Adalet kişiye göre eğilip bükülmez!

ÖZGE ELİF HENDEKÇİ | YORUM

Diyanet’in Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek’in 270 bin dolar rüşvet aldığına yönelik olduğu iddia edilen videoyu izledim. Sadece bu görüntü, bir kişinin rüşvet aldığını kesin olarak kanıtlamaz. Bu tür bir iddia ancak bir soruşturma başlatılarak ve diğer hukuki delillerle desteklenirse ispatlanabilir.

Ne yazık ki, ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri yargı. Üstelik iki yönlü bir krizle karşı karşıyayız:

  • Hem yargı makamlarına olan güvenin sıfırlanmış olması…
  • Hem de toplumun yargı değerlerinin ciddi şekilde aşınmış olması

Kendimizden farklı düşünen biriyle ilgili çıkan bir olumsuzluğu ‘ön kabulle’ doğru kabul etmek ya da aynı düşüncedeysek hiç sorgulamadan “İftira, asla olmaz!” diyerek reddetmek adil bir yaklaşım değildir. CHP belediyesindeki baklava kutusundan çıkan para görüntülerine verilen reaksiyonları hatırlayalım.

Eğer olumsuz durum aidiyet hissettiğimiz yerle alakalıysa, hemen “iftira” olduğunu söyleriz. Karşı cenahsa, “Zaten bunlar böyle!” der ve araştırmadan doğru kabul ederiz. Bu refleks yalnızca siyasette değil, hayatın her alanında yaygın: Fenerbahçeliysek diğer takımlara, A partiliysek B partisine, ‘bizim’ mahalleysek ‘öteki’ mahalleye.

Ve hatta ailede bile, “Bizim çocuk yapmaz!” diyerek koruyup, sevmedigimiz bir akrabamızla ilgili “Kesin yapmıştır!” demek.

Bu yaklaşım sadece adalet duygumuzun değil ahlaki yapımızın da çöktüğünün habercisidir. Sorgulamayan, araştırmayan, düşünmeyen yalnızca aidiyet duygusuyla hareket eden bir toplumda adalet sesini duyuramaz. Oysa adalet, kişiye, gruba ya da taraflara göre eğilip bükülmemeli. Adalet herkes için eşit uygulandığında gerçek adalet olur.

Birçoğumuz, medyada çıkan masa başı haberlerle nasıl haksızlıklar yapıldığını, nasıl gerceklerin üstünün kapatıldığını ya da yalanların gerçekmiş gibi sunulduğunu gördük ya da bizzat yaşadık. Tam da bu nedenle başkaları hakkında hüküm verirken daha itidalli ve adil olmak zorundayız.

İşin diğer tarafına gelecek olursak; velev ki iddialar doğrulandı ve rüşvet kati. İşte o vakit umalım ki ‘ayakkabı kutularının’ akıbeti yaşanmasın. Görüntüleri kaydeden değil kadraja girenler cezalandırılsın.

1 Yorum

  1. Güzel bir analiz tebrikler.. Adaleti mahzanın temsilcisi olan insanlara ait olması gereken bir bakış açısı. At izi ile it izinin karıştığı dönemde daha da çok ihtiyacımız var bu bakış açısına. Tarafgirlik insanı kör eden bir bela. Bundan uzak durarak olayları değerlendiren insan sayısı ne kadar da az. Tekrar bu bakışı hatırlattığınız için teşekkürler ve güzel ülkemde suçluyu yakalayanları bekleyen akibete de işaret ettiniz Maalesef 17-25 Aralık 2013’den beri toplumun gözü önünde bu aleni yapılıyor. Ses verecek(veren) kimse de yok. Mehmet Akif’in şu mısraları ile bitireyim;
    Bu haybetten usandık biz, bu hüsran artık el versin!
    İlâhi, nerde bir nefhan ki, donmuş hisler ürpersin,
    Serilmiş sineler, kâbusu artık silkip üstünden.
    “HAYAT ELBETTE HAKKIMDIR! ” desin, dünya “DEĞİL! ” derken-

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin