11. YARGI PAKETİ MECLİS’TE | İlk etapta 55 bin adli mahkum tahliye edilecek

Tartışmalara neden olan 11. Yargı Paketi Meclis’e sunuldu. Paket, dolandırıcılık, bilişim suçları, banka hesapları ve GSM hatları gibi noktalarda yeni düzenlemeler içeriyor.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, “Suç işlenmesinin önlenmesini ve caydırıcılığı hedefliyoruz. ” dedi. Teklif, bilişim yoluyla dolandırıcılıkta şüpheli banka hesaplarının 48 saate kadar dondurulmasını ve sahte/çoklu GSM hatlarının sınırlandırılmasını öngörüyor.
Taksirle yaralama ve kiralık araçların geri getirilmemesi gibi fiillerin cezaları artırlıyor.

İktidar, pandemi döneminde çıkarılan ve 31 Temmuz 2023 itibarıyla cezaevinde olanlara erken tahliye imkânı veren “Kovid-19 düzenlemesi”nin kapsamını genişletiyor. Aynı tarihten önce suç işleyip davası geç bitenlerin bu haktan yararlanamaması “eşitsizlik” eleştirilerine yol açtığı için, artık 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar için ileride hüküm giyecek olanlar da bu imkândan faydalanabilecek.

İlk etapta 55 bin kişi tahliye edilecek

Yeni düzenlemeyle, kapalı cezaevinden 3 yıl daha erken açık cezaevine, açık cezaevinden de 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe çıkma imkânı tanınıyor. Hükümet, bunun bir “af” değil, sadece koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik sürelerinin öne çekilmesi olduğunu vurguluyor. İlk etapta yaklaşık 54–55 bin mahkûmun, ilerleyen yıllarda ise toplamda 80–90 bin kişinin bu düzenlemeden etkilenmesi bekleniyor.

Düzenlemeyle terör ve örgütlü suçlar dışarıda bırakılıyor. Geriye kalan hırsılık, dolandırıcılık, kasten adam yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme ve benzeri adi suçlardan tarih (suç, 31 Temmuz 2023’ten önce işlenmiş olacak) ve süre şartını sağlayanların (kişinin normal rejime göre denetimli serbestliğe 5 yıl veya daha az süresi kalmış olacak) ceza infazı öne çekiliyor. 

11’inci Yargı Paketi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) getirildi. Yargı paletine dair açıklama yapan AKP Grup Başkanı Abdullah Güler’in açıklamalarına göre teklif, Adalet Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanmış olup, toplam 38 maddeden
oluşuyor. Temel amacı, ceza adaleti sistemini güçlendirmek, yaptırım rejiminin
caydırıcılığını artırmak, yargı süreçlerini hızlandırmak ve bilişim suçlarıyla daha etkin
mücadele etmek. Abdullah Güler, teklifle ilgili şu ifadeleri kullanı:

  • Bu teklifimizde, taksirle yaralama suçunun ceza miktarlarını artırarak bu konuda daha caydırıcı ve etkin bir yaptırıma yer vermiş oluyoruz. Güveni kötüye kullanma suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması hâlinde verilecek cezanın bir kat artırılmasını öneriyoruz.
  • Özellikle son yıllarda artan kiralık araçların geri getirilmemesi, parçalanarak araç parçası olarak satılması, parçalarının değiştirilmesi veya suçta kullanılması gibi eylemlerin arttığını görüyoruz. Bu konuda daha caydırıcı ve etkin yaptırımlara da bu teklifimizde yer vermiş bulunuyoruz.
  • Teklifimizde, vatandaşımızın canını yakan son dönemlerdeki dolandırıcılık eylemleriyle daha güçlü şekilde mücadele edilmesi ve bu eylemlerin önlenebilmesi bakımından bilişim suçlarına ve mobil hatlara yönelik bazı düzenlemeleri de öneriyoruz.
  • Bu kapsamda, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçlarda ilgili banka hesabının, 48 saate kadar banka ve finans kuruluşları tarafından askıya alınması; ilgili muhatabın bu konuda olur vermesi hâlinde ise hesabın tekrar işleme alınması yönünde bir imkân tanıyoruz.
  • Çünkü suçta kullanıldığı tespit edilen paraya, adli merciler tarafından el konulması veya askıya alınması suretiyle bir tedbir geliştiriyoruz. Aksi hâlde birçok hesaba aktarım yapılmak suretiyle dolandırılan vatandaşımızın parasına ulaşma konusunda yaşadığı sıkıntıları da en azından bir nebze olsun gidermiş olacağız.
  • Çünkü uzun dönemde, bazı olaylara baktığımızda belli miktar paranın uzun süre işlem yapılmadığı bilinmesine rağmen yaşlı veya engelli bazı vatandaşlarımızın kendilerini polis, savcı veya bir kamu görevlisi olarak tanıtan kişilerce yönlendirilerek hesaplarından belli miktar paranın farklı hesaplara aktarılması noktasında dolandırıldıklarını görüyoruz.
  • Sonra da bunların tekrar geri alınması mümkünatı kalmıyor. En azından önleyici bir tedbir olarak, bu türden uzun dönem hesaplardaki hareketsizliği de dikkate alarak bankaların, hesap sahibini korumaya yönelik böyle bir tedbir geliştirmesiyle dolandırıcılık faaliyetlerinde oluşan mağduriyetleri azaltmak istiyoruz.
  • Yine GSM hattı aboneliğinin çiftli kimlik kartıyla yapılabileceğine ilişkin burada bir standardı getiriyoruz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin bir sınırlama getirerek, sonsuz sayıda kişi adına herhangi bir hattın alınarak dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılmasının önüne geçmeyi arzu ediyoruz.
  • Ölen ve tüzel kişiliği sona eren kişilere ait telefon hatlarında 3 ayda bir periyodik kontroller yapılacak ve aktif olmayanların kullanıma kapatılması noktasında bir tedbir geliştiriyoruz.
  • Yine yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarına özgü numara tahsisi ve kullanımında ayrıca belli standartlar getiriyoruz. Diplomatik ilişkiler ve yabancı misyon görevlileri ise bu düzenlemenin dışında tutulacak şekilde bir istisna getiriyoruz.

KREDİ KARTININ KÖTÜYE KULLANIMI DÜZENLENİYOR

  • Yine dolandırıcılık, hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı tespit edilen telefon hatlarının şebekeyle bağlantısının kesilmesi yönünde de bir tedbir geliştiriyoruz.
  • Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenilen bilgi veya belgenin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmemesi hâlinde banka ve finans kuruluşlarıyla operatörlere idari para cezası verilmesini öneriyoruz.
  • Ayrıca teklifimizde, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçlarının yargılamalarının asliye ceza mahkemesinde görülmesine imkân getiriyoruz. Asliye ceza mahkemesi nezdinde ihtisaslaşma sağlamak suretiyle bu suçlara ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmasını ve böylelikle bu suçlarla daha etkin bir mücadele yürütülmesini hedefliyoruz.
  • Suç işleyen akıl hastalarının rehabilite olmadan toplum hayatına katılmalarını engellemek amacıyla düzenlemeler getiriyoruz. Kısmi akıl hastalarının mahkûm oldukları cezalarını ceza infaz kurumunda infaz etmeleri ve ayrıca bu kişiler hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi hususlarına da teklifimizde yer veriyoruz.
  • Tedavi ve koruma amacıyla sağlık kurumunda geçirdikleri sürelerin belirsizlik göstermesi ve çok kısa olması nedeniyle, mutlaka belirli bir süre sağlık kurumunda kalmaları ve tedaviye yönelik bazı desteklerin ortaya konulması gerekmektedir. Toplum açısından tehlikeliliğin ortadan kalkmadan serbest bırakılmamaları noktasında da bir tedbire teklifimizde yer veriyoruz.
  • Anayasa Mahkememizin geçmiş dönemlerde bazı iptal kararları oldu. 5651 sayılı İnternet Kanunu’nda bazı düzenlemeler yapıyoruz. Yine Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı dikkate alınarak, yüze karşı veya gıyapta hakaret suçlarının ön ödeme kapsamına alınması ve bu suçların uzlaştırma kapsamından çıkarılması da teklifte önerdiğimiz hususlar arasında yer alıyor.
  • Bölge adliye mahkemelerimizin bozma yetkisinin kapsamını genişletiyoruz. Buna göre, bölge adliye mahkemeleri; hükmün gerekçe içermemesi ve hüküm için önem taşıyan hususlarda mahkeme kararıyla savunma hakkının sınırlandırılmış olması durumlarında bozma kararı verebilecek. Bu suretle daha etkin ve daha hızlı bir yargılama süreci hedefliyoruz.
  • Boşluğun bazı yakın kısımlarıyla yaptığı ve aksinin ispatına imkân verilmeksizin bağışlama olarak kabul edilebilen ivazlı tasarrufların aksinin ispatını mümkün kılacak şekilde yeni düzenlemelere de bu teklifimizde yer veriyoruz.
  • Yakın zaman içerisinde Avukatlık Kanunu’nda, avukatların disiplin hükümlerine yönelik olarak Anayasa Mahkememizin bazı iptal kararları olmuştu. Yine bu iptal kararları doğrultusunda hukuki belirlilik, ölçülülük ve elverişlilik beklentileri çerçevesinde Avukatlık Kanunu’nda; özellikle uyarı, kınama, idari para cezası ve geçici meslekten çıkarma gibi avukatlara yönelik disiplin hükümlerinde yeni düzenlemelere yer vermiş bulunuyoruz.
  • Tabii her yıl olduğu gibi, genel sağlık sigortası prim borçlarıyla ilgili olarak asıl ve fer’îlerin tahsilinden 2015–2016 yılı itibarıyla vazgeçilmesi noktasında bir teklifimizi de kanun teklifimize ekliyoruz.

KOVİD-19 DÜZENLEMESİNİN KAPSAMINI YENİDEN DÜZENLEDİK

  • Yine önemli bir düzenleme yer alıyor kanun teklifimizde. Eşitlik ilkesi, adalet sistemimizin temel taşlarından biridir. Hepinizin bildiği gibi 2020 yılında başlayan pandemi nedeniyle Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun görüş ve önerileri doğrultusunda Adalet Bakanlığımızca üç ayda bir süresi uzatılan, infaz kurumlarında oluşabilecek risklere karşı bazı tedbirler geliştirilmişti. Bu tedbirler kapsamında infaz kanununda bazı düzenlemeleri hayata geçirmiştik.
  • Bu düzenlemeler, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülere yönelik olarak son kez uygulanmış ve bu tedbirler sona ermişti. Özellikle vatandaşlarımız arasında “19 düzenlemesi” olarak bilinen bu düzenlemenin eşitsizliğe neden olduğu yönünde görüşler vatandaşlarımız ve siyasi partiler tarafından bizlere iletilmişti.
  • Şöyle ki; aynı tarihte işlenmiş olsa bile yargılamanın hızlı yapılmaması sonucunda cezası kesinleşerek ceza infaz kurumuna giren kişilerde, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla uygulanan koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik süreleriyle ilgili olarak; bu dönemde cezası kesinleşmeyen hükümlüler arasında uygulama farklılığı ortaya çıkmıştı.
  • Biz de tüm bu görüşleri, itirazları ve beklentileri dikkate alarak Kovid-19 düzenlemesinin kapsamını yeniden düzenledik. Bu düzenlemeyle, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yararlanabildiği, daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılma veya denetimli serbestliğe ayrılma düzenlemesinden; 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olacakların da yararlanabilmesi imkânını sağlıyoruz.
  • Buna göre, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle:
  • Kapalı ceza infaz kurumundan 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılabilme,
    Açık ceza infaz kurumundan ise 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılabilme imkânı getiriyoruz. Bu şekliyle, 31 Temmuz 2023 öncesinde hükümlülere uygulanan bu idari tedbir düzenlemesinin “suç işleyenlere” ifadesi eklenmek suretiyle yeni hükümlülere de uygulanmasıyla bir eşitlik kuralını sağlamış olacağız.
  • Biz sadece oradaki eski uygulamayı, 31 Temmuz 2023 öncesi hükümlülere ilişkin düzenlemedeki kavramı, maddi içeriği neyse aynen yazdık. Biz sadece oraya bir ekleme yaptık: Mahkûmiyeti, yani hükmü kesinleşenleri değil; suç işleyenleri ekledik. Eski uygulama neyse aynısı olacak. Sadece “suç işleyenler” kavramı yenileniyor. Başka bir ekleme, çıkarma yok arkadaşlar.

AF DEĞİL KOŞULLU SALIVERME OLACAK

  • Arkadaşlar, şunu öncelikle belirtelim: COVID-19 düzenlemesi bir af değildir. Ne genel affın içine sığar, ne de kısmi aftır. Af değildir; bunu özellikle belirtelim.
  • İkincisi; koşullu salıverme şartları içerisinde, yani ilgili mahkûmun cezaevinde, kapalı infaz kurumundaki koşullu salıverme şartları çerçevesinde; bir yıllık denetimli serbestlik, kapalıdan açığa çıkma ve açıktan tahliye olma süreçleri vardır. Biz sadece bu tertipte süreyi üç yıla çıkartıyoruz. Yani kapalı infaz kurumundan açık cezaevine daha erken çıkması ve açık cezaevinden de daha erken tahliye olması… Bu süreyle ilgili bir düzenlemedir.
  • Dolayısıyla koşullu salıverme şartları yine geçerlidir, ortadadır. Bu konular, Adalet Bakanlığımızın cezaevlerindeki ve bazı savcılıklar bünyesindeki idari gözlem kurullarının kanaatleriyle beraber değerlendirilecek hususlardır.
  • İlk etapta, bu kanunun suç işleme tarihine göre uygulanmasıyla beraber; tabii ki henüz yargılaması tamamlanmamış, kesinleşmemiş davalar da vardır. Bu devam edecek bir süreçtir. Ancak ilk etapta, yaklaşık olarak bu kapsamda şu anda cezaevinde bulunan 54–55 bin civarında mahkûmu ilgilendirdiğini söyleyebilirim. Önümüzdeki bir yıl boyunca da bu kademeli olarak hükmü kesinleştikçe devreye girdikçe, etkilenecek toplam sayının 80–90 bin civarında olabileceğini önümüzdeki yıllara göre düşünüyoruz.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin