Okuma Zamanı’nda John Cornwell’in ‘Hitler’s Pope’ kitabı üzerinden Vatikan, diktatörlük ve din kurumlarının sınavı masaya yatırıldı.
Gazeteci-yazar Ekrem Dumanlı’nın hazırlayıp sunduğu ve TR724 ekranlarında yayınlanan Okuma Zamanı programında, John Cornwell’in çok tartışılan eseri Hitler’s Pope (Hitler’in Papası) kitabı üzerinden Katolik dünyasının Nazi Almanyası ile ilişkilerini gündeme taşıdı. Dumanlı, bu eser vesilesiyle sadece Katolik kilisesini değil, tüm din kurumlarının diktatörlüklerle olan ilişkisini sorgulayan çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Din zalimin borazanı olamaz” diyerek dini kurumların tarihsel hatalarını ve günümüzdeki benzer riskleri hatırlattı.
Tereddütle başlayan kitap yolculuğu
Dumanlı, programın başında Hitler’s Pope kitabını uzun süre masasının üzerinde beklettiğini ve anlatıp anlatmama konusunda tereddüt yaşadığını itiraf etti. Güncel gelişmelerle ilgisi olmamasına rağmen kitabın hassas bir dönemde gündeme gelmesinin yanlış yorumlara sebep olabileceğini düşündüğünü belirten Dumanlı, “Bunu anlatmalı mıyım, anlatmamalı mıyım diye çok düşündüm. Ama bilgi ve analiz ihtiyacı, korkuların önüne geçmelidir” dedi.
Cornwell’in sarsıcı iddiaları ve Vatikan’ın Nazi Almanyası ile ilişkisi
Dumanlı, Cornwell’in eserinin odak noktasının Papa XII. Pius ve onun Nazi Almanyası ile olan karmaşık ilişkileri olduğunu söyledi. Katolik bir yazar olan Cornwell’in, Papa’yı aklama niyetiyle başladığı araştırmasının, tam tersine arşivlerde karşılaştığı belgeler nedeniyle Papa’nın Nazi Almanyası karşısında sessiz kaldığını ve bu sessizliğin zulmü meşrulaştırdığı tezine dönüştüğünü aktardı.
Dumanlı, 1942 Noel konuşmasında Papa XII. Pius’un Nazilerin zulmüne yalnızca üstü kapalı, isimsiz ve genel bir ifadeyle değindiğini, bunun açık bir tavır olmadığını ve Hitler’e dolaylı meşruiyet kazandırdığını savundu. “Bu, gürül gürül bir adalet çığlığı değil. Bu, sessizliğiyle zulme ortaklık eden bir davranış” ifadelerini kullandı.
Dumanlı’dan Türkiye’ye ve İslam dünyasına eleştirel bakış
Dumanlı, programın ilerleyen bölümünde kitabın sadece Katolik dünyasını değil, bütün dinleri ve dini kurumları ilgilendirdiğini vurgulayarak Türkiye’deki Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve İslam dünyasındaki benzer örneklere dikkat çekti.
“Türkiye’de de bir gün bu konular mutlaka yazılacak. 15 Temmuz’da yaşananlar, Diyanet’in sessizliği, zulme destek veren fetvalar… Bunların hepsi tarih önünde sorgulanacak” diyen Dumanlı, Mehmet Görmez’den Ali Erbaş’a kadar birçok ismin bir gün bu tür eleştirel kitaplarda yer alacağını savundu.
Dumanlı, Ahmet Kurucan’ın Hayrettin Karaman’la ilgili yazılarını hatırlatarak, Karaman’ın verdiği fetvaların, suskunluğun ve işbirlikçiliğin tarihsel örneklerle karşılaştırılması gerektiğini söyledi. “Mazluma sırtını dönen, zalimin yanına geçen din adamlarının arkasında cübbe bile onları kurtaramaz. Bir gün, haklarında kitaplar yazılacaktır” diyerek sözlerini sürdürdü.
Budist rahiplerden İslam dünyasına kadar diktatörlerin dini işbirlikçileri
Programda Dumanlı, yalnızca Vatikan değil, Myanmar’daki Rohingya soykırımı sırasında Budist rahiplerin rolü, Hitler’le işbirliği yaptığı iddia edilen Hacı Emin el Hüseyni gibi İslam dünyasındaki örnekleri de gündeme getirdi. “Din hangi inançtan olursa olsun zalime hizmet ettiğinde, zulme meşruiyet kazandırdığında din olmaktan çıkar” ifadeleriyle evrensel bir mesaj verdi.
Dumanlı, The Pop and Mussolini gibi kitaplarla Cornwell’in eserinin bir artçı etkisi yarattığını, benzer çalışmaların Budist rahiplerin, Müslüman müftülerin karanlık yüzlerini de ortaya çıkardığını vurguladı.
Güç adamı bozar, çok güç çok bozar
Programın finalinde Dumanlı, Conclave (Kardinaller Toplantısı) filmi üzerinden, din kurumlarının bile iktidar hırsı, lobicilik, kumpas ve kulislerle nasıl yozlaşabileceğini örneklerle anlattı. İslam dünyasında da benzer örneklerin yaşandığını hatırlatan Dumanlı, “İslam’da göreve talip olunmaz. Makama ben layığım denmez. Hizmet eden, milletin efendisidir” diyerek Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, İmam-ı Azam, Ahmed bin Hanbel, Bediüzzaman ve Fethullah Gülen gibi alimlerin iktidara karşı tavırlarını örnek gösterdi.
Dumanlı, “Güç adamı bozar, çok güç çok bozar. Din kurumları iktidarın borazanı olmamalıdır. Di adamı, zalimin değirmenine su taşıyamaz” diyerek programı tamamladı.