Yakarız bu gezegeni!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

“Gemi biraz sola mı çekiyor Kuna?” diye sormuştu Komutan Logar, hatırlarsınız. 

Sanırım o film bugün çekilse, “ülke dibe mi çekiyor reis?” diye sorardı yancısı Kuna’ya…

Ancak esas vurucu olan sahne o değil. 

Hatırlatayım:

GORA gezegeninin yönetimini ele geçirmek için akıllara durgunluk veren oyunlar deneyen Komutan Logar, en nihayetinde kendi gezegenine ateş topu yollayabilecek kadar gözü dönmüştür. 

Sıradan bir dünyalı olan Arif, Logar’ın yediği haltları birer birer belgeler. 

Foyası meydana çıkan Logar ile Kuma delirirler ve silahını çeken Logar’ın yancısı Kuma “Yakarız bu gezegeni yakarız!” diye tehdit eder. 

Gerçi Arif fırsat vermez ama, sıkışınca en yakın arkadaşını bile anında harcayan Logar, imkan bulsa değil gezegeni galaksiyi bile yok etmeyi dener şüphesiz. 

Çünkü onun için iktidar çok önemlidir. 

Hikayenin bugün ülkede yaşananlara benzemesi, kadim ve evrensel bir öykü oluşundan kaynaklanıyor. 

Tarih boyunca tüm zalim ve totaliter rejimler benzer şekilde ülkesini ve dünyayı tehdit etmiştir. 

İktidarı boyunca adım başı “Size yollar yapan, her ay gıda yardımında bulunan, bedava kömür veren Hitler” afişleri kullanan Hitler, iktidarının son bulacağını anladığı an, kendi pilotlarına Almanya’nın yollarını bombalamalarını emreder. 

Çünkü artık Alman halkı hiçbir şeyi hak etmemektedir. 

Üstelik yıllar boyu zulüm altında inim inim inleyip, fakirleşen Alman halkına asla acınmamasını ister. 

Hitler’in propaganda bakanı Goebbels, “Alman halkına asla acımayın, çünkü böyle bir tercihi onlar yaptı!” derken iktidarın motivasyon ve inancını apaçık şekilde gösterir. 

Evet, Türkiye gemisi her geçen gün dibe doğru çekiyor. 

Öyle bir çöküş ki, tarihte eşi benzeri yok. 

Bu çöküş halkın –ne yazık ki- umurunda değil. 

İktidarın zaten değil. 

İşte gördünüz, borsada sadece bir hafta içinde yapılan vurgunun boyutu 5 milyar dolardan fazla. 

İki milyondan fazla insanın parası bir haftada iç edildi. 

Kimsenin “gık”ı çıkmıyor. 

Pardon çıkanlar var. Bazı gazeteciler…

Muhalefet ise filmde zırt pırt sahneye dalıp “Bir cisim yaklaşıyor” diyen cüce gibi. 

Sadece felaket tellallığı ile seçimleri kazanıp, iktidarı değiştirebileceklerini düşünüyor ve hatta buna gerçekten inanıyorlar. 

İktidar pedagojisi ise bambaşka. 

Bir kere önceden yaptıkları ve gerektiğinde tekrar yapabilecekleri korkunç şeyler var.

Kan dökmek mesela. 

Hatırlayın 1 Haziran -7 Kasım seçimleri arasında bu ülkede yaşananları. 

Yüzlerce insanını kanına girdiler iktidarı kaybetmemek uğruna…

Ya da hatırlayın bu ülkenin istihbaratının başındaki şahıs “Suriye’den birkaç füze yollar savaş çıkarırız, nolmuş yani?” diyebilecek kadar gözleri dönebiliyor. 

Sıradan bir otopark mafyasının kafasına iki mermi sıkarak, oradan bir suç örgütü şeması çıkarıp bundan sonra yapacakları pis işlere kılıf hazırlamaya başladılar. 

Vaktiyle seçim işleri dürüstçe, onurluca yapılırdı. 

Söz gelimi iki rakip aday önce birbirine başarı dilerdi, hatta ekranlara çıkıp medenice tartışırlardı. 

Şimdi ise, iktidar kendisine karşı çıkanı yekten hain, alçak, namussuz ilan ediyor. 

“Hele adayınızı bir açıklayın” derdinde olmanın sebebi bu. 

Ateş, su, toprak, hatta tahta…

Yakarlar, ateşe verirler her yeri. 

Yeter ki iktidarları ellerinden gitmesin, tahta başkası çıkmasın!

Ne, tahta mı?

Tahta ya zorunuza mı gitti?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Tayyip ülkeyi şahsı olarak gördüğünden öfkelendiğinde kendisine zarar vermek istediğinde şahsı gördüğü insanlara zarar veriyor. Kendisi küçükken ebeveynlerine haklı olarak itiraz ettiğinde dinlenilmiyordu. Zamanla haklılığın bir değer olmadığını anlayarak kendi haklılığını anımsatan kendisine karşı düşman olmaktadır. Haklılığın yani hakkın bir değer olmadığı, hatta hakkı talep edenin sesinin dinlenilmediği durumu aşağılanma, çaresizlik, güçsüzlük olarak görür. Bu nedenle insanlar haklı taleplerde bulundukça çıldırıyor ve ne istiyorsunuz nankörler diyor. Çünkü insanlar aslında onun şahsı yerine geçtiği için insanların haklı tepkilerini kabul etmiyor, yok sayıyor ve onları düşmanlaştırıyor. Çünkü zamanında güç ebeveynindeyken, kendisi küçük iken kimse hakkını dinlememişti. O da şimdi güçlü konuma geçti. Hep istediği şey buydu. Ve güçlü olarak karşısında kimsenin hakkı olmadığını düşünüyor. Bunu insanlar anlayamadı. Çünkü düşmanlaştırdığı insanlara terör kılıfı uydurdu. Ama düşmanlar sorunlar arttıkça artacaktır. Ve hak isteyenlerin sayısı arttıkça insanlar meselenin terörist olmadığını aslında Tayyipin en baştan herkesi zaten terörist gördüğünü anlayacak.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin