Derbide gol yok, sıkı mücadele var

HABER YORUM | HASAN CÜCÜK 

Geçen sezon aradığını bulamayan iki takımın mücadelesinden beklenti, her zaman olduğu gibi “şanlı tarihlerine” yakışan mücadeleydi. Galatasaray son dönemde evinde yenmekte zorlandığı Fenerbahçe’yi bu sezon da galip gelemeden uğurladı. Fenerbahçe’de ise duygular karışıktı. 21 yıl aradan sonra ilk kez geçen sezon Kadıköy’de mağlup olduğu rakibini yenip yaşadığı düşüşten çıktığını göstermek istiyordu. 90 dakika sonunda skor tabelası başladığı gibi bitti. Mücadele üst düzey geçti, Fenerbahçe gelecek adına umut verdi.

Seyircisiz maç oynamanın gazı kaçmış gazoz içmek gibi olduğunu söyleyelim. Yayıncı kuruluşun verdiği seyirci efekti oldukça suni. Sit-com dizilerindeki yerli yersiz gülmeler gibi. Tribündeki taraftar pozisyona göre heyecanlanır, tepki verir, sonunda hayal kırıklığı ya da sevinç yaşar. Yapay seyirci efektinde ise tekdüze bir tezahürat var. Zaman geçtikçe itici hâle geliyor. Umarım pandemiyi çabucak atlatırız. Seyircisiz futbol, oyuncular için olduğu gibi televizyondan seyreden için de keyifsiz.

Maç yorumuna geçmeden bir parantez de statların zemini için açmalıyım. 1980’li yıllarda ne statlarımız ne zeminleri Avrupa kalitesindeydi. Avrupa kupaları için ülkemize gelen ekiplerin yorumu “patates tarlası gibi” olurdu. Kışın sahalar çamur deryasına dönerdi. 2000’li yıllarda Fenerbahçe ile başlayan yeni stat furyası diğer takımlara da uğradı. AKP, Anadolu takımlarına stat hediye ederken, karşılarında kendilerine hiç ses çıkarmayan yönetimler oluşturdu. Modern statlara kavuştuk ama zemin konusunda hâlâ karnemiz kötü.

Dün akşamki derbide de zeminin ne denli kötü olduğunu gördük. Daha sezonun 3. haftası ama berbat bir zemin var. Daha burada onlarca maç oynanacak ve kış ayları geçirilecek. 1980’li yılların zeminlerine dönersek şaşırmayın. Ve bu problem sadece Türk Telekom Stadı’na özgü değil, 21 Süper Lig ekibinin hepsinin sahası bu şekilde.

Gelelim maça… Ligin ilk iki haftasında oynadığı futbolla derbinin favorisi sarı-kırmızılı takımdı. Fenerbahçe hem deplasmanda oynayacaktı, hem de yeni kadrosu henüz oturmamıştı. Sahaya çıkan ilk 11’de geçen sezondan sadece 4 oyuncu var. Altay, Ozan, Deniz Türüç ve Luiz Gustavo. Bir başka deyişle yepyeni bir Fenerbahçe’ydi karşımızdaki. Oyuncular birbirine alışmamıştı ama Süper Lig tecrübesi vardı. Gökhan Gönül, Jose Sosa, Caner Erkin ve Thiam yeni Fenerbahçe’de Türkiye ligini iyi bilen oyuncular.

Hem ligin ilk haftaları olduğu için hem de önemli bir maç olduğu için, iki ekip de ilk dakikadan itibaren stratejilerini gol yememe üzerine kurdu. Derbide ilk golü bulanın psikolojik üstünlük sağladığının farkındalardı. Kenar yönetimleri, rakiplerinin etkili oyuncularını kilitleme yolunu seçti. Sahada boşluk kalmayınca mücadele gücü yüksek bir maç ortaya çıktı.

Galatasaray’ın gollük pozisyonlarında ise kaleci Altay geçit vermedi. İkinci devre oyuna hâkim olmasına rağmen Fenerbahçe gol pozisyonu bulmada sıkıntı yaşadı. Valencia ve Samatta gol yollarında henüz Vedat Muriqi’nin boşluğunu doldurabilmiş değil. Ancak özellikle Valencia, sonraki haftalarda önemli işlere imza atacağı izlenimi verdi. Samatta içinse yorum yapmak için çok erken. İlk kez formayı giydi. Premier Lig tecrübesini Süper Lig’e taşırsa, Fenerbahçe’nin adına tezahüratlar besteleyeceği bir oyuncuya dönüşür.

Fatih Terim ve Erol Bulut’un iki ilginç tercihi vardı. Terim, sol bekte sağ ayaklı Martin Linnes’i, Erol Bulut da sağ açıkta sol ayaklı Denir Türüç’ü oynattı. Linnes, alışık olmadığı pozisyonda sarı-kırmızılı takımın en iyisi olurken, Deniz Türüç kumarı pek tutmadı. Kayda değer tek hareketi uzaktan çektiği şutun kale direğini yalayıp geçmesi oldu. Ferdi Kadıoğlu yerine Deniz tercihi sürprizdi. İki yıldır stoper sıkıntısı çeken Fenerbahçe’nin bu problemi Tisserand-Lemos ikilisiyle çözmüş olduğunu gördük. Özellikle Lemos, yerinde müdahaleleriyle güven verdi.

Galatasaray cephesinde kaleci Fatih’e pek iş düşmedi. Göbekte oynayan Marcao-Luyindama ikilisi hatasızdı. Hava toplarında rakiplerine göz açtırmadılar. Belhanda ve Feghouli’nin sahada gezindiği derbide Arda Turan istekliydi. Arda’nın uzun zamandır futboldan uzak kalmış olması, oyun içinde konsantrasyon ve istikrar problemi oluşturuyor. Hırslı ancak 33 yaşındaki bir oyuncunun sadece bu özelliği ile öne çıkması çok zor. Falcao yeterli desteği göremeyince ilk iki haftadaki performansından uzak kaldı.

Sessiz derbi, yapay da olsa gol sesi çıkamadan bitti. Yenilenen Fenerbahçe, ilerisi için umut verdi. Galatasaray oturmuş kadrosuyla bu sezon daha da iyi olacağını gösterdi. Hakem Ali Palabıyık sarı kartlarda cömert davrandı ama sonucu etkileyecek bir kararı olmadı. Herhalde uzun bir aradan sonra gol olmasa da sadece futbolun konuşulduğu bir derbi yaşadık.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin