Kadın cinayetleri; imanın ve sistemin sınavı 

AHMET KURUCAN | YORUM

Sizde de olur mu bilmiyorum, bazen bir türkü bestesi, bazen bir şarkı güftesi, bazen bir şiir dizesi bazen de bir ayet veya hadis dilime dolanır ve kendimi şuursuzca onları tekrar ederken bulurum. Birkaç günden beri de, “Sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size de ateş dokunur.” (Hud, 113) ayeti dilime pelesenk oldu.

Dün sabah bir tarafta dilimde bu ayet diğer tarafta, “Ne olmuş ülkemde acaba?” diye 14-15 dakikalık haber özetlerine bakarken ekim ayı kadın cinayetlerinin raporunun yayınlandığını izledim. Kulak kesildim. 48 kadın öldürülmüş geçtiğimiz ay Türkiye’de. 26’sı evlerinde katledilmiş, 9’u kamusal alanlarda, 7 tanesi sokakta, 2 tanesi su kenarında, bir tanesi eğlence mekanında ve bir tanesi de çay ocağında. Bu rakam kadın cinayetleri raporlarının tutulmaya başlandığı yıllardan itibaren bir ayda öldürülen kadın sayısı itibariyle en yüksek rakammış. Dile kolay; 30 günde 48 kadın.

Pekala kimlermiş bu kadınların katilleri? 19 kadını kocaları öldürmüş, 6’sını yakınları, 5’ini birlikte oldukları erkekler, geriye kalanlarını ise baba, dede, amca, dayı, yeğen, kuzen gibi yakın akrabaları. Nasıl öldürülmüşler sorusunun cevabı da var raporda; 33’ü silahla, diğerleri ise boğularak, dövülerek ve kesici aletlerle.

Yazık ki ne yazık!

Ne denir bu manzara karşısında bilemiyorum? Kaldı ki sadece bu değil, kadınlara yönelik taciz ve tecavüz vakalarından herhangi bir işyerinde çalışmalarının tam karşılığının verilmemesine kadar kadınla alakalı hemen her yerde bir hak ihlalinden söz etmek mümkün. Hem de Müslüman bir ülkede, hem de insan hakları vurgusunun bu kadar yoğun yapıldığı bir dünyada.

Konuya dini bir perspektiften yaklaşacağım. 2023 anketlerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 94’ü Allah’a inanıyormuş.  Yüzde 89’u ise din olarak İslam’ı seçtiğini ve Müslüman olduğunu ifade etmiş. İnanıyorum ki bu 48 kadın ve onların katillerinin de İslam dininde haksız yere insan öldürmenin yasak olduğunu, ebedi cehennem azabıyla cezalandırılabileceğini biliyorlar ve belki de inanıyorlardır.

Taklidi iman ya da ‘kültür müslümanlığı’!

Bilen ve inanan bir insan için bu ebedi ceza tehdidi öldürme eyleminden onları neden vazgeçirmemiş ya da vazgeçirememiş? Bir anlık öfkelerine kapılmışlardır demeyin lütfen. 48 cinayetten bahsediyoruz, hepsi mi böyle Allah aşkına! Kaldı ki bir anlık öfke bile olsa Allah’a iman, ahirete iman ona engel olmadı değil miydi?

Bana göre insanın ne zihninde ne kalbinde ne bedeninde ne de vicdanında hakkıyla yer etmeyen imanın yaptırım gücü yoktur. Yaptırım gücü olmayınca da işte karşımıza çıkan sonuç bu. Kur’an Mekke fethinden sonra güç karşısında boyun eğerek Müslüman olan bedevilerin iman ettik demelerine karşı; “Hayır siz iman ettik demeyin, belki teslim olduk deyin!” derken tam da buna işaret ediyor. Burada da söz konusu olan insanın vicdanında hakkıyla yer bulmayan iman ve bunun adı Üstad’ın tabiriyle “taklidi iman” ya da Fethullah Gülen Hocaefendi’nin tabiriyle ‘Kültür Müslümanlığı.’

Hocaefendi der ki: “… duygu, düşünce ve tasavvurların sağlam bir imana bina edilmesi, iman gerçeğinin İslami esaslarla derinleştirilmesi ve kalbin kadirşinas ölçüleri ile İlahileştirilmesi şarttır.”

14 asırlık İslam tarihi geçmişimizde bunun gerçekleştiği zamanlarla bugünleri mukayese edin isterseniz. Bizim bugün büyük oranda ne duygu, düşünce ve tasavvurlarımız sağlam bir imana bina edilmiş ne iman amel ile derinleştirilmiş ne de kalb evrensel kabule mazhar ölçülerle tezyin edilmiş. Böyle olunca netice ortada.

Son olarak ‘İman tek başına bu cinayetleri engelleme kapasitesine sahip mi?’ sorusu aklınıza gelmiş olabilir.  Bana göre hakiki iman sahip ama bununla beraber kadın cinayetlerini önleme adına toplumun ve devletin alması gereken sair önlemlerin de rolünü inkar edemem. Nitekim haberlerde bu 48 kadın cinayetindeki ortak paydanın devletin korumasının yetersizliğine işaret ediliyordu.

İyi de toplum ve devlet nerede?

Cevabını bildiğiniz soruları bana sormayın lütfen! Onu Türkiye’dekiler yaşayarak, yurt dışında olan bizler okuyarak ve izleyerek biliyoruz zaten.

6 YORUMLAR

  1. Öldürmenin sebebini sadece imanın az,çok var olması üzerinden veya müslümanlık üzerinden değil sosyloji psikolojisi bilimi açısından öncelikli değerlendirilmesi iman ve müslümanlık meslesini bu bilimlerin içerisinde birer neden olarak ele almak lazım. Evrensel ahlaki değerlerin var olması insanda dinden önce geliyor. Din bu değerleri tekamül ettirp zirveye oturtuyor. Efendimiz (S.A.V.)e İslam gelmeden önce bütün halk ona el-emin diyorlardı. Ahlak timsaliydi. Şimdi İman sahibi bir çok insan ahlak ve evrensel etik değerler de olmadığı için besmele çekerek, namaz kılarak, kuran okuyarak hırsızlık, yapıyor, rüşvet yiyor, zulüm yapıyor.

    • Kesinlikle yazar ucmus. Kadin cinayetleri ne dinin ne dinin yanlis yorumlanmasinin hic bir alakasi yok.

      Ayrica dindarlik claim etmeyen insanlarin oldurdugu kadin sayisi ile dini saiklerle (iddia ederek) kadina zarar veren insanlarin arasindaki farki ortaya koymak gerekir.

    • Hasan hocam, evrensel etik degerler diye bir sey yok!

      Siz bir ameli insanlik icin yapmassiniz. Allah icin yaparsiniz.

      Butun epistemoloji Allah’a aittir. Ahlak Peygamber Efendimizin bizzat yaotigi ya da koydugu olculerdir.

      • Hocam tamam Her şey Allah’a aittir amenna. Vahiy gelmeden önce Peygamberimizin (S.A.V) var olan ahlaki değerleri nereden buldu ve nasıl uyguladı o zaman? İnsanların dinle tanışmadığı dönemler olmaıdı mı? Peygamberlerin olmadığı dönemlerde insanlar nasıl yaşadı? Ahlaki hç bir değerleri değerleri yokmuydu uygulamıyormuydu? Hiç mi ortada değer yoktu? İnsanlar var olan bütün bilgi ve değerleri peygamberlerden mi öğrendi? İnsanlar sosyal ilişkilerinde karşılaştıkları sorunlara çözüm üretme aşamasında edindikleri tecrübelerle bir değer üretme yetisi yok mu?

  2. Muhterem hocam bir sorum olacak?
    Müslüman bir kadın hristiyan ile ve Müslüman bir erkeğin hristiyan ile evlenmesi,
    ( hizmet gönüllerinde bir kızımızın hristiyan ile evlenmesi dolayısı ile )
    hüküm nedir?
    Saygılarımla, Teşekkür ederim efendim

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin