Ortadoğu ‘atomize’ ediliyor, Türkiye Lübnanlaştırılıyor!

MAHMUT AKPINAR | YORUM

Osmanlı Devleti, 1916 yılında, daha savaş devam ederken Fransa ve İngiltere’nin (Sykes-Picote) çizdiği haritaya göre parçalanmıştı. Bazı devletlerin sınırlarının düz çizgiler halinde olması, masa başında ve cetvelle parsellenmesinden kaynaklanır. Zira emperyal güçler buraları “arsa” gibi görürler.

Balfour Deklerasyonu (1917) ile İngiliz hükümeti Filistin topraklarında bir “Yahudi ulusal yurdu” kurulmasına destek vereceğini açıkladı. Böylece İsrail Devleti’ne giden yol açıldı. Bölgeye Yahudi göçü teşvik edildi, yerel halkın sindirilmesi ve toprakların gasp süreci başladı.

1948’e kadar Yahudi çeteler Filistin halkına ağır tedhiş ve terör uyguladı. Mülklere, arazilere çöktü, insanları öldürdü, köyleri işgal ettiler ve İsrail devleti kuruldu. Türkiye dahil dönemin önde gelen devletleri kısa sürede İsrail’i tanıdılar. Arap devletleriyle İsrail arasında 1948, 1967, 1973 yıllarında büyük savaşlar oldu. Ama İsrail işgalleri sürdürdü.

Son dönemde dünyanın gözü önünde Gazze’de soykırıma imza atıyor. Zira ABD kayıtsız şartsız destekçisi.

Birinci Körfez Savaşı (1991) ile birlikte Ortadoğu’da yeni bir faza geçildi. ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ denilen bu süreç, İsrail’e tehdit olabilecek devletleri parçalayıp, bölgeyi atomize etmeyi planlıyordu. Bölgedeki devletler etnik, dini, mezhebi farklılıklara göre parçalara bölünecekti.

Irak parçalandı, etkisizleştirildi. Libya parçalandı, kaos sürüyor. Suriye, Arap-İsrail savaşlarında önemliydi, İsrail’e komşuydu. “BOP Eşbaşkanıyım!” diyen Erdoğan, Suriye’yi iç savaşa itti. Şimdilerde İsrail’in istediği planla parçalanıyor.

Erdoğan, bölgede cerrahlara neşter-makas uzatan yancı rolünde. Esed düşünce Suriye “Türkiye’nin arka bahçesi” olacaktı, İsrail’in yayılma alanı oldu. İsrail artık Golan tepelerini, Hermon dağını, Şam’a kadar Suriye’nin güneyini kontrol ediyor. Hava sahası İsrail’in denetiminde, dilediği noktayı vuruyor.

Hatırlayın, Batılı ittifakın Ortadoğu işgali: “Nükleer/kimyasal silah bulma” yalanlarıyla başlamıştı. Şimdilerde o dönemin siyasi aktörleri bile bunların yalan ve “gerekçe” olduğunu itiraf ediyor, özür diliyor.

Ortadoğu’yu atomize etmeye gerekçe yapılan enstrümanların birisi de kimin kurduğu, kimin kontrol ettiği bilinmeyen, vahşetleriyle tanınan IŞİD ve türevleridir. Bu kanlı örgütler bölgede “cetvel” olarak kullanılıyor. Bunun son örneğini Colani’nin yönetime getirilmesiyle gördük.

İnterpol tarafından aranan Colani ve örgütü Hayat Tahrir El Şam şaşırtıcı şekilde Suriye yönetimini ele geçirdi. Şimdilerde netleşiyor ki planın amacı Suriye’yi İsrail hedeflerine uygun parçalamakmış. Muhtemelen, “Denedik ama Suriye’yi bütün tutamadık, o halde bölelim!” diyecekler. 

İsrail himayesinde ‘defakto’ Dürzi otonom bölgesi kuruldu. Dün Salih Müslim “Federatif bir yapıya yanaşmazsanız bağımsızlık ilan ederiz!” diye açıklama yaptı.

Şimdilerde Türkiye’nin de atomize edilmesine, mezhebi/etnik parçalanmaya sürüklenmesine şahit oluyoruz. Zira iktidar bileşenleri, tıpkı Irak işgali öncesi batının ürettiği söyleme benzer, “Kürtlerin, Alevilerin, Türklerin vb temsil edildiği” bir yönetim anlayışını tedavüle soktu. Hatta bunu anayasaya yansıtmanın yolları yapılıyor.

İlginç şekilde Bahçeli, “Cumhurbaşkanının bir yardımcısı Kürt, bir yardımcısı Alevi olmalı” diyor. Mevcut iktidar, Türkiye’yi sekteryan bölünmeye hazırlıyor. Çoğulcu demokrasi, parlamenter rejime dönüş, liyakata dayalı yönetim çok daha kolay ve herkesimin arzu ettiği bir çözüm iken, AKP-MHP koalisyonu Irak, Suriye, Lübnan, Libya gibi Türkiye’yi de etnik ve mezhebi parçalanmaya sürüklüyor. 

Gazeteci Levent Gültekin uzunca süredir, iktidar desteğiyle “Türkiye’nin Lübnanlaştırılması”ndan bahsediyor. Son 10 yılda tek adam rejiminin kurulmasını, TSK’da yapılan tasfiyeyi, TBMM’nin etkisizleştirilmesini, medya ve aydınlar üzerindeki baskıyı ve plana itiraz edeceği bilinen Cemaatin tasfiyesini böyle bir projeyle birlikte düşünün derim.

2015 yılında, IŞİD Cetveli ile Ortadoğu’daki 100 Yıllık Haritalar Değişiyor” başlıklı mülakatta IŞİD ve unsurlarının Ortadoğuyu BOP hedefleri çerçevesinde atomize etmek için nasıl kullanıldığını anlatmışız. O dönemde Erdoğan, “Verin 400’ü bu iş suhuletle çözülsün!” diye seçmeni tehdit etmişti.

AKP 7 Haziran 2015 seçimlerini kaybetti. Ama Erdoğan’ın yapacakları bitmediği için Baykal ve Bahçeli imdada yetişti. Erdoğan-Fidan ikilisi 6 ay içinde ülkeyi kan gölüne çevirdi ve İktidar AKP’ye geri verildi.

Aynı dönemde ESAD Rejimi ile IŞİD arasında çatışmalar devam ediyordu. “MİT TIR’ları” operasyonu ile de açığa çıkan binlerce TIR bölgedeki radikal gruplara Türkiye’den silah taşıyordu. Sınırlar cihadistlerin ayak yolu olmuştu. IŞİD’in işgalleri, vahşetleri dünyaya servis ediliyor, korku oluşturuluyordu. Suriyeli siviller Türkiye’ye yığılıyordu. Tam bu dönemde YPG IŞİD’in panzehiri olarak lanse edildi. Bir yandan IŞİD savaşçılarını silahlandıran Erdoğan, öte yandan Kandil’den Rojova’ya silahlı militanların merasimle sevkiyatını sağladı. Şu anda YPG 300.000’e varan silahlı güçle Suriye’nin üçte birini kontrol ediyor.

Elbette Suriye’de ve Türkiye’de Kürtler eşit ve onurlu vatandaşlık hakkına sahip olmalılar. Hatta Türkiye’nin geleceğinin toplumsal veya entiti olarak Kürtlerle birlikte hareket etmekten geçtiğini hep söylüyorum. Ancak İsrail lehine bölgenin atomize edildiğini, Erdoğan rejiminin bazen destekle, bazen “karşıymış” gibi durarak bölgede yürütülen plana katkısını görmek gerekiyor.

Defolu ve zaaf içindeki liderler bir ülke için en büyük güvenlik tehdidir. Şimdilerde CHP operasyona maruz.Türkiye toplumu bütün unsurlarıyla birlikte, barış içinde yaşayabileceği çoğulcu, katılımcı, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir rejim için kararlı mücadele vermek zorundadır. CHP yönetimi mahalleciliği bırakıp “herkes için adalet” demeli ve ülkenin sürüklendiği uçurumdan kurtarılması için kucaklayıcı, kuşatıcı politikalar, söylemler geliştirmelidir.

IŞİD Cetveli ile Ortadoğu’daki 100 Yıllık Haritalar Değişiyor 1

Maalesef arşivler dahi yok ettikleri için, mülakata vereceğim linkten ulaşılamıyor. Makaleyi arşivimde bulup paylaştım.

İşte o röportaj;

..Batılı koalisyon güçlerinin silahlandırması ve hava desteği ile PYD-YPG güçleri

IŞİD’le mücadele ediyor ve Türkiye’nin Suriye sınırına paralel hakimiyet alanı

kuruyor.

..Bundan 100 yıl önce cetvellerle Ortadoğu’nun haritasını çizenler, bugün de IŞİD

cetveli ile Ortadoğu halklarına rağmen çıkarları doğrultusunda,

bölgenin haritasını yeniden çiziyorlar.

..İlerleyen zamanda IŞİD’den boşaltılan yerler, Kürt olmayan, Türkmen ve Arap

coğrafyaları dahil PYD’ye terkedilecek, terk ediliyor. Burada bir PKK/PYD devleti

kurulacak. Türkiye AKP siyaseti ve basiretsizliği (belki de iradi, bilemiyoruz), batı

oyunları nedeniyle kırk katır mı kırk satır mı durumunda. 

IŞID benzeri örgütlerin operasyonel örgütler olduğunu ve büyük güçlerin bu

örgütleri dış politika enstrümanı, kaldıraç, manivela olarak kullandığını; bazı

hedeferine bu örgütler üzerinden vardıklarını düşünüyorum.

El Kaide, El Nusra, IŞID, Boko Haram gibi örgütler son dönemde “düşmanını

kendin üret ve kendine göre kullan” stratejisinin gereği. Bu örgütler tam kontrol

edilemese de büyük güçlerin kendi topraklarında konuşlanmadıkları için çok da

problem değil. Sonuçta İstikrarsızlaştırılan coğrafya İslam coğrafyası. Ölenler ve öldürülenler

Müslümanlar, kaosa ateşe itilenler Müslüman toplumlar… Irak’ta ABD işgali sonrası 1 milyondan fazla insan öldü. ..Bunların haber değeri bile olmuyor; sadece “istatistik” oluyor.

 

..“Bu örgütü kim üretti?Birden nasıl çıktı ve böylesine gelişti, büyüdü? Örgütün faaliyetleri kime yarıyor?..” Kimse bu soruları sormuyor. Herkes imitasyon Örgütün kanlı vahşet görüntülerine odaklanıyor ve buna operasyon yapılması, imha edilmesi gerektiğine

kilitleniyor. 

  1. Yüzyıl medya ve algı yüzyılı. Medya bazen bütün dünyayı uyutmak ve bir konuya ikna etmek için çok etkili bir illüzyon aracı olarak kullanılıyor. IŞID meselesinde de ortama pompalanan vahşet tablosunun ötesinde başka hedeflerin ve planların olduğu pek az kimse tarafında görülebiliyor. 

 

..İmralı’da hapiste olan Öcalan ve PKK bu süreçte sadece Türkiye’deki gücünü

ve etkinliğini artırmakla kalmadı, Ortadoğu’da vazgeçilmez aktör haline geldi.

Silahlı güçleriyle dengeleri ve sınırları değiştiren bir konum kazandı. 

..Türkiye’nin Suriye sınırında iki seçenek var. Türkiye komşu olarak ya IŞİD’e evet diyecek veya PKK ile komşu olacak! 

Bundan sonra ne Kürtleri memnun edebilecektir, ne de sınırındaki problemleri çözebilecektir.

2 YORUMLAR

  1. Mahmut Bey ne diyorsunuz Allah aşkına? Kim bu düzeni kuran? Kim bu komploları planlayan? Yok öyle biri.
    Bahsettiğiniz devletler yıllarca halklarına zulmettiler. Çoğunluk halkları da azınlıklara.
    Sonrasında bu ülkelerin rejimlerinin değişmesi, ülkelerin parçalanmasından daha doğal nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

    Kürtlerin yerinde olsanız siz ne yaparsınız? Yıllarca onlara kimliklerinden dolayı zulmetmiş devletlerin himayesine girmek istememelerinden daha doğal ne var?

    Dürzilere müslümanlar bu zulmü yapmasaydı, İsrail yerine Sünniler sahip çıksaydı?? Ne yapsın onlar?

    Şiilere Irak’ta Sünni Devlet baskı uygularken Sünni halk ayaklandı mı?

    Bu insanların birbirleriyle yaşamak istememesi kadar, kendi kimliklerini yaşamak istemeleri kadar doğal bir şey var mı?

    Ne büyük orta doğu projesi ne israil ne batılılar bu işin bu hale gelmesinin sebepleri.

  2. Mahmut bey bu olayların ilk başladığında yani 10-15 yıl önce olaylara iyi kötü bir değerlendirme yapmışsınız. Aslında isabetli yorumlar ve büyük resmi yani bop projesini, İsrail’in planlarını Ortadoğu’nun geleceğini anlatıyor.
    Peki ne oldu da sonrasındaki yorumlarınızda bununla birebir örtüşmeyen, veya sıkıntının kaynağını yani bataklığı değil de sadece sinekleri gören yorumlar yapmaya başladınız.
    Yorumlarınızda problemin kaynağını yani bataklığı işaret edeceğinize, sinekleri onları ilaçlamayı anlatıyorsunuz bol bol Ümit vaat ediyorsunuz.
    Yani “bu seçimi kaybedecekler, bu sefer halk onları anlayacak, bu işi para için yapıyorlar hırsları ile yapıyorlar dünyanın en zengini oldular falan”.
    Allah aşkına bu adamları oraya koyanları bunların iplerini elinde tutanları tespit edin bir zahmet , size zahmet. Bunların aldığı o %20’ler bir kişiye bin kişiye çok gelecek paralar bunlar çok büyük paralar. Bu paraları üç beş kişinin eline kimse bırakmaz bu Büyük güçler bırakmaz onlara da yedirmez onları sadece emanetçi olarak kullanıyorlardır. Bu insanlar da sırf hırsları ile bu işi yapanlar değil. bir kısmı ve en başta olanı proje olarak buraya yerleştirilmiş insanlar ve Türkiye’yi sömürdükleri paraları bir yerlere aktarıyorlar. Türkiye’nin içini maddi manevi boşalttılar ve bu paralar bence İsrail’e hizmet ediyor. Ya da dünyayı yöneten Yahudilere. Türkiye’de şu anda 3 tane market var 3 harfli ve sahipleri kimler tüm Türkiye’nin malını kimler yiyor belli değil.
    Allah aşkına büyük resme odaklanın ve Türkiye’nin geleceğinde İsrail’in Amerika’nın ne gibi planları var bu ülkenin vatandaşları gelecekte ne olacak bunları anlatmaya çalışın. Akademisyensiniz bu iş size düşüyor ya da şu camiada önde görülen insanlardansanız gereğini yerine getirin. herkesin bildiği malumu ilam etmekten vazgeçin. Detayları değil problemin kaynağını çözün ve olabiliyorsa yapılabiliyorsa orayla problemleri çözün kukla olan yöneticiler ile veya Avanesi ile değil. Artı bu cahil ve çıkarcı vatandaşlardan ve toplumdan da ümidi kesin insanlardan çok bir şey beklemeyin. Şu anda peygamberden 30 yıl sonra İslam’ın yönetimini ele geçirmiş Muaviye ve onun halkıyla karşı karşıyasınız onlar ne yaptı da bunları ne yapacak. Gemisini kurtaran kaptan siz camianın ezilenlerini nasıl buradan kurtarırız nasıl faydalı oluruz türkiye’dekilere ya da dışarıdakilere ne yapabiliriz buna odaklanın ve hizmetinizi dışarıda yapmaya çalışın ,Türkiye’den bence çok bir şey beklemeyin. Sadece gelecekte İsrail Türkiye’ye şunu şunu yapacak hazırlıklı olun ,kendi adınıza şahsınız adına şunları yapın diye nasihatlarda bulunabilirsiniz. Eğer siz de buna çare ve öngörü varsa tabi.
    Size de diğer yazarlara da yorumculara da söylüyorum, kusura bakmayın boş kalemşörlük ya da hitabet yerine çare olacak şeyler yapmaya çalışın, bu ülkedeki bu başımızdakilerin yaptığı 10-15 yıllık olaylar çok büyük olaylar arkasında çok büyük dönen filmler var bunları bir zahmet çözün bizi de aydınlatın ne yapacaksak yolumuzu çizelim.
    Son bir not: Bundan 3-5 yıl önce düz bir vatandaş gibi Türkiye’de yaşayan Yahudinin biri bir Türk’e şunu söylüyor. “Şu andaki Türkiye’yi 5-10 yıl sonra göremeyeceksiniz çok farklı bir Türkiye de yaşayacaksınız buna hazırlıklı olun”
    Umarım hayırlar olur bir Suriye bir Irak ve benzeri olmaz ülke. Ama bu Muaviye cemiyeti akıllıdır bir yolunu bulur 2 ürün boykotuyla kendilerini yine temize çıkartırlar gül gibi boyunduruk altında yaşarlar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin