“Yedi diplomalı diktatör” Mugabe’yi kara bulutlar yolcu etti

HABER-YORUM | TÜRKMEN TERZİ

Afrika’nın en yaşlı lideri olan Zimbabwe eski Devlet Başkanı Robert Gabriel (Cebrail) Mugabe, tedavi gördüğü Singapur’da hayata gözlerini yumdu. 95’ini deviren “öğretmen diktatör”, ruhunu uzak Asya’da teslim etti. Destekçileri, öldüğü gün ülkesinin simsiyah bulutlar kaplanmasını yas olarak yorumladı.

Güney Afrika’daki Afrika Birliği ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu zirverlerinde gece ikilere kadar konuşarak liderleri, diplomatları ve gazetecileri uykusuz bırakan Mugabe, başkaları konuşurken uyuklar, sıra kendine geldiğinde birden canlanır, saatlerce konuşurdu. Bir Ramazan gününde Mugabe’nin konuşma yaptığı salondan çıkamayınca iftarı gece yarısı yapmıştık. Bir yandan çok zarif kıyafetleri, mükemmel İngilizcesi diğer yandan yarım asırdır muhaliflerine hayat hakkı tanımaması ile zıtlıklar insanı olan 7 akademik diplomalı Mugabe, ilham gelen şairler gibi, ardı ardına yaptığı hiviclerle, Avrupalı liderleri yerden yere vururdu.

Marangoz bir babanin oğlu olarak 1924’de doğan Mugabe, Roma Katolik misyoner okulundan öğretmen olarak mezun oldu. Burslu olarak Güney Afrika’nın Fort Hare Universites’nde eğitimine devam eden geleceğin lideri eğitimci, 7 farklı akademik diplomasını aldıktan sonra Gana’da öğretmenliğe başlamış, Gana’nın Pan-Afrikancı fikirleri ile meşhur bağımsızlık sonrası lideri Kwame Nkrumah’nın fikirlerinden çok etkilenmiş. Hatta ilk eşi Ganalı  öğretmen Sally Hayfron.

Mugabe 1960’da o zamanki ismiyle Güney Rodezya’ya döndü. Sömürge yönetimine karşı mücadelesine ilkönce Afrika milliyetçisi Joshua Nkomo ile Zimbabwe Afrika Halkı Birliği’nde (ZAPU) başladı. Şona ve Ndebele kabileleri arasındaki etnik ayrım nedeniyle 1963’de Zimbabwe Afrikalı Ulusal Birliği’ni (ZANU) kuran Mugabe, ülkeyi 2017’de darbe ile indirilene kadar yönetti. 1980’de başbakan olarak iktidara geldiğinde halkına demokrasi ve uzlaşı umudu veren Mugabe, kısa zaman sonra altın, elmas, tarım ülkesi olan Zimbabwe’yi yaklaşık 40 yıl şiddete, yolsuzluğa, ekonomik yıkımlara boğdu.

A

Bir zıtlıkların insanı portresi

Söz ustası Mugabe bir anglofil idi ama İngiltere’den nefret ediyordu; ükesini İngilizlerden bağımsızlığa kavuşturan, ulusunun lideri idi ama halkına en temel insan haklarını çok gördü; Pan-Afrikanizm vizyonuna sahipti ama bırakın Kara Kıta’nın insanlarını kucaklamayı, gölgesinden şüphelenen, arketip bir diktatöre dönüştü.

4 yaşında ölen oğlunun cenazesine katılamadı

1964’te yaptığı bir konuşmada o dönemin Rodezya Başbakanı Ian Smith’e “kovboy” lakabını takınca tutuklanan ve mahkemesiz 10 yıl hapis yatan Mugabe’ye, sömürgeci yönetim, 4 yaşında ölen oğlunun cenazesine katılmasına izin vermedi. 1973’te henüz gözaltında iken Zanu’nun lideri seçilen Mugabe, serbest kaldıktan sonra Mozambik’e gitti ve ülkesi Rodezya’ya karşı gerilla mücadelesine başladı. Diğer siyah mücadeleciler arasında en militan kişiliğiyle öne çıkan Mugabe, Rodezya’nın bağımsızlık görüşmeleri boyunca taleplerinden taviz vermeyen biri olarak sivrildi.  1976’da ziyaret ettiği Londra’da, Rodezya sorununun tek çözümünün silah namlusundan çıkacağını söyledi.

1979’da imzalanan The Lancaster House Anlaşması ile Güney Rodezya (bugünkü Zimbabwe) tarihe karıştı ve Şubat 1980’de Zimbabwe Cumhuriyeti kuruldu, Mugabe ezici çoğunlukla başbakan olarak iktidarını kurdu. Mugabe iktidarının ilk zamanlarında ılımlı ve uzlaşmacı tonu ile rakiplerinin çoğuna güven verdi. Mağduriyetlerin giderileceği sözünü vererek ve özel mülkiyet kamulaştırılmadan geniş tabanlı bir hükümete söz verdi. Beyazlar Mugabe’nin sizlerine inanarak ülkede kaldı.

Başbakanlık ofisini kaldırdı, tek başkan oldu

Ama çok kısa süre sonra rakibi Nkomo’nun taraftarları olan Ndebele kabilesinden binlerce insanı, Kuzey Kore’nin eğittiği 5. Tugay’a katlettirerek tek parti idaresini kurdu. Nkomo, Mugabe’ye boyun eğmek zorunda kaldı ve iktidar ZANU-PF partisine evrildi. Mugabe başbakanlık ofisi lağvederek 1987’de devlet başkanı oldu ve 1996’de üçüncü kez seçildi.

Ülkesindeki ırkçı rejime son vererek bir süreliğine demokratik idare kuran Mugabe, 1992’de kanunlaştırdığı “Arazi Edinimi Yasası” ile beyazların arazilerine el koydu.  Mugabe binlerce beyaz çiftçiden arazileri alıp siyahlara dağıtacağım dedi ama çiftlikler elit siyasilere verildi. 2000 yılında kurulan Demokratik Değişim Hareketi (MDC), Mugabe’nin tek adam rejimine tehdit gibi görülse de, MDC lideri Morgan Tsvangirai, 2009-2013 yılların arasında ancak 4 yıl koalisyon hükümetinde başbakanlık yapabildi. Mugabe seçimlerde MDC’ye karşı hile yaptığı gerekçesi ile İngiltere, Amerika ve Avrupa Birliği ülkeye ambargo uygulayınca, bir zamanlar kıtanın gıda ambarı olan Zimbabwe’de halk iyice aç kaldı. Eşi şüpheli şekilde ölen Tsvangirai’nin taraftarları her türlü zulme maruz kaldı. Kendisi de geçen yıl öldü.
Yaşlı Mugabe, 2017’yılında, genç eşi Grace’yi kendinden sonra iktidara hazırladığı gerekçesi ile ordu darbesi ile iktidardan indirildi. Yerine son yıllara kadar en yakın adamlarından olan başkan yardımcısı Emmerson Mnangagwa geçti.

Yasaların tek çiftlik sahibi olmaya izin verdiği Zimbabwe’de Mugabe ve eşi yirmiden fazla ciftlik sahibi oldu. Hükümetin sistematik şekilde 400 bin işi yıktığı ülkede resmi enflasyon rakmaı yüzde 176. Ekonomistler ise gerçek enflasyon rakamının  yüzde 558 olduğunu söylüyor. Mugabe arkasında kendisinden 41 yaş küçük son eşi Grace Mugabeyi, halen iktidar mücadelesi devam eden ekonomisi çökmüş, milyonlarca insanı sürgünlerde yaşayan bir Zimbabwe bıraktı.

“Diktatör öğretmenin” ülkesine ve dünyaya belki de tek faydası yetiştirdiği kaliteli öğretmenler oldu. 1980’den önce çok az siyah eğitim alırken, Mugabe ülkenin en ücra köşelerinde okullar açtırdı, on binlerce öğretmen yetiştiren bir eğitim sistemi kurdu. Bir öğretmenin kurduğu ve sonra dağıttığı Zimbabwe’nin yeniden inşası çok uzun yıllar alacak gibi.

2013 yılında hayata gözlerini yuman Nelson Mandela için binlerce Güney Afrikali meydanlarda gözyaşı dökmüştü. Mugabe ise ülkesinde bile ölemedi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Türk Dünyasının büyük şairlerinden biri, ülkesinde, o milletin “Kurtarıcısı”, “Kurucusu”, “En Büyüğü” olarak bilinen biri için: “önce kurtardı sonra ırzına tasallutta bulundu” anlamında birşeyler söylemişti. Yukarıdaki Mugabe haberi onu hatırlattı. İktidardan bir on yıl önce gitseydi, kahraman olarak göreceğimiz biri, hayatının belki son döneminde haine dönüşebiliyor. Allah sonumuzu hayırlı eylesin…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin