Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, cezaevinden çıkarken karşılaştığı İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile arasındaki diyaloğu kamuoyuyla paylaştı.
Dün tahliye edilen Esenyurt Belediyesi’nin seçilmiş Başkanı Ahmet Özer, CHP Esenyurt İlçe Örgütü’nde konuştu.
Çok farklı siyasi partiden temsilcilerin kendisiyle görüştüğünü ifade eden Ahmet Özer, bu durumun toplumun geniş bir kesimi tarafından kendisine yönelik haksızlığa karşı çıkıldığına işaret olduğunu kaydetti.
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile cezaevinden çıkarken karşılaştığını belirten Özer, İmamoğlu ile ilgili diyalogunu şöyle anlattı:
“Çıkarken tesadüfen Ekrem Başkanla karşılaştık. Çok mutlu ve sevinçli olduğunu söyledi. Ben de ben o kadar mutlu ve sevinçli değilim başkanım dedim. Buradan çıkıyorum ama kalbimin yarısını burada bırakıyorum dedim. ‘Olsun senin çıkman son derece önemli çünkü sen önce girmiştin senin çıkışın bize çok büyük bir moral oldu. Bütün arkadaşlara, dostlara selam söyle’ dedi.”
“BURUK BİR MUTLULUK YAŞIYORUM”
Özer, şunları söyledi:
“Benim bir sene içeride kalmamla kim ne kazandı? Mesele benim kişisel bir meselem değil. İk üzüntü yaşadım içeride. Bir barış süreci başladı.
Bizler daha iyi bir ortamda yaşayalım diye içeride bu bedelleri ödeyenler var. Biz neden içeride olduğumuzu biliyorduk o nedenle de büyük bir sıkıntı çekmedim. Sayın genel başkanımız Özgür Özel bizi hiç yalnız bırakmadı. DEM Parti eş genel başkanları Tülay Hatimoğlulları ve Tuncer Hatimoğulları ziyaretimize geldi. Hepsine teşekkür ediyorum.
Bugün ben her ne kadar özgürlüğüme kavuştumsa bile buruk bir mutluluk yaşıyorum. Umuyorum Türkiye demokrasiyi tüm kurumlarıyla işletir. İçinden geçtiğimiz barış sürecinin mantığı budur.
Tarihte kazananlara bakın birlikle bunu başarmışlardır. Bizim de buna ihtiyacımız var. Öncelikle kendi aramızda sonrasında da toplumla birlik olmamız gerekiyor.
Esenyurt halkının bana verdiği emaneti asla yere düşürmedim.
Siz bana güvendiniz ben iki şeyi önemsiyordum. Esenyurt halkı bana güvendi onların güvenini boşa çıkarmayacağım. İkincisi hasbelkader ben bu toplumda okumuş profesör olmuşum. Bir fark yaratalım ki bu Esenyurt’un Ayşe teyzeler, Mehmet dayıları desinler ki bu okumak işi iyi bir iştir, biz de çocuklarımızı okutalım.
Aslolan makam, mevki değildir. Halkımın gönlünde yer edebilmektir.”
