ÖZEL HABER | HASAN CÜCÜK
Avrupa Birliği’nin en küçük ülkelerinden Lüksemburg, kişi başına düşen milli gelirde, nüfus ve coğrafi büyüklüğü ile ters orantılı bir görüntü çiziyor. Haritada yerini bulmakta zorlandığımız ülkenin zenginliğinde 30 yıl öncesine kadar demir-çelik üretimi önemli faktördü. Bu sektörün çökmesinden sonra Lüksemburg ‘vergi cenneti’ oldu, uluslararası şirket ve bankalar bu küçük ülkede ‘şube’ açtı. Biz de bu küçük ülkenin ekonomik ve sosyal yaşamıyla ilgili bazı bilgiler derledik.
Milli gelirde dünyada 1 numara: Kişi başına düşen milli gelirde Lüksemburg, petrol ülkeleri Norveç ve Katar’ı geride bırakarak ilk sırada yer alıyor. Kişi başına düşen yıllık gelir 87 bin Euro. AB ortalaması ise 27 bin Euro.
Coğrafi konumu: Küçük coğrafyasına rağmen Avrupa’nın adeta tam merkezinde. Brüksel’deki Avrupa Komisyonu’na, Strasburg’daki Avrupa Parlamentosu’na ve Franfurt’taki AB Merkez Bankası’na çok yakın. Paris, Londra, Amsterdam, Brüksel, Berlin, Zürih, Milano ve Cenevre gibi finans merkezlerine en fazla 700 kilometre uzak.
Yaşam standardı: Lüksemburg, satın alma gücü paritesi (SGP) bakımından da diğer AB ülkelerine büyük fark atıyor. 28 AB ülkesinin SGP ortalaması 100 olurken, bu rakam Lüksemburg’da 271. Her bin kişiye düşen araba sayısı AB ortalamasında 403, ABD’de 477 iken, bu rakam Lüksemburg’da 667.
Yüksek maaşlar: AB içinde en çok kazananlar bu ülkede çalışanlar. Mesela, yeni mesleğe başlayan bir öğretmenin yıllık kazancı AB ortalamasında 24 bin Euro, Danimarka’da 33 bin Euro, Lüksemburg’da ise 57 bin Euro. Kazancın yüksek olduğu ülkede fiyatlar da oldukça yüksek. Lüksemburg, İngiltere’den sonra AB’nin en pahalı ülkesi. Pahalılık sıralamasında ilk sırada et ürünleri geliyor.
Multi Avrupalı bir halk: Maaşların yüksek olması çok sayıda AB vatandaşının Lüksemburg’a gelmesini sağlıyor. Ülkenin istatistik dairesi verilerine göre, nüfusun yüzde 45’i diğer AB ülkeleri vatandaşı. Etnik Lüksemburglu sayısı 300 binken, ülkede 90 bin Portekizli, 37 bin Fransız, 19 bin İtalyan, 18 bin Belçikalı, 6 bin İngiliz, 4 bin Alman, 4 bin Hollandalı, 27 bin diğer AB ülke vatandaşı ve 35 bin AB ülkesi dışından gelen vatandaşlar yaşıyor. OECD verilerine göre ülkenin iş gücünün yüzde 60’ını ‘yabancı’ kökenliler oluşturuyor. İşin ilginç kısmı, bu rakamın yarısı her gün diğer komşu ülkelerden çalışmak için Lüksemburg’a geliyor.
Konut fiyatları cep yakıyor: Ülkeye dışarıdan çalışmaya gelenlerin on binlerce olması emlak fiyatlarını artırıyor. 80 metrekarelik bir dairenin değeri 300 bin Euro’yu buluyor.
Finans cenneti: Lüksemburg, milli gelirinin yüzde 41’ini finans sektöründen sağlıyor. Ülke vergi cenneti olmasından dolayı çok sayıda yabancı banka bulunuyor. 150 bankanın sadece 5’i Lülsemburg’a ait. Birçok bankanın sadece bir şubesi bulunuyor.