MHP lideri Devlet Bahçeli, İmamoğlu hakkındaki iddianamelerin ekim ayında hazır olması gerektiğini söyledi. Öcalan’ın çağrısına vurgu yaptı. Ahmet Türk’ün göreve iadesini, Ahmet Özer’in tahliyesini istedi. Erdoğan’ın adaylığına destek veren MHP lideri ayrıca, “Bana kalsa yarım saat içinde sosyal medyayı kapatırım.” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uzun süre sonra ilk kez röportaj verdi. İktidara yakın Sabah Gazetesi’nden Tuba Kalçık’a konuşan Bahçeli, İmamoğlu ve diğer belediye başkanları hakkındaki soruşturmalara ilişkin, “Haklılar ise beraatleri sağlanmalı, suçlular ise gerekli cezayı almalılardır. Ekim ayı içerisinde iddianameler hazırlanmalı, kamuoyu ile paylaşılmalı ve mahkemeler başlamalıdır. Ve kısa zamanda da sonuçlanabilecek bir çalışma ortamına girebilmelidir. Bunu da yapabilecek çok değerli yargı mensubu var, bunlara da güvenmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
CHP’nin İBB soruşturmasında davaların canlı olarak yayımlanma talebine destek verdi: “CHP’li yöneticiler ısrar ediyor yayınlansın diye. Bizce bir mahzuru yok. Türk halkı görsün her şeyi. Akşam beş tane konuşmacının tartışmalarıyla zihinleri bunaltacağı yerde, yargının önündeki gelişmeler karşısında halkın bir sonuca varması daha doğru olur.”
“15 Eylül’deki CHP davasından mutlak butlan kararı çıkar mı?” sorusunu yanıtlayan Bahçeli, “Bilemem tabii” diyerek şöyle devam etti: “Ama süreç başlamıştır. İl kongreleri, il kurultayları gibi şeyler birbirini tamamlayarak devam eder. Biz de geçmişte bunları yaşadık. Bizden de ayrı bir parti oluştu. Dış müdahalelerle başkaları yön vermeye çalışmamalıdır. Geçmişte bize de benzer bir müdahaleye yapmaya çalıştılar ama Allah’a şükür netice alamadılar.”
CHP’nin mahkeme kararlarına yönelik tutumunu eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti: “Yanlış buluyorum. Hukuka saygı duymak gerekir. Mahkeme kararını tanımıyoruz diye bir olay olmaz. Mahkeme bir karar verdiyse onu tanıyıp, kararın gereğini yapmaya çalışmaları gerekiyor. Toplumu bazı tartışma zemininden uzaklaştırıp daha karşılıklı anlayışa dayalı bir toplum yapısına kavuşturmaları gerekiyor.”
Gürsel Tekin’in kayyım olarak atandığı CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki tartışmalara ilişkin de konuşan Bahçeli, “Bu durum CHP’nin kendi iç meselesidir. Tartışmalar bizim meselemiz değil, onların meselesidir” ifadelerini kullandı.
Kişisel dostluk değil, makama saygı
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’la olan ilişkisini değerlendiren Bahçeli, desteklerinin kişisel dostluk değil, makama duyulan saygıdan kaynaklandığını söyledi. Erdoğan’ın görevine devam etmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanımızla dostluktan ziyade bulunduğu makama karşı MHP’nin gösterdiği bir özen ve saygı vardır. Bu saygı samimiyetle karşılıklı olduğu zaman da birlikte düşünme ve paylaşma noktasına sizi taşır. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımıza tam destek veriyoruz. Türkiye 2 dönemden bu yana çok kritik aşamalardan geçmiştir. Özellikle 15 Temmuz ve sonrasında Cumhurbaşkanımızın değerli çalışmaları ülkemiz için yararlı olmuştur. Sosyal ve ekonomi meselelerinde sıkıntılar olabilir ancak bunlar aşılmayacak konular değil. İleride şartlar ne olursa olsun Sayın Cumhurbaşkanımızın görevine devamından yanayım. 2028’de de devam etmeli. Eğer tekrar bir cumhurbaşkanlığı adaylığını düşündüğü zaman MHP olarak tam desteğimizi vereceğiz.”
Bahçeli, başlattığı İmralı Süreci’ni de değerlendirdi. Erdoğan’ın bu konuda büyük bir hassasiyetle çalıştığını belirten Bahçeli, ilgili bakanların da sürece katkı sunduğunu vurguladı. Meclis’teki 51 kişilik heyetin, siyasi partiler ve STK’larla iş birliği içinde çalıştığını söyledi: “Bunlar devlet politikası olarak işi çok kararlı ve tutarlı şekilde sonuçlandırmak için atılmış sağlıklı adımlardır. Komisyonda mutabakata varılmış olan hususlar Meclis’e, Meclis Başkanlığımızın yönlendirmesiyle aktarılırsa Meclis’te bu konular tartışılır ve yasalaşacak konular yasalaşır, mutabakata varılacak konular üzerinde bir kez daha durulur. Netice itibarıyla terörsüz Türkiye başarılı şekilde sonuçlandırılır.”
Ahmet Özer tahliye edilmeli
“Eğer Türkiye barış sürecine girdiyse Ahmet Özer’in tahliye edilmesi gerekiyor.” diyen Bahçeli şunları ifade etti: “Meclis’teki komisyonda her şey değerlendiriliyor. Barış tek kanatlı bir kuş değildir. Barışı uçurabilmek için ikinci kanadının da olması gerekiyor. Barışın tek kanadı Öcalan tarafından gerçekleştirilmiştir, PKK feshedilmiş ve silahlar bırakılmıştır. Şimdi beraberce yaşayabilmenin şartlarının neler olması gerektiği aşamasına gelinmiştir. Meclis’teki komisyon verimli çalışmasına devam ediyor. Ahmet Türk, Mardin Belediye Başkanı’ydı ama görevden alındı. Türkiye’de barışın ve huzurun sağlanabilmesi için PKK ile diyalogların kurulması konusuna katkı sağlayan biri. Böyle bir durum karşısında Ahmet Türk görevine iade edilmeli. Belediyesiyle kavuşması gerekir. Kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Aynı şekilde Ahmet Özer de öyle. Eğer belediyede bir yolsuzluk ya da yasadışı davranışlar var ise bu ayrı bir konudur. Ama geçmişte PKK ilgili bazı düşüncelerini kamuoyu ile paylaşması ayrı bir konudur. Eğer Türkiye barış sürecine girdiyse Ahmet Özer’in tahliye edilmesi gerekiyor. Yolsuzluk gibi bir durum varsa gerekli cezayı da almalı. Bu iki konuyu birbirinden ayırmalıyız.”
Suriye’deki gelişmeleri değerlendirirken Bahçeli, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklamasına işaret etti: PKK’nın kurucusu Öcalan, 27 Şubat’ta bir açıklamada bulundu. Topluma kendini çok net ifade etmiştir. Kendi kitlesine de net ifade etmiştir. Konuşmasının da arkasında durmuştur. PKK feshedilmiş ve silahlar bırakılmıştır. Dolayısıyla PKK ve buna bağlı bileşenler nerede var ise Öcalan’a tabi olmak, ona saygı duymak ve onun talimatları doğrultusunda hareket etmek mecburiyetindedir. Ayrı baş çekmek, Öcalan’ın dışındaki bazı çevrelerin kontrolüne girmiş olarak kabul edilir. Bu durumda biz de Öcalan’ın aldığı kararların uygulanması noktasındaki kararlılığımızı sürdürürüz.
Sosyal medyayı yarım saatte kapatırım
Bahçeli, sosyal medyanın aile yapısını ve toplum barışını bozduğunu savunarak radikal bir öneride bulundu: “Sosyal medyanın kökü kazınmalı. Hem aile yapımız hem toplumsal barışımız hem de dayanışmamız ve yeni neslimizin sağlıklı yetişmesi açısından dikkatli olunması gerekiyor. Bana kalsa yarım saat içinde sosyal medyanın hepsini kapatırım.”
trde yargının kimden emir aldığı belli