Yargıda körebe oyunu

Yorum | Umut Atay

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) geçen hafta 39 hâkim ve savcıyı daha ihraç etti. Bu son kararla birlikte ihraç edilen hâkim ve savcı sayısı 4 bin 560’ı buldu. Ancak HSK’nın burada duracağını sananlar yanılıyor. Zira yargıda ihraç hedefi ilk planda 5 binin üzerinde, geriye kalan 7 bin hâkim ve savcı için de durum pek parlak görünmüyor.

Nereden çıkardın bu rakamları, diyebilirsiniz. 2014 HSYK seçimlerinde hükümet güdümündeki “Yargıda Birlik Platformu”na karşı yarışan bağımsız adaylara 5 bin küsur oy verilmişti. Bu seçimin akabinde yargı kulislerinde bağımsız adaylara oy veren bu 5 binden fazla hâkim savcının tasfiyesi açık ve kapalı kapılar ardında konuşuluyordu zaten. O seçimlerde Yargıda Birlik Platformu adaylarına oy vermeyen hâkim ve savcıların fişlendiği haberi “Yargıda MİT fişi destekli örgütlenme” olarak medyaya yansımıştı.

DAHA ÖNCE ‘PARDON’ DENİLENLER

Son ihraç kararındaki 39 kişiden bazılarını yargı camiasını takip edenler hatırlayacaktır. Listede yer alan Hâkim Beytullah Bektaş’ın ismi, 16 Temmuz 2016 tarihli açığa alma listesinde de vardı. Ancak Hâkim Bektaş’ın yaptığı itiraz yerinde bulunarak daha sonra mesleğe iade edildi ve yaklaşık bir yıldır kürsüdeydi. Ne olduysa artık, Bektaş bir kere daha ihraç edildi.

Bir diğer ihraç edilen Hâkim Ömer Öksüz’ün ismi, 25 Ağustos 2016 tarihli ihraç listesinde yer alıyordu. Hatta 3 ay tutuklu kaldıktan sonra “pardon” denilerek mesleğe geri alınmış ve Aydın iline tayin edilerek bir nevi iade-i itibar yapılmıştı.

Yine 2017 yılının başlarında yayınlanan bir başka kararnameyle ihraç edilen dönemin Kars savcısı Abdulvahap Kılınç’ın yaptığı itiraz yerinde bulunarak mesleğe iade edilmişti. Ama ne olduysa Savcı Abdulvahap Kılınç’ın ismi son ihraç kararnamesine tekrar girdi. Üstelik bu sefer yalnız da değil, yanına eşi hâkim Gülay Uğur Kılınç da eklenmiş.

Son ihraç listesinde isimleri yer alan Murat Yıldız, Remzi Başaran, Murat Bilge, Ömer Aykut Özdoğan, Yusuf Deveci gibi isimler de önceki ihraç listelerinde yer alıp sonra “pardon” denilerek mesleğe iade edilen diğer isimler. Tüm ihraç gerekçeleri aynıyken bu isimlerin aynı gerekçelerle ihraç edilip sonra aynı gerekçelerle itirazları kabul ediliyor sonra yine aynı gerekçelerle tekrar ihraç ediliyorlar. Üstelik dosyalarda var olduğu söylenen delillerde bile hiçbir değişiklik yokken.

Yargının tepesinde tam anlamıyla bir körebe oyunu oynanıyor. Kurul ‘F..ö’ ile ne kadar iştahla mücadele ettiğini Saray’a gösterebilmek için, ihraç sayısını 5 bine tamamlama oyunu oynuyor! Delil filan aramaya ihtiyaç duymaksızın el yordamıyla tuttuğunu kapının önüne koyuyor. İnsanların geleceğini karartmak suretiyle Saray’a selam çakıyor, kendini ispatlamaya çalışıyor.

GERİYE KALAN 7 BİN DE HER AN GÖREVDEN ALINABİLİR ÇÜNKÜ…

İleri sürülen ihraç gerekçelerine bakıldığında yargıda geriye kalan 7 bin kişinin yerinin pek öyle sağlam olmadığını söyleyebiliriz. Kamuoyuna yansıdığı için oradan örnek verelim; Cumhuriyet Gazetesi iddianamesinde yer alan en önemli suçlamalardan biri, tutuklu Cumhuriyetçilerden bazılarının Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen şahıslarla telefon irtibatının tespiti! Dikkat edin, suçlanmanız için Bylock kullanıcısı olmak gerekmiyor, telefon irtibatınızın olduğu kişilerden herhangi birinin Bylock kullanması sizin de tutuklanmanız için yeterli bir gerekçe. Aynı şekilde aile fertlerinden birinin Bankasya’da hesabının olması da böyle. Sırf bu tür saçma gerekçelerle on binlerce masumun cezaevinde tutulduğunu hatırlayın.

Bugüne kadar lojmanlarda iç içe yaşayan, mesai arkadaşı olan bu 5 binden fazla hâkim savcının geri kalan 7 bin hâkim savcıyla irtibatı yok mudur? Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ve dönemin İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun bile Ankara Çatı Davada yargılanan isimlerden bazılarıyla yüzlerce telefon görüşmesinin ortaya çıktığını ama kullanışlı oldukları sürece haklarında işlem yapılmadığını da unutmayın. KHK ile kapatılan Yarına Bakış gazetesinde yer alan habere göre, İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcılığı tarafından yürütülen operasyonlarda HTS kayıtları (bir telefon numarasına ait iletişim bilgileri) incelenmiş, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in 450, Salihoğlu’nun da 250’nin üzerinde kaydı ortaya çıkmıştı. Ancak o gün HSYK, kayıtlarla ilgili inceleme izni vermemiş, dosyayı rafa kaldırmıştı. Saray’ın emrinden bir an olsun çıkmayan bu ikili en küçük bir hata yaptıkları zaman bu dosyanın kendilerini hapse göndereceğini gayet iyi biliyorlar.

Şimdilik HSK’nın hışmına uğramayan 7 bin hâkim savcının, kendilerine verilen emir ve talimatlara harfiyen uymaktan başka çareleri yok. Aksi halde düne kadar aynı lojmanda komşuluk yaptığı, aynı servisi kullandığı mesai arkadaşlarıyla olan iletişim kayıtları her birinin başında Demokles’in Kılıcı gibi sallanmakta.

Yargıdaki kör ebe oyunu işte tam olarak budur. Adaleti olmayan bir toplum ilkelliğe barbarlığa doğru koşmaya mahkumdur. Adalet dağıtması beklenen yargıçların her an körebeye yakalanma korkusuyla yaşadıklarını bilmenizi istedim. İşte bugünün Türkiye’sinde bağımsız ve tarafsız yargı kararları bu ortamda alınıyor. Yerseniz!..

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin