ABD en güçlü olduğu bilinen yerden vuruldu!

M. AHMET KARABAY | YORUM

Bugünkü Çin’i, Amerikan kapitalizminin aç gözlülüğü doğurdu. ABD’li firmalar, 1980’li yıllardan itibaren Çin’in ucuz işgücünü kullanarak zenginliklerine zenginlik kattı. 2000’li yıllara yaklaşılırken, Çin artık sadece ABD’nin değil, Avrupa’nın da üretim merkezine dönüştü. Bugün ise Uzak Doğu devinin “dünyanın en büyük gücü” titrini ne zaman alacağını konuşuyoruz. Yapay zeka (AI) alanında gelinen nokta, ABD’nin papucunun ne dama atılacağı tarih merakla bekleniyor.

Son birkaç yıldan bu yana yapay zekanın geldiği noktayı konuşuyoruz. Hayatımızda neleri, nasıl değiştireceği üzerinde duruluyor. İşin uzmanlarının koro halinde söyledikleri tek bir şey var: “Matbaanın dünyayı değiştirmesi nasıl ise internetin ortaya çıkmasından bu yana neler değişti ise yapay zeka da bundan sonrasını aynı şekilde değiştirecek.”

Yapay zeka, birden ortaya çıkmadı. Koşar adım geldi ve hayatımızı kökten değiştirmeye başladı. Hayatımıza kattıkları, katacaklarının yanında olimpik havuzdan alınan bir avuç su bile değil deniyor.

Düne kadar yapay zekayı nerede ise ABD tekeline almış gibiydi. Bu alanda yatırım yapan şirketler, hızla dünya devine dönüştü. NVIDIA, Amerikan borsasına trilyon dolarlık şirket kavramını oturttu ve kısa sürede Microsoft ve Apple’ı geçerek zirveye oturdu.

  • Mayıs 2023: 1 trilyon dolar,
  • Şubat 2024: 2 trilyon dolar,
  • Haziran 2024: 3 trilyon dolar.

18 Haziran 2024’te ise dünyanın en değerli halka açık şirketi haline geldi.

ÇİN, DEEPSEEK İLE ABD’YE 1957 EZİKLİĞİNİ YAŞATTI

OpenAI açısından her şey tam yolunda giderken, Çin’den bir hafta önce bir haber geldi. Çin, OpenAI’nin 600 milyon dolar para harcayarak geliştirdiği o1’e denk gelen bir altyapıyı 6 milyon dolarlık bir yatırımla oluşturduğunu duyurdu.

Deepseek R1 sadece ucuz kurulumla kalmıyor, ayrıca işletmesi de daha ucuz.

  • OpenAI, milyon token başına 100$+ ücret alıyor,
  • DeepSeek aynı kullanım için 4 dolardan daha az maliyete sahip.
  • Üstelik Çin versiyonu açık kaynak kodlu. İsteyen kullanımı özelleştirebilir.
  • ChatGPT’nin eğitim verilerini işlemek için 10.000 Nvidia GPU’ya ihtiyaç duyduğu düşünülüyor. DeepSeek mühendisleri sadece 2.000 GPU ile benzer sonuçlara ulaştıklarını söylüyor.

Bütün bu özelliklere sahip olunca ABD’de App Store’da 1 numara koltuğuna oturdu. Bir haftada zirve yaşanınca Silikon Vadisi, müthiş telaşa kapıldı. New York Borsası açılıştan itibaren hızla değer kaybetmeye başladı. Borsa ekranı birkaç saat içinde kıpkırmızı bir hal aldı.

Bu tablo ABD için alışık bir durum değil. Piyasa değeri 3 trilyon dolar olan NDIVIA, bu yazının yazıldığı saatlerde 500 milyar dolar kayıpta idi. Bir başka ifadeyle piyasa değerinin 1/6’sını yarım günde kaybetti. ABD borsasının günlük kaybı 1 trilyon doları buldu. ABD borsalarının kaybı, dönüp Borsa İstanbul’u da vuracak. (Borsa İstanbul’un toplam değeri 150 milyar dolardan daha az. Yani sadece NDIVIA’nın günlük kaybının 1/3’ü kadar)

Silikon Vadisi için 28 Ocak 2025 tarihi, tarihinin en kara günü oldu. DeepSeek, uzun zamandan bu yana konuşulan paradigma değişiminin ortaya çıkardı ve bunun yıkıcı etkisinin görülmesine ortam hazırladı. Silikon Vadisi’ne yenilmezliği tattırmış oldu.

Pekin yönetimi ABD’yi yenmekle kalmadı, aynı zamanda teknolojik olarak da aşağılamış oldu. ABD, uzay yarışına giriştiği ve 1957’de Rusya’nın Sputnik adlı uyduyu uzaya göndermesi ile büyük bir ezikliği yaşadı. Bu yenilgiyi açıkça kabul eden ABD bu utançtan kurtulmak için uzay çalışmalarına hız verdi. İlerleyen yıllarda SSCB’yi çok gerilerde bıraktı.

SLİKON VADİSİNİ YIKAN DEEPSEEK’İN KURUCUSU LIANG WENFEN 

DeepSeek’in kurucusu 1985 doğumlu Liang Wenfen, matematik ve istatistiksel modellere dayanarak işlemleri otomatize eden, gerektiğinde yeni araçlar ve modeller üretebilen bir nevi finansal mühendis.

Üç Çinli mühendis, 2015 yılında bir fon kuruyorlar ve algoritmik hesaplarla hisse senedi alıp satıyor. Sonra büyüyorlar, Hong Kong borsasına açılıyorlar.

  •  2019’da AI algoritmaları ile stock trading yapan high-flyer ai’yi hayata geçiriyorlar.
  • 2020’de Fire-Flyer I’i yayına alıyorlar. Bu ai ve deep learning amaçlı bir tür süper bilgisayar.
  • 2021’de bunun bir üst sürümü olan Fire-Flyer II geliyor.

DeepSeek’in geldiği aşama ABD’yi çok tedirgin eden bir görünüme sahip. Batı borsaları başta olmak üzere, bütün borsalar etkilenecek. Darbenin artçıları herkesi fena etkileyecek. Oyunun kuralları yeni baştan yazılacak.

ABD’ye 1957’de darbeyi Sovyet Rusya vurmuştu, bugün ise Çin Halk Cumhuriyeti indirdi. Ancak Çin darbesi Sputnik krizinden çok farklı seyredecek.

ABD, DeepSeek R1 karşısında kendini çok çaresiz hissediyor. Openai üst düzey yöneticisi Steven Heidel’in paylaşımı bunu açık bir şekilde gösterdi. DeepSeek’i kastederek “Sırf bedava diye verilerinizi Çin Komünist Partisine vermeyin” diyor.

ABD, Çin karşısında çaresiz görünüyor:

  • Sosyal medyayı Çin’e kaptırdı (TikTok),
  • Elektrikli arabaları Çin’e teslim oldu (BYD),
  • Yapay zekayı Çin’e kaptırmak üzere (DeepSeek).

Buna karşılık ABD’de artık “öldü” gözüyle bakılanlar var:

  • Grok 2 öldü,
  • Gemini pro öldü,
  • GPT-40 öldü,
  • Sonnet 3,5 öldü,
  • Ilama 3,1 öldü.

ABD piyasalarında yaşanan şok, DeepSeek’in ortaya çıkması ve Openai’yi geçmesi değil. ABD’nin paniği liderliği kaybetme endişesinin gerçekleşmiş olmasından kaynaklanıyor. Dünya bunları tartışıyor. Türkiye ise bir kişinin liderliği sarsılmasın diye ülkenin bütün birikimleri yok ediliyor.

Sanayi devrimini ıskaladık bedelini yüz yıllardır ödüyoruz. Hadi sanayi çağını ıskalamayı “sermaye birikimimiz yoktu” gibi bir avuntuyla kendimizi kandırmaya çalıştık. Bilgi çağının sermayeye ihtiyacı olmadığını DeepSeek ortaya koydu. Silikon Vadisi’nde 65 milyar dolara yapılan iş, sadece 6 milyon dolarla hayata geçirildi.

Boş verin. Biz AVM ve cami yaptırmaya devam edelim…

1 Yorum

  1. İnternet, demokratik ama merkezi bir yapı.

    Yeryüzünde herkes istediği yerden, istediği bilgiye ulaşabiliyor. Çinde oturan birisi ile Türkiye de oturan birisi arasında bir fark yok, hepsi de, Los Angeles da oturan bir Abd vatandaşı gibi aynı veriye ulaşabiliyor.

    Buna internetin demokratik olması deniyor.

    Ancak, bir nokta var ki, bu yapı merkezi.

    Yeryüzünde ne kadar gelişmişte olsa, şu an ki sistemin adı, “Server und Users” sistemi.

    Yani, hizmet sunulan ve hizmet alanlardan oluşuyor.

    Hizmet sunan SERVER lar olmadığı an, USERS olmanın bir anlamı da yok.

    İşte tam bu noktada, gelecekte büyük bir dijital ANTİDEMOKRATİK uygulamaların olacağını şimdiden söylemeliyim.

    Kimse bugünden adını anmasa da gelecekte, olması muhtemel senaryo şu.

    Server and Users.. sisteminde, tüm hizmeti sunan, verileri depolayan SİSTEMLER.

    Dolayısı ile veri depoları nerede ise, yahut bu depolara ulaştıracak ulaşım sistemleri kimin elindeyse,

    SERVER ve depolama sistemi kimin elindeyse.. o hala VERİNİN SAHİBİ.

    Veriyi üreten dünya olsa da, verinin sahibi, Amerika.

    Yarın DELİ DUMRUL misali, veriye ulaşmak için istediği engeli, vergilemeyi, kısıtlamayı koyduğunda dediğim daha iyi anlaşılıcaktır.

    Amerika önderliğinde, BATI, yakın gelecekte, pek çok yolla, kendi verilerine ulaşılmasını Doğuya, rakiplerine engelleyebilir.

    Bugün, geoghraphic location üzerinden yapılabilir örneğin bu.

    Belirli sınırlanldırmalar getirip, münhasır yetkiler şirketlere verilir, harici dünyaya kapatılabilir, ya da pek çok yönüyle kısıtlanabilir.

    Yapay zeka, bu nokta da ekmeksiz, gıdasız kalmış olur.

    Bu doğu ile batı arasında muhtemel bir ticari savaşın ya neticesi, ya da bu savaşın bir noktasında sonucu olarak karşımıza çıkacak gibi görünmekte.

    Kısaca, veriye ulaşma kimin üzerinden sağlanıyorsa, kim depoluyorsa, o da verinin sahibi diyebiliriz.

    Ancak, bunu tehdit eden yeni gelişmeler de var.

    WEB 3 üzerinden yeni yeni ortaya çıkan, ilerde daha da şekilleneceğe benzeyen sistem.

    HERKES SERVER VE USER.. olduğu sistem.

    Bilginin bir yerde kaydedilmediği, bilginin dolaştığı bir sistem.

    İlginç olan şu ki, bunu isteyen de yine görünürde yine Silikon Vadisi.

    Yani, merkezi interneti kaldırıp, herkesin merkez olduğu, SERVER olduğu bir sistem.

    MERKEZİYETSİZ bir İNTERNET

    İşte bu noktaya dünya geldiğinde, users and server.. sistemi, teknolojik imkanlarında gelişmesiyle buna evrildiğinde, Amerikanın elinde, fişi çekerim, orta da kalırsın, DİJİTAL ENGELLEMELER yaparım ortada kalırsın gardıda ortadan kalkmış olucak.

    Yani, mevcut halde, server and users sisteminde Amerika hala verinin MERKEZİYETÇİLİĞİ yönüyle kendini iyi hissetse de, bunun sürekli gitmesi de biraz zor.

    Özgür dünyayı üreten Amerika dijital dünya üzerinden, sahibi de, demokratik şekilde paylaşan da, ancak bu merkeziyetçiliğin verdiği KONTROL gücünü Amerikanın ortadan kaldırmıyor.

    Tekrar edersem, gidişata göre, bu da pek mümkün değil. Amazonun vb alışveriş sistemlerinin dijitale döndüğü dünya da, bir başka dünyayı SOYUTLAMAK zor olsa gerek.

    Ki yarının dünyasında, MERKEZİYETSİZ İNTERNET geldiğinde KISITLAMALAR, KONTROLLER üzerindeki MÜNHASIR YETKİ Amerikadan alınmış olucak.

    Amerika intihar eder mi bu yönüyle bilmiyorum. Ancak teknolojik gelişmelerin ona ittiği, inovasyonun bu yönde olduğu, entelektüel algının buna hazır olduğunu söylemek isterim.

    Gelecekte hukuksal tartışmalar, dijital haklar vb bu bağlam üzerinden oldukça baş ağrıtacağı benzer.

    Bu da aklımızın bir köşesinde dursun…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin