Yezit’in safında Hüseyin türküsü

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

İtibar savaşını kazananın yanında yer almak çok kolay ve havalıdır. Mesela Kerbela’da günlerce susuz bırakıldıktan sonra şehit edilen Peygamber’in (asm) çok sevdiği torununa ağıt yakmanın, Hüseyin’den yana tavır almanın bugün için bir riski yoktur. Bir riski olmadığı için de herkes Hüseyin’den taraftır. Hatta Yezit’e hakaret etmek zalimlere meydan okumak anlamına da geldiği için çok da fiyakalı bir iştir. Kimse kendini Kufe’lilerin ya da Yezit’in yanında konumlandırmaz.

Bugün kendini Hüseyin’e ağıt yakanlar hadisenin olduğu zamanda yaşasaydı ve itibar savaşını kimin kazanacağını bilmeselerdi kimden taraf olurlardı?

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Ya da Mekke’de, Dar’ün Nedve’de dostlarınız olsaydı, dönemin çok kazananları arasında yer alsaydınız ve yine geleceği bilmeseydiniz Muhammed’in (asm) mesajına karşı tavrınız ne olurdu? Haktan, adaletten, adil paylaşımdan bahsettiği ve dönemin iktidarına itiraz ettiği için bir peygamberi taşlamayacağınızdan emin misiniz?

Ya da Kudüs’te Hz. İsa’nın (as) değil de kanlı katil Barabbas’ın affedilmesini isteyen Kudüs halkına karşı nasıl bir duruş içinde olurdunuz?

Sonuçlanmış her olayda kazanan ve haklı görünenin yanında yer almak, duyarlı insanmış gibi yapmak, haktan yanaymış gibi görünmek kolay ve pek konforludur.

Ege’de minicik bebeler ölünce kimse dönüp bakmaz çünkü bu konuda insanı tepkiler vermek büyük risk taşımaktadır. Ama belediye otobüsünde Boji köpeğe kumpas kurulunca ülkede yer yerinden oynar. Çünkü Boji’ye sahip çıkmanın hiçbir riski yoktur aksine itibarı vardır.

Myanmar’da Arakan Müslümanları için ayağa kalkan Türkiye’nin İslamcıları yüz binlerce dindar kadın ve erkeğin zulme maruz kalmasında kafasını kuma gömer. Çünkü Myanmar’a duyarlı olmasının hiçbir riski, ödeyeceği hiçbir bedeli yoktur. Tıpkı Filistin meselesinde olduğu gibi risk bir yana itibarı da pek yüksektir.

Sadece İslamcılar değil, mesela şimdi herkes Nazi düşmanıdır ve kendini ikinci dünya savaşındaki Yahudilerin yanında konumlandırır. Ya o dönemin Almanya’sında yaşıyor ve savaşı hele de itibar savaşını kimi kazanacağını bilmiyor olsalardı bu kadar kolay Nazi düşmanı olurlar mıydı? Ya da Hitler’e bu kadar ağır hakaretler ederler miydi?

Bugün destansı bir havayla kendinizi mazlumların yanında konumlandırdığınız, tarihin yol ayrımı hadiselerin canlı olarak içinde olsaydınız ve bir tercih kullanmamız gerekseydi yine zulme karşı durur muydunuz?

O zaman nasıl davranacağımızı bugün aldığımız tavırlar söylüyor aslında. Bugün Yezitlerin yanında saf tutan, mazlumu taşlayanların Kerbela vaktinde Hüseyin’in safında durmaları mümkün müdür?

Netflix’teki Kulüp dizisiyle gündeme yeniden gelen 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili yazılanları okuyunca bunlar geldi aklıma. Adam bugün devletin yaptığı her türlü zulme kılıf bulup destekliyorken, Rumlara o tarihte yapılan kötü muamelenin nasıl bir zulüm olduğunu anlatıyor. Nasıl olsa bu olaylara tepki göstermenin bugün için bir riski yok. Ne mahalleden kovulma ne de savcılarla başının belaya girme tehlikesi.

Bugün 6-7 Eylül olaylarından çok daha büyük bir yağma ve talana maruz kalıyor insanlar ama bunlar talan edenlerin yanında, olanları alkışlıyor. Gayrimüslimlere yapılanlara bugün tepki gösterdiklerine bakmayın, eğer o tarihte yaşasalardı, Rumların mallarını mülklerini talan edeceklerinden hiç kuşkunuz olmasın.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

7 YORUMLAR

  1. “Cihadın en faziletlisi, zâlim sultanın karşısında hakkı ve adaleti söylemektir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim 17; Tirmizî, Fiten 13. Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 37; İbni Mâce, Fiten 20)
    12. Ebû Abdullah Târık İbni Şihâb el-Becelî el-Ahmesî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ayağını özengiye koymuş vaziyette iken, bir adam:
    – Hangi cihad daha faziletlidir, diye sordu? Peygamberimiz:
    – “Zâlim sultan katında söylenen hak söz” buyurdular. (Nesâî, Bey’at 37)

  2. İnsanlar sürece o kadar sessiz kaldılar ki içlerindeki intikam, nefret, düşmanlık meydana çıktı. Yüzleri, elbiseleri, makyajları o bataklığı gizlemektedir. Ama ilginçtir daha önce savundukları atatürkün değerlerini bile savunamıyorlar. Atatürkün değerleri adına ışide ses çıkaramıyorlar. Halbuki onları müslümandan üstün yapan üstün değerleriydi. Çağdaşlık, ilericilik, aydınlık, bilim gibi. Bu ‘erdemli’ değerlerini savunmayarak kendilerini erdemden yoksun bırakmaktadırlar. Erdemsiz olduğu kadar zulümlere sesini çıkartmamaktadır. Bütün nefretini erdemli insanlar üzerine yöneltmektedir. Çünkü erdemlinin düşmanının olmasına tahammül edememektedir. Erdemin başkasında olmasına tahammül edememektedir. Çünkü ona erdemlinin hep kendisi olduğu öğretilmişti. İrticanın ise karşısındaki olduğu öğretilmişti. Şimdik erdemini bırakmış vaziyette hemde ışidin yaptıklarına sesini çıkarmamış vaziyette varoluşunu sürdürmeye çalışıyor. O yüzden var oluşu için, erdeme tekrar kavuşmak için bobiyi savunmaktadır. Bu sayede bir erdem kazanmaktadır ve o eski günlerdeki gibi erdemli birey olmaya devam etmektedir.

    Burada erdemli insanların duruşu onu çıldırtmaktadır. Ona sürekli kendi erdemsizliğini hatırlatmaktadır. O yüzden ışid islam devletinin erdemli insanları yok etmesine sevinmektedir. Sevinmesi için irtica ve laiklik kavramlarını terk etmesi gerekmektedir. Çünkü laiklik kavramını dolayısıyla atatürkü terk etmezse nasıl erdemli insanlar karşısında ışidi destekleyebilsin? Nasıl oh olsun diyebilsin? Nasıl ışidin size yaptıkları oh olsun diyebilsin? Işidin cemaati dövmesi için ışide bir alan açılması gerekiyordu. Bunun için hukukun rafa kalkması gerekiyordu. Meclisin by pass edilmesi gerekiyordu. Ordunun küçültülmesi gerekiyordu. Yargının vesayet altına alınması gerekiyordu. Işid yargıyı vesayet altına almıştır. Çünkü yargı ışide sesini çıkaramamaktadır. Hangi din adamı ışide ses çıkartabildi. Halbuki insanlar müslümanlığın kafa kesmek olduğunu sanıyor. Bu yanlışı kim düzeltecek? Eğer düzeltilmezse islam çok ama çok yanlış anlaşılacak gençler arasında. Işidi dinsizlerden ve kürtlerden intikam almak olarak yorumlayacak gençler bu kavgayı din diye yutacak yada yutturacak. Işid yenilgiye uğratıldığında bu sefer herkes göreceksiniz ışid aleyhinde konuşacak. Herkes birden bire erdemli vatandaş oluverecek. Akıllarınca böyle olacağını sanıyorlar ama erdem kesintiye uğramaz. Sen daha önce neredeydin derler. Yoksa ölü taklidi mi yaptın derler. Ama erdemli insanlar o gün neye direndiklerini ortaya koyarlar. Erdemsizler kötülükleriyle yüzleşirler ve dönenler hariç muhtemelen ömrü böyle bitirirler.

  3. Bu yazıyı Türkiyeden yazıyorsanız helal olsun gerçekten. Yok eğer yurtdışındaysanız yine tebrik ederim, iyi edebiyat yapmışsınız. Global dünyada klavyenin sınırı yok tabi..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin