Bakırhan’dan Bahçeli’ye ‘SDG’ye operasyon’ cevabı: “Tek bir somut adım atılmadı”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, SDG’ye ‘Şam-Türkiye’ ortaklığıyla operasyon düzenlenebileceğinin sinyalini veren Devlet Bahçeli’ye tepki gösterdi. Bakırhan, “Bagajımızdaki ezberler ile mi yürüyeceğiz?” diye sorarken, ’10 Mart mutabakatının’ HTŞ yüzünden uygulanamadığını söyledi: “Beklentiler ve adımları konuşacaksak, hiç olmadığı kadar atılan tarihi adımlara karşılık tek somut bir adımın henüz hayata geçmediğini hatırlatmak zorundayız.”

Suriye’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Devlet Bahçeli, PKK’nın silahsızlanma sürecine SDG’nin ‘ayak sürüdüğünü’ savunmuş ve şunları ifade etmişti: “SDG/YPG’nin Suriye yönetimi ile 10 Mart 2025 tarihinde imzaladığı mutabakat zaptına riayet ve gereğini harfiyen yapması, aksi halde Ankara ile Şam’ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz hale geleceği herkesçe bilinmelidir. Sözün yapamadığını yeri gelirse nice kahramanlık sahneleri başaracaktır.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, dün yaptığı açıklamada SDG’ye olası bir operasyon ihtimalinden bahseden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yanıt verdi. 10 Mart’ta HTŞ ile SDG arasında imzalanan mutabakatın hayata geçirilememesinin nedeninin geçici Şam yönetimi olduğunu belirten Bakırhan, bu şartlar altında SDG’nin silah bırakmasının ‘teslimiyet’ anlamına geleceğini söyledi. Bakırhan’ın açıklamasından önemli bölümler şöyle:

  • Kürtler dahil olmak üzere bölgedeki hiçbir toplumdan kendi güvenliğini garanti altına almadan, üstelik mevcut uygulamalarıyla güven vermeyen ve demokratik karakteri henüz netleşmemiş bir yapı içinde eriyin demek hem etik hem de vicdan sınırları dışında kalır. Alevilerin ve Dürzilerin yaşadığı trajediyi Kürtlerin yaşamayacağına dair hangi güvence sunulabilir? Sorunların çözümü operasyon tehditleriyle değil, hak ve hukuk temelinde diyalogla mümkündür. Kürtlerin hangi statüde, hangi haklar çerçevesinde yaşayacağına dair somut garantiler olmadan, sadece ‘Teslim olun’ demek ne adaletle ne de barışla bağdaşır.
  • 10 Mart mutabakatına uyulması isteniyor. Soruyorum Suriye Arap Cumhuriyeti ismi 10 Mart mutabakatının ruhuna uygun mu? Suriye geçiş anayasasını Kürtlere, Dürzilere, Alevilere, Türkmenlere sormadan, Suriyelilere sormadan ilan etmek 10 Mart mutabakatına uygun mu? Hükümet ilan edilirken, cumhurbaşkanı belirlerken Kürtlere, Suriyelilere sormamak 10 Mart mutabakatına uygun mu? 10 Mart mutabakatı başta Kürt halkı olmak üzere Suriye’de yaşayan halkların, inançların kendi kimliklerinden, inançlarından ve yönetime katılma haklarından mahrum olmaları demek mi? Dahası bütün bu politikaları ile 10 Mart mutabakatını hiçe sayan Şam tarafıdır.
  • Burada önemli olan şu: Gerçekten yol almak ve bir şeyleri tam da dünyanın denediği, sorunlarını en etkili şekilde çözdüğü yol ve yöntemleri takip ederek, konuşarak mı çözeceğiz yoksa bagajımızdaki ezberler ile mi yürüyeceğiz? Her şeyi kendinize hak göremezsiniz. Adil konuşmak zorundayız. Çünkü bu süreç bir ‘yap-et süreci’ değildir. Beklentiler ve adımları konuşacaksak, hiç olmadığı kadar atılan tarihi adımlara karşılık tek somut bir adımın henüz hayata geçmediğini hatırlatmak zorundayız.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin