Özel’den Erdoğan’a: “İmamoğlu’nu istemiyorsan başka bir aday gösterelim, Kasım’da sandığı getir!”

CHP lideri Özgür Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seçim çağrısını yineledi. Özel, “Erdoğan’ın görev dönemi beş yıl. Tam 2,5 yılı bu sene Kasım’a geliyor. Şimdi Erdoğan bir beş yıl daha istiyorsa, gelsin erken seçim yapsın. 2,5 yıl benden, 2,5 yıl ondan, matematik basit. Ben hala aynı noktadayım. ‘Ekrem İmamoğlu aday olmasın, ben onun diplomasını iptal ettim.’ Tamam Ekrem Başkan da olmasın başka aday gösterelim. 2 Kasım’a sandığı koysun, istediği şartlarda gidelim.” ifadelerini kaydetti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bloomberg’den gazeteci Fırat Kozok’un sorularını cvapladı. “Hangi şartları istiyorsa Tayyip Bey bildirsin, o şartlarda seçime razıyız’ dediniz. Yani erken seçimin koşulu Sayın Kılıçdaroğlu ya da partiye kayyum atanmasından geçiyorsa buna da ‘evet’ mi diyorsunuz?” sorusuna Özel şöyle cevap verdi:

  • Yeter ki seçim yapsın. Ben çünkü yapılacak seçimi her şartta kazanacağımıza inanıyorum. Şunu söylüyorum; ne istiyorsun? ‘Seçim yapmak için Özgür Özel partinin başında olmasın.’ Ben partinin genel başkanlığından istifa edeyim. ‘Ekrem İmamoğlu aday olmasın, ben onun diplomasını iptal ettim.’ Tamam Ekrem Başkan da olmasın başka aday gösterelim. 2 Kasım’a sandığı koysun, istediği şartlarda gidelim. Bu sene Kasım’da yapsın ya da seçim kararını alarak, yani baharda yapılacağını ilan etmek şartıyla baharda da yapsa olur.”

Özel, “Ancak siz, delegelerin seçmediği bir ismin partiyi yönetemeyeceğini söylediniz” hatırlatması üzerine, “Partinin yani kurultayda seçilmemiş birinin Cumhuriyet Halk Partisi’ni yönetmesi mümkün değil. Benim söylediğim şu; Tayyip Erdoğan’ın korktuğu biz isek birimiz aday değil, birimiz partinin başında değilsek sorun yok o zaman. Ben partinin resmen başında olmayabilirim ama kampanyanın başında zaten olurum. ‘Partiye kayyım atayacağım, partiyi karıştıracağım, seçime gideceğim.’ Her şartta yeneriz.” dedi.

CHP lideri Özel, “Erken seçim konusunda hep 2025 sonbaharına işaret ettiniz. Ancak iktidar 2027 yılında size ‘Sürekli seçim diyorsunuz buyrun’ derse ne yapacaksınız, sizin destekleyeceğiniz bir erken seçim için son tarih nedir?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

  • Erdoğan’ın görev dönemi beş yıl, tam 2,5 yılı bu sene Kasım’a geliyor. Şimdi Erdoğan bir beş yıl daha istiyorsa, gelsin erken seçim yapsın. 2,5 yıl benden, 2,5 yıl ondan, matematik basit. Bunun dışındakini, ben doğru bulmuyorum diye söyledim. Ben hala aynı noktadayım.
  • Erdoğan’ın, kendisi için avantaj olabilecek bir tarihte, bizim kapımıza geldiğinde geri döneceğini bilmesini isterim. Hesaplarını ‘CHP her şartta benim istediğim seçim tarihine destek verir’ diye yapmasınlar, böyle bir lüks yok. Bunu söyleyeyim.
  • Ama gelecek sene geldi, bu tarihte seçim olmadı, vatandaşın, milletin sorunları ortada ve bir erken seçim teklif ediliyor. O anda o şartları yeniden değerlendiririz. Ama biz diyoruz ki, gel 2 buçuk yılını bitirince gidelim, millet seni seçiyorsa 2 buçuk yıl daha kazan. Yok millet bizi seçiyorsa bırak git, milletin yakasından düş diyoruz.

Özel, “İmamoğlu, adaylığının önünün kesilmesi halinde alternatif isimleri destekleyeceğini söyledi. Bu durumda siz hangi şartlarda kendinizin adaylığını gündeme getirirsiniz?” sorusuna da şu cevabı verdi:

  • Biz Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını hukuk mücadelesiyle de siyasi mücadeleyle de sonuna kadar zorlamak durumundayız. İmamoğlu bir kişinin ya da bir partinin adayı olmaktan çıktı. Adaylığı için 15,5 milyon kişi oy kullandı.
  • Ekrem Başkan’ın dediği gibi adaylığının önü bu tür hamlelerle kesilirse elbette CHP’nin bir adayı olacak. Hepimiz de onu destekleyeceğiz. Benim duruma gelince, ben partinin genel başkanının, özellikle Sosyal Demokrat bir partide doğrudan kendisinin aday olması ya da tek seçici olmasını doğru bulmuyorum.
  • Aday değişecekse bunu bu kararı yine ben vermeyeceğim. Ama burada da seçimi kazanacak bir aday olması lazım. Burada partinin genel başkanının süreci yöneten kişi olması normaldir ama kendisinin adaylığı objektifliğini ortadan kaldırır. Bunun için ben kendi adaylığımı bir seçenek olarak ortaya koymaktan ilk günden beri kaçındım, kaçınmaya da devam edeceğim.

Özgür Özel, kendisinin de anketler olup olmayacağının sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

  • “Bugün itibarıyla bakıyoruz mesela anketlere Erdoğan’ı kim geçiyor diye. Erdoğan’ı Ekrem İmamoğlu geçiyor, Mansur Yavaş geçiyor. O zaman Mansur Yavaş kimsenin yok sayamayacağı bir seçenek şu anda parti açısından ve partinin bir belediye başkanı. Ama diyelim ki Mansur Yavaş bu pozisyonunu korudu ve o gün geldi. Burada bunu da toplumsallaştırmak gerekir diye düşünüyorum. Yani yeniden partinin yetkili kurullarından da tartışılır. Ama bence yeniden sandıkları kurmak ve Mansur Yavaş’ın adaylığını yine geniş bir toplumsal mutabakata dönüştürmek gerekebilir.
  • Şimdiden bir isim hani adayımız Mansur Yavaş olacak demek, Mansur Yavaş’ı da hedefe oturtmak olur bir yandan. Ama o gün çıkacak adayın şöyle bir özelliği olacak. Bir, o günkü aday kimsenin yedeği değil. Çünkü bu adaya da haksızlık. Yani yürütülen sürece de haksızlık. O gün çıkacak adayın topluma bir taahhüdü olacak kesin. O da Türkiye’yi hızlı demokrasiye döndürme. Bizim hep savunduğumuz güçlü bir parlamento ve parlamenter sisteme döndürme kuralları ve kuralları yeniden inşa etme. Hukuk devletine dönme ve her nasıl ki Erdoğan’ın partisi iktidara geldikten sonra Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmak için de bir mücadele içindeydi. Bu mücadeleyi sürdürmek de adayımızın en önemli görevi olacak.

Eylül’de 30 günün 18 günü dava var!

“Eylül ayı CHP açısından kritik davaların olduğu bir ay olacak. Bu yoğun dava yükünün ülkenin genel ve ekonomik havasına etkisi nasıl olur sizce?” sorusu üzearine Özel, şöyle konuştu:

  • Bu süreçle ilintili tüm davalara bakarsak, Eylül’de 30 günün 18 günü dava var. Zaten seçimli, sandıklı demokrasilerin arasında en kötü yerlerdeyiz, bu davalar da ülkede muhalefetin sindirilmesi, susturulması, ülkenin muhalefetsiz hale getirilmesi anlamına geleceği için Türkiye’nin bu davaların duruşmaları yaklaştığında risk priminin yükselmesi, borsada düşüşlerin yaşanması, davanın ertelenmesiyle de borsanın yükselmesi, hiç şaşırtıcı değil.
  • Çünkü bu, doğrudan demokrasiyle ilişkili bir şey. Ve bir ülkede, gerçekten, demokrasi kısıtlanıyorsa, muhalefet baskılanıyorsa, o ülkede özgür bir yatırım ortamı olmadığını gösteriyor. Yabancı yatırımcı güvercinden daha ürkektir. Gelip de bu ülkeye para sokar mı? Veya soktuğu parasını burada tutar mı?
  • Düşünür ki bu ülkede 16 milyon kişilik şehrin belediye başkanına bunlar yapılıyorsa, 30 yıllık diploma iptal ediliyorsa, mazbata iptal ediliyorsa, ana muhalefet partisinin genel başkanı iktidar eliyle değiştirilmeye çalışılıyorsa kendi paramın güvencesi yok. Bu durumda, bu yapılanlar CHP’ye kötülük değil. Doğrudan Türkiye’ye kötülük, Türkiye ekonomisine kötülük.

Cumhur İttifakı’nda ciddi bir erime var

Özel, “Mahkemeden çıkacak olası olumsuz bir karar, acaba CHP içerisinde bir bölünmeye ve hatta yeni bir parti kurulmasına neden olur mu, böyle bir tabloda Özgür Özel ne yapar?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Ben hiçbir şeye güvenmiyorsam, sokağı doğru okumama güvenirim. Parti 47 yıl sonra birinci parti oldu. Halen 9 firmanın anket ortalamasında – yani bunda iktidarın çok sevdiği firmalar da dahil – CHP, AK Parti’nin önünde ve önünde gitmeye devam ediyor. AK Parti’de çok ciddi bir erime var. MHP’de çok ciddi bir erime var. Bazı anketlerde AKP, MHP toplamından fazla oy alıyor Cumhuriyet Halk Partisi. Bu şartlar altında yapılacak her şey, gelecek olan seçimdeki CHP’nin başarısını artırır.”

1 Yorum

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin