Yağmura kaçanlar

YORUM | MAHFİ ŞAHİN

Yağmur yağıyor.
İçinde kayıp insanlar var şehrin. Caddeler en çok da ıslakken boş. Ansızın yakalanmış ahmaklar, bir de aşıklar var sokaklarda. Ahmaklar yağmurdan, aşıklar yağmura kaçıyorlar. Yağmurdan kaçanlar ve yağmura kaçanlar arasında yaşanıyor hayatın paradoksu.
Yağmur yalnız yağıyor.
Caddeler biraz da karanlıkken boş. Yağmur damlaları yere yalnız düşüyor. Hiç toprağa değmeden rıhtıma ulaşıyor bazı damlalar. Sonraki sefer için güneşi bekliyorlar. Sonraki sefer için ormanı arzuluyorlar. Ve sonraki sefer için yalnızca toprağı umut ediyorlar.
Yağmur ne güzel yağıyor.
Ruhunda mavi bir ıslaklık hissediyor aşıklar. Çünkü yağmur ruha işliyor, çünkü sadece yağmur ve gözyaşı damlaları temizliyor ruhu. Sonra yağmura karışıyor gözyaşları ve en çok da yağmurda gizleniyorlar. İçinde sırılsıklam aşk var şehrin. Yağmur bu sefer kuzeyden değil, gönülden geliyor. Çünkü aşk kalpte buharlaşıp, akılda yoğunlaşıyor. İşte bu hislerin çarpışmasıdır gözlerdeki buğu… Sonra yağmurun kucağına uzanıyor ne aradığını bilmeyenler. Yüzleri hep göğe dönük, kollarını iki yana açmış öylece ıslanıyorlar. Bazen de buğulu camlardan seyrediyor yağmuru aşıklar. Düşen her damla farklı bir ses çıkarıyor. Çıkan her sesin ayrı bir hikayesi var. En sessiz hikâye ise yağmurun sesinde betimleniyor. Sağanak bir metafor yağıyor gökten. Ve herkes kendi hikâyesinde sırılsıklam ıslanıyor…
Sahi en çok hangimiz ıslandı yağmurda? Hangimiz en çok sevdi? En çok kim yürüdü ıslak kaldırımlarda yalnız. En çok kim özledi toprağın kokusunu? En çok kim üşüdü yağmurdan sonra ve en çok kim kaçtı; kaçıp en çok kim sığındı yağmura?
Yağmur ağlıyor.
Küçük bir su birikintisi var sokağın sol tarafında. Yakamoz oradan yansıyor. Sokak yaralanmış, sokak kanıyor, sokakta on iki lamba var ve hepsi yakamoza sığınıyor. Sokağın mı yoksa lambanın mı bu hikaye kimse bilmiyor. Yağmur inceden yağıyor. Huyudur yağmurun; yağıyor, ıslatıyor ve çepeçevre sarıyor insanı. Sonra en güzel renkleri buket yapıp, gökkuşağını takdim ediyor.
Yağmur şiddetli yağıyor.
Hafakan var şehrin demir yollarında. Yapraklar usulca dökülüyor ağaçlardan. Vedası olmayan bir süzülüş bu. Çünkü her mevsim sürüyor yaprak dökümü¬ bu şehirde. Yağmur aralıksız yağıyor ve perdesi yok bazı evlerin. Yüreği sonuna kadar ıslak bazı insanların ve bazı geceler gök gürültüsünden korkuyor çocuklar. Gök gürültüsü, insan feryadına ne kadar da benziyor. İkisinin de sonunda yağmur var ve yalnızca aşıklar ıslanıyor bu serencamda. Yağmur yağıyor, gök gürlüyor ve şimşek çakıyor şehrin ormanlarına. Şimşek, evlerin gri duvarlarını ansızın aydınlatıyor. Yağmur şiddetle yağıyor, balkonundan yağmuru izliyor hüzünlü bir kadın. Yüzünde mahfi bir iz var kadının ve gözlerini hep yağmura kaçırıyor. Bazı kadınlar sadece yağmura sığınıyor ve yalnızca yağmur anlıyor onları. Sahi en çok kim kaçtı; kaçıp sığındı yağmura?
Yağmur yağıyor.
Yağmur çok şiddetli yağıyor.
En şiddetli yağmur, hüzünlü bir kadının gözlerinden süzülüyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin