AKP’nin kurucu isimlerinden Hüseyin Çelik, partisine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Gazeteci Ali Yurtsever’in ‘Söyleşiler’ isimli YouTube kanalında konuşan Çelik, mensubu olduğu AKP’nin artık millet için siyaset yapmadığını, ‘devlet partisi olma yoluna girdiğini’ söyledi.
Hüseyin Çelik’in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
- Bizim ekip, yani kurucu olan kadro ve ekip hasbi bir ekipti. Maalesef zaman içinde hasbilik kayboldu, hesabilik girdi işin içine. Bir milletin partisi olmak için yola çıkmıştık.
- Erdoğan bizi davet ettiğinde ben dedim ki, ‘Eğer biz devlet adına millet üzerinde siyaset yapmaya devam edecekseniz ben yokum. Ama millet adına devlet nezdinde siyaset yapacaksanız ölümüne varım. Ancak bu Milli Nizam, Refah ve Fazilet’in de devamı tarzında bir parti olmamalı. Dini değerler üzerine değil, demokratik değerler üzerine siyaset yapan bir parti olursa ben varım’ dedim. Bu prensiplerde anlaşınca ben de dahil oldum.
CİDDİ SIKINTILAR GÖRÜYORUM
- Ama bugün geldiğimiz noktada üzülerek görüyorum ki AK Parti, maalesef devlet partisi olma yoluna girmiştir. Ben hala AK Parti’nin mensubuyum. Ama bir parti devletleşirse bu yanlıştır. Devletin partileşmesi de yanlıştır. İkisi de vahimdir. Geldiğimiz yer itibariyle açıkçası ben de ciddi sıkıntılar olduğunu görüyorum.
- Bu hasbi kadronun maalesef şu anda yüzde 99’u karar alma sürecinde değil. Esasen Türk siyasetinin bugünkü problemi değil bu; bizde liderler zayıfken etrafını liyakatli insanlardan oluştururlar. Fakat kendilerini yeteri kadar güçlü hissettikleri, güçlendikleri zaman liyakat ve ehliyet ortadan kalkar, bunun yerine mutlak biat ve sadakat gelir.
KURUCU KADRODAN KİMSE KALMADI
- Bakın bu bugünün meselesi değil. Sultan Abdulhamit kendisini padişah yapan bütün ekibi bertaraf etmiştir. Atatürk, milli mücadelede birlikte yola çıktığı kim varsa hepsini perişan etmiştir. Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Çerkez Ethem, Halide Edip Adıvar… Atatürk 1938’de ölmeseydi, İsmet paşa vekil bile olmazdı.
- Bugün AK Parti’de 53 kurucu milletvekilinden sıfır kaldı. Öte taraftan 73 sivil kurucu vardı; bunun karar alma süreçlerinde olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu doğru bir şey değil ve hayra alamet olan bir şey de değil. Yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınızla değiştirirseniz menzile varamazsınız. Ben en son 2,5 sene kadar önce Erdoğan’la görüşme fırsatım oldu ve endişelerimi kendisiyle paylaştım.
- Bizdeki başkanlık sisteminin ABD’deki başkanlık sistemiyle uzaktan yakından alakası yok. Bizde her şeye tek kişi karar veriyor. Mesele yönetiminizin adının ne olduğu değil; bunun nasıl uygulandığı önemli. Çin de cumhuriyet, İran da cumhuriyet… Ama İngiltere’de, Fransa’da krallık var. Dolayısıyla isim önemli değil; mana, içerik önemli.
MATEMATİK SORUSUNA COĞRAFYA İLE CEVAP VERİLMEZ
- Ekonomiyle ilgili eleştirilere ‘Yaptığımız havaalanlarını görmüyor munusuz’ diyorlar. ‘Hukuk devleti olmaktan çıktık’ diyorsunuz; ‘şehir hastanelerini görmüyor musunuz’ cevabı veriyorlar. Basın özgürlüğü diyorsun, ‘duble yol’ diyorlar… Matematik sorusuna coğrafyayla cevap verilmez! Dünyanın en büyük barajlarını, otoyollarını, binalarını Çin yapıyor. Ama Çin yönetimi dünyanın en iğrenç yönetimidir. Dünyada alt yapısı en iyi olan ülkeler komünist ülkelerdir.
- Varsayın ki Türkiye’de enflasyon yüzde 1-2! Eğer hukuk devleti, adalet, insan hakları, özgürlük yoksa; o ülke yaşanacak bir ülke olmaktan çıkar. Eğer bir ülkede adaletin gücü yoksa, o ülkede gücün adaleti devrededir. Gücün adaleti her zaman zalimdir. Şefkat yoksa, dürüstlük yoksa, kamu malına karşı özen yoksa, israf varsa siz orada bir islami hayattan söz edemezsiniz. Bizdeki Müslümanlık maalesef semboliktir.
HUSUMET ZEMİNİNDE SİYASET YAPILMAZ
- Adalet dip yapmış, şefkat yok, özgürlük yok, israf var, merhamet yok, hukuk devleti yok, ötekine tahammül yok, çoğulculuk yok; ‘ama ben namaz kılıyorum’. Bu olmaz.. Din bu değil. Dolayısıyla maalesef bizim ülkemizde bu manada siyasette çok ciddi sıkıntı var. Seçime gidiyoruz ama sanki savaşa gidiyoruz. Husumet zemininde siyaset yapılmaz.