Savcılık müebbet istedi; Mahkeme, Altan kardeşler, Ilıcak ve Fevzi Yazıcı’nın tutukluluğuna ‘devam’ dedi

Ahmet Altan ve Mehmet Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 17 gazetecinin yargılandığı davanın 4. duruşması bugün İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişimine “subliminal mesajlarla iştirak etmekle” suçlanan gazeteciler arasında eski Zaman Gazetesi Görsel Yönetmeni Fevzi Yazıcı ve Zaman Tanıtım Pazarlama Müdürü Yakup Şimşek ile emekli polis Tuğrul Şengüler de bulunuyor. Davada Ilıcak 17, Altan kardeşler ise 15 aydır tutuklu.

Davada savcı nihai mütalaasını verdi. Savcı tutuklu sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcı tüm tutuklu gazetecilerin 309/1 uyarınca darbeye teşebbüs suçundan cezalandırılmalarını talep etti.

Mahkeme tutuklulukların devamına karar verdi, karar duruşması 12 Şubat 2018’te

Mahkeme ise gün içindeki duruşma sonunda tutuklu sanıkların tutukluluğuna devam kararı verdi. Mahkeme sanıkların mal varlıklarına tedbir talebini reddetti. Bütün kısıtlılık kararlarının kaldırılmasına da karar verdi. Gazetecilerin esas hakkında savunmaların alınacağı karar duruşması 12 Şubat’ta yapılacak, 16 Şubat’a kadar sürecek.

Duruşmadan notlar [CANLI ANLATIM]

Savcı mütalaasını açıkladıktan sonra Nazlı Ilıcak konuştu.

“Darbe iddiasıyla ilgili daha önce Yargıtay 16. Dairenin kararı kapsamında şiddet-cebir unsuru aranması gerektiğini söyledim!” diyen Ilıcak Güneri Cıvaoğlu’nun kendisi hakkında “darbelere muhaliftir” fikrini işleyen yazısından bölüm okudu.

Ilıcak, “Darbelerle mücadele ettim. Evet, yolsuzluk yapanların hesap vermesi gerektiğini söyledim. Fakat bütün gazeteler yolsuzlukları manşetinden duyurdu. Yolsuzlukla mücadele edilmesini, iddiaların soruşturulmasını istemek F…’ye hizmet midir? Dürüst gazeteci olduğum için yazdım. Ben hükümet devrilsin isteyemem. AK Parti’ye oyumu veriyordum. Sadece yolsuzluk iddialarının üstünün örtülmemesini istedim.” dedi

Ilıcak 15 Temmuz darbe girişiminden önce attığı tweetini de savunmasını yaparken okudu: “AB, cemaati terör örgütü gibi görmüyor. Daha yeni aynı haber yazıldı. Ben F…’yü terör örgütü olarak görüyorum. Sui generis bir örgüt, çok tehlikeli, devleti ele geçirmeye çalışan bir örgüt: Ben darbe olacağını bilmiyordum. F…’nün amacının devleti ele geçirmek olduğunu bilmiyordum. Arınç bile, Gül bile bilmiyordu. Amaç suç, devleti ele geçirmek, teokratik bir devlet kurmak. Benim böyle bir devlet isteyebileceğimi düşünüyor musunuz? Devletin ele geçirilmesine nasıl aracı olabilirim? Atama, terfi yetkim mi var? Bunların nasıl geldiğini atama yapanlara sorun. Birçok yerde F…’nün sınav hileleri ortaya çıktı. O şekilde yerleştiler. Bazıları da bunları iyiniyetli bir cemaat sanıyordu.

“Tahliyemi istiyorum”

“Benim tweetlerimin F…’nün devlete sızmasıyla ya da darbeyle ne ilgisi var? Ben hükümet devrilsin mi demişim? Hayır! F… Erdoğan’dan nefret ediyordu. Ben hiçbir zaman Erdoğan’dan nefret etmedim. Hakkımda açılmış tek bir hakaret davası yok. F…’nün amacını bildiğime, bu amaca yönelik suç işlediğime dair delil yok. Öncelikle benim suç işlemiş olmam lazım. Yolsuzluk iddialarına hedef olan bakanlar o zaman istifa ettirildi. Kafam karıştı; darbe idiyse bu bakanlar neden istifa ettirildi? Ben örgütün gizli amaçlarını bilmiyordum. Ben yolsuzluk konusuyla ilgilendim. Suçun subut bulmadığı gerekçesiyle beratimi, beraat vermezseniz yaşıma, 16-17 aydır tutukluluğuma binaen tahliyemi istiyorum.” dedi.

Eski Zaman Gazetesi Tanıtım Pazarlama Müdürü Yakup Şimşek savunmasına başladı

“Tam 498 gündür tutukluyum. Soruşturma savcısı Can Tuncay tahliyemi istemişti ama bu talep arada kaynadı. Atılı suçlarla hiçbir alakam olmadığını anlatan 34 sayfalık bir çalışma yaptım. Bu çalışmayı sizlere sunacağım. Suçlanmama neden olan bebekli reklam filmi ile hiçbir ilgim yok. Siparişi Ekrem Dumanlı verdi. Filmi Tibet Sanlıman yaptı.”

Yakup Şimşek tutuksuz sanık reklamcı Tibet Sanlıman’a suç konusu filmi kendisinin yaptığını mahkemeye anlatması çağrısında bulundu.

Yakup Şimşek, “Eğer reklam filminde bilinçli bir darbe çağrışımı varsa en büyük kazığı yediğimi, aldatıldığımı, kandırıldığımı söyleyeceğim. Kanunsuz suç olmaz. Ortada suç yokken alnıma terör örgütü üyesi damgası yapıştı.” ifadesini kullandı.
Şimşek terör örgütü üyeliğinden de hakkında ceza istendiğini sandığını söyledi ve ailesinin yaşadığı sıkıntıları anlattı.

Yakup Şimşek, “Gezi’de tencere tava çalan komşularıma karşı AK Parti’nin siyasi kampanya şarkısını çalıyordum. Tatlı bir atışma içindeydik.” dedi.

Şimşek suça konu reklam filminin senaryosunu Ekrem Dumanlı ile birlikte yazdığını söyleyen tanığın iddiasını reddetti: “Ben yazmadım. Benim tek yaptığım reklam filminin fiyatı konusunda pazarlıktı. Ekrem Dumanlı gazetenin reklamları konusunda tek söz sahibiydi. T. Sanlıman reklam filmini yapmadığını söylüyor. Umarım hayatındaki tek yalan budur. (Sanlıman’a hitaben) Biraz empati lütfen. Sormak isterim. Subliminal mesaj nedir? Subliminal mesaj nasıl verilir? Bir kere reklamdaki bebek yeni doğmuş bebek değil. Reklam filminin yayınıyla darbe arasında 9 ay 10 gün değil, 9 ay 14 gün var. Benim gibi iki koyunu güdemeyen, hattâ birisinin çakal olduğunu anlayamayan bir baldırı çıplak darbeyi önceden nasıl bilsin? Darbede şehit olmuş, gazi olmuş olanlar ve yakınları için şahsen yapabileceğim ne varsa bana görev verin, gani gani ifa edeyim”

Yakup Şimşek savunmasını hazırladığı notlardan okuyarak sürdürüyor ve suça konu Zaman reklam filmi üzerinde duruyor.

26. ACM Başkanı #NazlıIlıcak’ı talep ettiği 15 dakikanın üzerine çıkması üzerine uyarmıştı. #YakupŞimşek’in savunması bir saattir sürüyor.

Yakup Şimşek savunmasını “tahliye ve beraat” talebiyle sözünü tamamladı

‘KALP KRİZİ GEÇİRDİM; HASTANEYE 6 SAATTE GÖTÜRDÜLER’

İfade verme sırası gelen Şükrü Tuğrul Özşengül savunmasına başladı: “Subliminal mesajlar vererek darbeye iştirak etmekle suçlanıyoruz. Oysa ben Gezi’yi eleştirmiştim. Ben devletin çocuğuyum. Hiçbir zaman da devletime karşı olamam. Benim geçmişim ortada, yazdıklarım ortada. Darbe girişimi sürerken televizyonda “Annemin ölüm haberini almış kadar üzgünüm” dedim. Üzüntümü böyle ifade ettim. F…’çılar yıllarca paralel devlet yapısıyla her türlü haksızlığı yaptılar. Ben polis teşkilatında neler çektim. F…..’çıların haksızlıklarını zaten biliyorduk, ben ne diye F…..’çı bir darbe için çalışayım? Tam tersine! Darbecilik iddiası benim üzerime asla yapışacak bir iddia değildir. Reddediyorum, kabul etmiyorum. Delili olamaz. Ben nasıl polislerin şehit edilmesine vesile olabilecek bir darbeye destek veririm? Yıllarca bu çocukları yetiştirdim. Bu kadar basit olmamalı Türkiye’de bu işler! Ağırlaştırılmış müebbet istiyorsunuz. İdam olsa idam isteyeceksiniz. 20 gün önce kalp krizi geçirdim. Şu anda iki stent var damarımda. Hapishaneden acile 6,5 saatte gittim. Tutukluluk bu! 23’e 18 tansiyonla hastaneye yattım. Yoğun bakımda kelepçelendim. Hapishaneye dönünce 5 gün kalp ilacım verilmedi.”

26. ACM Başkanı Özşengül’e “sen” diye hitap ederek sözünü kesti: “Hastalığını bize anlatma, savunma sadedinde kal.” dedi.

Özşengül sözlerini şöyle bitirdi: ” İkinci defa kriz gelirse kurtulamayabilirim. Tutuklu kalmam ölüm fermanımı imzalamanızdır. Tahliye talep ediyorum.”

Mehmet Altan savunmasına başladı

Avukat Ergin Cinmen müvekkili Altanları uyardı: “Son savunmamızı bugün yapmıyoruz.” dedi.

Mehmet Altan şöyle başladı: “18 sayfalık mütalaayı görmeden kendimi nasıl savunabilirim? Ama bugünkü duruşmayla ilgili şeyler söyleyeceğim.Okuduğunuz ByLock raporu konusunda Adalet Bakanına mektup yazdım. ByLock raporuyla ilgili avukatlarım suç duyurusunda bulundu.”

Mehmet Altan kendi adının seçilerek, şüphe yaratma gayesiyle metinde bırakıldığı ByLock raporuna karşı avukatlarının dilekçesini okudu. Altan ByLock raporunda adı geçen ama okunmayan isimleri okudu ve “aydın” oldukları için diyalog aranan isimler olduğunu söyledi.

Mehmet Altan ByLock raporunda cımbızlama ve karartma yapılmasını eleştirdi: “Lekelenmeme hakkı ve masumiyet ilkesi ihlal edilmiştir.” dedi. Altan duruşmada Adalet Bakanı Gül’e yazdığı mektubu okuyor. “Vahametin bu kanıtını arşive geçsin diye size de gönderiyorum.” dedi.

Altan darbe suçunda cebir şiddet aranması gerektiğini hatırlattı: “Cebir şiddet olmayan bir programa (tv programı) müebbet istemek içtihada aykırı. AİHM de bu yapılan işin AİHS’e aykırı olduğunu biliyor. 15 aydır biz hep bu ihlallerle tutuluyoruz. Peki ama neden? Yatırmaya devam etmek isteyen bir irade varsa birazdan bunu göreceğiz, yok hukuk uyanmışsa beni burada tutmanıza imkân yok. Talebim var, şikâyetim de var. Bir savcı Mehmet Altan’ın anlattığı gibi nasıl bir belgede tahrifat yapabilir? Bu suçtur.” ifadelerini kullandı.

Hâkim, duruşmaya SEGBİS aracılığı ile katılan Ahmet Altan’ın sesini kıstı

Altan, “Başbakanlığın aklına Ahmet’in Mehmet’in mal varlığına el koymak mı geldi? Bu mu çözüm?”

Altan Başbakan’ı çok sert eleştirdi ve hâkim sözünü kesti. Altan devam etti: “Bu hukuksuzluk yargının kötü niyetle kullanımıdır. Binali Yıldırım’ın ne yaptığını Türkiye’nin görmesini istiyorum.”

Ahmet Altan ve Mehmet Altan esas hakkında savunmaları için ek süre istediler. Avukat Ergin Cinmen Altanlar adına taleplerini iletti.

Cinmen, “Birinci celseden itibaren savunma hakkı ihlal edilmiştir. Bunun düzeltilmesi için iddianamenin ilgili bölümleri okunsun. Av. Ergin Cinmen: Deliller toplanmadı. Savunmaya “mütalaa öncesi delillerin, tanıkların var mı” diye sormadınız. Bu hakkımızı önlediniz.” dedi. Av. Cinmen esas hakkında mütalaa istenmeden önce delillerin ortaya konup tartışılması gerektiğini anlattı.

Av. Cinmen savunmasına devam etmek istediğini söylüyor ama mahkeme başkanı duruşmaya yarım saat ara verdiğini söyleyerek Cinmen’in konuşmasını sonlandırdı.

Gün içinde diğer sanıkların avukatları da savunmalarını yaptı.

***

Zaman Gazetesi eski Görsel Yönetmeni Fevzi Yazıcı

***

‘İddianamede haber ve yazılar dışında delil yok’

İddianame, Altan kardeşler ve Ilıcak’ı “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme”, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya”, “TBMM’ni ve Türkiye Cumhuriyeti’ni Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” etmekle suçluyor. Fakat iddianamede delil olarak haber ve yazılar dışında başka birşey bulunmuyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇