İktidarın küçük ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin belediye başkanları toplantısında açıklamalarda bulundu. Kobani davasında verilen cezalara karşı çıkmanın devlete ağır hakaret olduğunu savunan Bahçeli, siyasette yumuşama/normalleşme meselesine de yeni bir boyut getirdi: “Yumuşama beklentimiz usulde değil, üslupta olmaktadır. Öncelikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmaktır.”
Devlet Bahçeli, Ayhan Bora Kaplan soruşturması üzerinden ‘iktidara’ kumpas iddialarıyla ilgili de konuştu: “Özellikle altını çiziyorum ki kumpasçılarla işimiz olamaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız olamaz. Bu kalkışmaya neden olanların başı mutlaka ezilmelidir.”
Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
31 Mart seçimlerinden yüz akıyla çıktık
- 31 Mart seçimlerinin kendine özgü şartları içinde partimiz ve Cumhur İttifakı başarıya ulaşmış, seçimlerden yüz akıyla çıkmıştır. Somut sonuçlar başkaca bir yoruma yer bırakmamıştır. MHP’nin oy oranına yönelik karalama çabalarının hiçbir değeri yoktur. Belediye başkanı seçiminde tezahür eden oy verme eğilimi ile il genel meclisi oy verme eğilimi farklıdır.
- 4 yıllık seçimsiz döneme girilmiştir. Türkiye, seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır.
- Birisinde aday profili baskın iken diğerinde parti kimliği ön plandadır. MHP yüzde 16.64 oy ile önemli bir gelişme kaydetmiştir. Cumhur İttifakı oy oranı da yüzde 48.8’dir. Başarımızı hazmedemeyenler abuk sabuk konuşsa da milletimiz hükmünü vermiştir.
Normalleşme ve yumuşama çağrıları sözde kalmamalı
- Normalleşme, yumuşama çağrıları sözde kalmamalıdır. Milli birlik hissiyatının tahkimi, halka halka genişleyen sosyal, ekonomik ve yasal reformların takviyesi önümüzdeki asıl gündem konusudur. Temiz toplum, temiz siyaset için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Önümüzdeki süreç herkes için dürüstlük testi mahiyetindedir.
Kobani davası yorumu: Terörist Demirtaş!
- Terörü bir hak arama vasıtası görenlere makul bakış, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunu işlemiş olanlara hoşgörü ile bakmak, dış tehditlerle yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak tükeniştir. Terörist Demirtaş’ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına itiraz etmek, devlete ve millete en ağır hakarettir.
- Mesele milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz usulde değil, üslupta olmaktadır. Öncelikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmaktır.
Kalkışmaya cüret edenler
- Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Siyasette yumuşama sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanmalıdır ancak yumuşama altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli. Özellikle altını çiziyorum ki kumpasçılarla işimiz olamaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız olamaz. Devletin içinde hukuk dışı yapılanması olan, kendi tarikatları dışında kim varsa fişleyip nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez.
- Türkiye bir hukuk devletidir. Devlet hukukla yollarını ayırırsa çeteden farkı kalmaz. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Hiç kimse karanlık senaryolarla, gizli tanık ifadeleri ile üstlendiği görevi kötüye kullanarak barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Bu kalkışmaya neden olanların başı mutlaka ezilmelidir.
Bu Bahçeli katil mi ezmekten bahsediyor