde başörtülü bakanı olan, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde arkadaşları başörtüsüyle derse sokulmamaya kalkınca onlarla birlikte mücadele eden, üniversitenin kapısında eylem yapan Özgür Özel varken başörtülü kardeşimin hakkını savunmak Milli Eğitim Bakanı olacak meczuba kalmamış.

Buradan, Keçiören’den bütün Türkiye’ye söylüyorum; Türkiye’de geçmişte, başörtülü kardeşimizin eğitim hakkına konulan engel de, torununun düğününe gitmek için orduevi kapısından döndürülen anacığıma bu ayıp da bir yüzyıl geride kalmıştır. Bunların hepsinin teminatı benim, Mesut Başkan, Mansur Başkan, Ekrem Başkan, bütün Cumhuriyet Halk Partili’lerdir.

Yakılan para 2 trilyon liradır!

Bu memlekete darbe girişimi ile büyük zarar verenler, bir günde 50 milyar dolarlık rezervi bu süreçte yakıp atanların bu memlekete verecekleri hiçbir şey kalmamıştır. Açıkça buradan söyleyeyim; yaktıkları para 2 trilyon liradır. Bugün Türkiye’deki bütün çiftçiler, bütün bankalarda olan borcu ve faizi 1 trilyon liradır. Yani Ekrem Başkana, belediye başkanlarımıza, Türkiye’nin geleceğine yaptıkları kadar ve girişimdeki harcadıkları paranın yarısı, bütün çiftçilerin borcunu siler atar.

O para her emekliye, 30 bin TL vermek için lazım olan, bir kere değil her aya 30 bin TL maaş vermek için biz asgari ücret 30 bin TL olsun diyoruz ya, emekli maaşı da en düşük asgari ücret olsun diyoruz ya, o paranın dokuz katını sadece bu operasyonda yok ettiler.

İstanbullunun seçtiği belediye başkanı Silivri’de zindanda tutulmaktadır. İstanbul’un depremle yüzleştiği bugünlerde herkes birbirinin yüzüne bakmaktadır. AKOM’un başında olması gereken kişiyi, oraya İstanbullular oturttuğu halde birileri hapiste tutuyor. Biraz önce söylendiği gibi, kimse yargılanmamak istemiyor. Kimse muaf değil. Her türlü iddia cevabını alır ama esas olan tutuksuz yargılamadır.

Yargılamalar TRT’den canlı yayınlansın

İddiamız odur ki her türlü iddia, her türlü iftirayı milletimize yandaş kanallardan, TRT‘den anlatıp alınan cevapları göstermeyenler büyük haksızlık yapmaktadırlar. O yüzden önerimiz bütün yargılamaların başta TRT, isteyen bütün televizyonlar tarafından yayınlanması, sonradan sorulara verilen cevapların milletimiz tarafından görülmesi, kimin iftiracı olduğunu, kimin dürüst siyasetçi olduğunu milletimiz tarafından görülmesi gerektiğini bir kez daha söylüyoruz.

‘Yapacağız’ dedikleri deprem konutlarının ancak yüzde 30’unu yaptılar

Hem İstanbul’un deprem riskinden dolayı belediye başkanını görevi başına bekliyoruz hem de bundan sonraki süreçte tüm işlemleri adil ve şeffaf bir biçimde yönetilmesi gerektiğini görüyoruz. Kendileri İstanbul’da, yıkım olmayan bir depremde GSM şebekelerinin, cep telefonlarının çöktüğü gerçeğiyle yüzleşiyorlar.

Dönüyorlar GSM şirketlerini savunuyorlar ve 6 Şubat depreminden sonra ‘bir yılda yapacağız’ dedikleri deprem konutlarını iki yıl üç ay geçmiş olmasına rağmen henüz yüzde 30’unu yapmışken, o günden bugüne 100 depremzede daha çadırda, gurbette duruyorken utanmadan, sıkılmadan depreme hazırlık konusunda kendileri özeleştiri yapmak yerine bize çamur atmaya kalkıyorlar. Kanal İstanbul’da suçüstü yakalandılar.

Katar’da ‘Kanal İstanbul’ reklamları dönüyor

Şimdi ‘efendim o 24 bin konut yoksullara dağıtılacak konutlar.’ Kardeşim sen Sazlıdere’ye 24 bin konut yaptın mı? Sazlıdere gibi yüzde 100 içme suyu olarak kullanılan hafızayı mahvettin mi? Peki önünde Kanal İstanbul haritası ile toplantıyı yapıp, o videoların Katar televizyonunda yayınlanıyor mu? Katarlılar Kanal İstanbul manzarası için konut satın alıp, hem de bedava Türkiye pasaportuyla yanında eşantiyon olarak alıyorlar mı? Sen Katar Emiri’nin, Arap Emirlerinin analarına, karılarına, kocalarına ayrı ayrı oralardan arsalara helikopterden seçip seçip verdin mi vermedin mi?

Millet Kanal İstanbul gerçeğini gördü ve bir anda geri vitese taktılar, ‘Kanal İstanbul yok’ demeye başladılar. Daha geçen hafta Kanal İstanbul’da suçüstü yakalandılar. Söz veriyoruz onlara o kanalı yaptırmayacağız. O ihanete İstanbul’a da Türkiye’ye de yaptırmayacağız.

AK Parti’nin çizdiği sınırlar içinde siyaset yapmıyoruz

Erdoğan’ın, AK Parti’nin çizdiği sınırlar içerisinde siyaset yapmıyoruz. Milletimizin yanında, mağdurun yanında, emeklinin, işçinin, çiftçinin, yoksulun yanındayız. Gençlerimizle omuz omuzayız. Korkmuyoruz, endişeyi evde bıraktık bu iktidarı değiştirene kadar sokaktayız. Meydandayız, mücadeledeyiz. Kimse korkmasın. Fakirin, fukaranın ekmeğiyle oynayana da emekliyi açlığa mahkum edene de gencin gelecek ümidini çalana da huzur vermeyeceğiz. Bu toplumun kendisiyle dayanışmayı hak eden tüm kesimlerinin yanında, bu toplumun iliğini, kemiğini sömürenlerin, bu insanlara hak etmediği muameleyi yapanların, hak etmediğini yaşatanların da tam karşısındayız.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin