İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME
Ülkenin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Süleyman Soylu’nun 14 Mayıs seçimleriyle ilgili son açıklaması dehşet vericiydi. Demokrasinin ‘olmazsa olmazı’ seçimin ‘siyasi darbe girişimi’ olduğunu söyledi. Fatih’teki İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nı ziyaretinde konuşan Soylu, “Şimdi buradan söylüyorum; 14 Mayıs siyasi darbe girişimidir. Bu kadar açık ve net! 14 Mayıs 2023, Batı’nın siyasi darbe girişimidir.” dedi.
Bu sözlerin tevile ihtiyacı yok! Soylu’ya göre tarihini bile kendilerinin belirlediği seçimde halkın sandık başına giderek Anayasal bir görevi yerine getirmesi siyasi bir darbe girişimi! Aklı başında olan hiç kimse bu açıklamayı yapmaz, yapamaz. Hele hele demokrasiye en fazla sahip çıkması gereken bir siyasetçinin böyle bir açıklama yapmasının izahı yok.
Millet AKP’ye oy verirken seçimler demokrasinin gereği; diğer partilere oy verirse siyasi darbe, öyle mi?
Süleyman Soylu’nun sözleri korkunç ama sürpriz değil…
ERDOĞAN: BUNLARA MEMLEKETİ TESLİM EDEMEYİZ
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir çok defa yönetimi muhalefete teslim ‘edemeyeceklerini’ söylemişti. İki yıl önce “İstikametini kaybetmiş, avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz.” demişti.
Geçtiğimiz ay ise “3-5 oy daha fazla kapmak için bölücü örgütün siyasi uzantıları dahil tüm marjinal yapılarla iş tutmaktan çekinmeyenlere bu milletin geleceğini emanet edemeyiz.” ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamasından bir kaç gün sonra ise Gaziantep’te yaptığı mitingde, muhalefeti terörize ederek, “Bunların demokrasiyle falan yakından uzaktan alakası yok. Bunlar teröristlerle el ele yol yürürler. 14 Mayıs’ta bunları Cudi’ye, Gabar’a, Besler Deresi’ne gömmeye var mıyız? Geçmişte gömdük, yine gömeceğiz.” diyen de Erdoğan’dı…
BİNALİ YILDIRIM: İŞGALCİLERE KARŞI BİR SEÇİM!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım’ın önceki gün Yozgat’ta yaptığı konuşmayı da hatırlatmak lazım. Şöyle diyor Yıldırım: “Bu seçim ne seçimi biliyor musunuz? Bu seçim işgalcilere karşı, istiklal mücadelesi seçimidir!”
Binali Yıldırım’a göre muhalefet ‘işgalci’. Bu durumda muhalefete oy verenler de ‘işgalci destekçisi’ yani hain oluyor! Ne dediğinin, sözlerinin ne anlama geldiğinin farkında bile değil! Bir dönem ‘başbakanlık’ koltuğuna oturmuş bir siyasetçi, kendi ülkesinin yarısını ‘hain’ ilan ediyor!
Ülkenin Adalet Bakanı olan Bekir Bozdağ da önceki gün 14 Mayıs tarihinde gerçekleşecek seçimlerin, ‘şampanya patlatanlarla, temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler’ arasında olacağını söylemişti…
Rejim temsilcilerinin dilinin ayarı kaçtı! AKP’ye oy vermenin ‘imanın’ gereği olduğunu bile söylüyorlar kapalı kapılar ardında. Camilerde artık imamlar açıktan iktidara oy istiyor. Devletin bütün imkanları seçim için pervasızca seferber edilmiş durumda…
Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? İktidarın dili neden bu kadar çirkinleşti? Milleti kutuplaştırmanın, ülkenin bir yarısının diğer yarısına düşman edilmesinin sebebi ne?
Sıkıştılar!
Anket sonuçları kötü geliyor. Erdoğan’ın ilk turda kazanma ihtimali yok. Kemal Kılıçdaroğlu ise ilk turda bile alabilir ama o da düşük bir ihtimal. Bütün anket sonuçlarına göre Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin sayesinde seçim büyük ihtimalle ikinci tura kalacak. Bu durumda ise beklediği oranda ‘çalamazsa’ Erdoğan’ın kazanma ihtimali bulunmuyor. İki ismin yarıştığı ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde 54-55’lerde çıkıyor.
Erdoğan’ın ciddi sağlık sorunlarına ve devasa boyutlara ulaşan ekonomik krize değinmiyorum bile…
Rejim tamamen köşeye sıkışmış durumda… 14 Mayıs rejim ve avaneleri için bir ölüm kalım meselesi haline geldi…
Bütün bunları iktidar temsilcileri de biliyor ve kendileri için gelen ‘felaketin’ farkındalar. Ne yapıp edip iktidarı ‘vermemenin’ hesaplarını yapıyorlar. Öyle ya da böyle; menfi bir durumda seçim sonuçlarını tanımayacaklar…
Bunun zeminini şimdiden hazırlıyorlar. Yarın sandıktan istemedikleri bir sonuç çıktığı zaman, ‘bu bir darbe’ diyecek ve halkı sokağa çağıracaklar. İç savaş çıksın istiyorlar; binlerce insanın ölmesi umurlarında bile değil. Yeter ki iktidarı kaybetmesinler; ülkenin tamamı yansa umurlarında olmaz ve olmayacak…
Muhalefeti sürekli ‘terörle’ suçlamalarının, öyle olmamasına rağmen HDP’yi sürekli Millet İttifakı’na dahil etmelerinin sebebi bu… “HDP de Millet İttifakı’nın içinde, dolayısıyla iktidarı onlara (teröristlere) devredemeyiz.” diyecekler…
YSK da ellerinde. 14 Mayıs akşamı bir oldu bitti ile Erdoğan’ın kazandığını ilan etse kim ne yapacak?
Çok sıkıntılı bir süreç var önümüzde. İşin iyi tarafı şu; bu sürecin temel belirleyicisi ise muhalefet olacak… Ya her şeyi göze alarak milletin oyuna sahip çıkacaklar ya da tıpkı Muharrem İnce gibi ‘Adam kazandı’ diyerek verilen emanete ihanet edecekler…
‘Seçim’ onların…