Bozdağ’dan KPSS savunması: ‘Kimsenin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diyebileceği bir şey yok’

Soruların sızdırıldığı iddiasıyla iptal edilen KPSS skandalına ilişkin konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ”Herhangi bir muhalefet partisi genel başkanı, siyasetçi veya kamuoyundan birinin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diye söyleyebileceği bir şey yok.” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yandaş Akit TV’de katıldığı Ankara Kulisi programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

KPSS sorularının sızdırıldığının iddia edilmesi ve ardından sınavın iptal edilmesini değerlendiren Bozdağ şöyle konuştu:

“Öncelikle burada olan hadisenin önemli ve büyük bir hadise olduğunun altını çizmekte fayda var. Çünkü sınava giren on binlerce, yüz binlerce gencimizin geleceğiyle ilgili son derece önemli bir sınav. Bunun doğruluk, dürüstlük ilkelerine uygun bir biçimde yapılması devletin vazifelerinden bir tanesi. Devlet bunu temin edecek ve burada herhangi bir gölge, şaibe, endişe olmayacak, olmaması da icap eder. Onun için son sınavdan sonra ortaya çıkan tartışmalar nedeniyle burada bir, vatandaşlarımızı rahatsız eden insanımızın gönlüne şüphe düşüren, tereddütleri çoğaltan durumlar ortaya çıkınca Cumhurbaşkanımız derhal duruma müdahale etti. Yapılması gereken nedir işte öncelikle ÖSYM Başkanını görevden aldı. Evet, çünkü soruşturmanın sağlıklı yürümesi bakımından önemli. Devlet Denetleme Kurulunu derhal devreye soktu. Arkasından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyu bütün boyutlarıyla soruşturmak ve aydınlatmak için bir soruşturma başlattı ve soruşturma kapsamında delillerin karartılmasını önlemek için bir takım adli kararlar alındı ve bunlar uygulandı. ÖSYM Başkanı değişti. Yeni ÖSYM Başkanı atandı ve sınavda iptal edilerek yeni bir sınavın yapılması kararlaştırıldı.”

‘YAPMASI GEREKEN NE VARSA HÜKÜMET HEPSİNİ TEK TEK YAPTI’

KPSS sorularının çalındığı iddialarının hiçbir tereddüde, şüpheye ve gölgeye mahal bırakmayacak bir şekilde soruşturmanın hem idari açıdan Devlet Denetleme Kurulu vasıtasıyla hem de adli açıdan savcılık vasıtasıyla yürümesinin son derece önemli olduğunu söyleyen Bozdağ, “Bir diğer durum da gençlerimizin onca emeklerinin boşa çıkmaması. Bazılarının haksız bir başarı elde etmemesi, herkesin hakkı olan sonucu elde etmesi için atılması gereken adımlar da atıldı. Sınav iptal edildi. Burada hükümetin yapması gereken ne varsa hükümet hepsini tek tek yaptı. Ben buradan herhangi bir muhalefet partisi genel başkanı veya siyasetçi veya kamuoyundan birinin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diye söyleyebileceği bir şey yok. Hemen hepsi yapıldı” diye konuştu.

‘DELİLLERİN TOPLANMASI İÇİN CİDDİ ADIMLAR ATILDI’

KPSS sorularının çalındığı iddiası üzerine yürütülen çifte soruşturmada Devlet Denetleme Kurulunun devrede olduğunu anımsatan Bozdağ, “Adli tahkikat başlatıldı ve delillerin toplanması için ciddi adımlar atıldı ve bundan sonraki süreçte de bu kararlılıkla bu olayın esasında ne varsa maddi hakikati bütün boyutlarıyla ortaya çıkacaktır. Elbette burada kastı, kusuru olan var ve burada birtakım terör örgütlerinin parmağı var veya başka başka şeyler var ise bunlar da delilleriyle ortaya konduğu takdirde bunlarla ilgili de gereğini yapacağını, adalet terazisinin bu meselede dosdoğru tartıp herkese hak ettiğini vereceğinden hiç kimsenin şüphesi olmaması lazım” ifadelerini kullandı.

 

1 Yorum

  1. Çok konuşmuş ama soruların nasıl çalındığını anlatmamış. Belli ki terör örgütlerin arkasına saklanacaklar. Bekir suçluları ortaya çıkarmak yerine terör örtüsünü getirecek ve ösym nin üzerine serecek. Sonra insanlara diyecek ki olayı çözdük bakın terör örgütleri yapmış diyecek. Herkes bakacak gerçekten de terör örgütlerin örtüsünü görecek. Tamam diyecek türkler, bunu terör örgütleri yaptı diyecek. Sonra bekiri kahraman ilan edecek ve alkışlayacak. Çünkü bekir tıpkı hulusinin darbecilerle boğuşması gibi terörle yaka paça olmuş ve olayı aydınlatmış olacak. Çünkü suçlu diye ösym ye baktığında ösym üzerini terör örtüsü ile örttüklerini görecekler. Aaaa gerçekten terör örgütü yapmış diyecekler. Çünkü hangi sorumluya baksa üzerinde terör örtüsünü görecek. Bekir bakın diyecek terörü gördünüz mü diyecek. İnsanlar da inanacak, aaaa evet diyecek. Kusura bakmayın biz sizi yanlış anlamışısız diyecekler. Böyle insana böyle sahtekar yönetici, birbirini bulmuşlar.

    Bu saçma kısır döngüden kurtulma şansı zor. Düğüm olmuşlar. Ne o ondan vazgeçebiliyor ne o terörün arkasına saklanmaktan vaz geçebiliyor. Birinin sahtekar yöneticinin arkasına saklanmaya ihtiyacı var, diğerinin de terörün arkasına saklanmaya ihtiyacı var. Çünkü kimse terörist veya sahtekar olduğunu kabul etmek istemiyor. Yöneticiler terörist olduklarını kabul etmek istemediklerinden terörün arkasına saklanıyorlar ve terör kimliklerini korumuş oluyorlar. Yoksa dünyada hangi millet teröre sempati duyabilir ki? Yani teröriste destek veren insan dünyada başka var mı? İnsanlar terör kılıfına inanarak yani teröristlerin aslında terörist olmadığını, terörün fetö ve pkk olduğuna kendilerini inandırıyorlar. Bu sayede insanlar açıktan teröre destek vermekten kendilerini kurtarmış oluyorlar. Yani teröriste inanıyor gibi yaparak teröristin terörist olmadığı şeklinde kendilerini kandırıyorlarmış. Neden insanlar teröriste destek vermek zorunda hissediyorlar kendilerini? Yani neden terörist ile bu bağı kopartmıyorlar? Neden bu utançtan artık kurtulmuyorlar? Eğer laikler ve müslümanlar islamcılara siz teröristsiniz derlerse o zaman teröristlerin cemaati yok etme planı ve batıdan uzaklaşma planları çöker. Batının değerleri, dini değerler, ahlaki değerler, tarihi değerler hepsi insanların yaşamında insanlara ağır gelen şeylerdir. İnsanlar bu değerleri çoktan bıraktılar. Bu değerler şekilcilikten öteye geçmiyordu. İnsanlar bu değerlerin yaşatılmaya çalışılmasından rahatsız oldular. İnsanlar ne batı evrensel değerlerini ne dini değerleri istemiyorlardı. Zaten ışide verilen desteğe laiklerin bile ses çıkarmaması dini değerlerin küçük düşürücü seviyeye inmesini istemelerindendir. Başka bir sebepten dolayı tepki vermiyorlarsa o zaman bir zahmet açıklasınlar. Demek ki insanların da bir çıkarı var. Yeni rejim hem dini değerleri uzaklaştırdı hem batı değerlerini. O yüzden ittifak yaptılar. Değerleri yaşatmak yapıcılık gerektirir. Kendini nefsani duygulardan sıyırmayı gerektirir. Ama kimsenin böyle bir derdi yok. Değerler bir karakter inşa ettirir insana. Ve bu karakter bağlayıcı olur. Ama çıkarın ile karakterin çatıştığında insanlar karakterlerini bir seferde yıkmaktadır. Bu insanların devletin yıkılışını alkışlamasına denk gelmektedir. Devletin yıkılmasını insanlar yıkılma olarak okumadıklarına göre demek çıkar olarak okumaktadır. Artık üst benlik baskısı yok, önlerinde rol model kalmadı, toplumsal baskı yok, özgürler, hürler.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin